Logo

11. Hukuk Dairesi2024/2990 E. 2024/4059 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Yargıtay'ın kesinleşmiş bir temyiz kararına karşı yapılan karar düzeltme talebinin kabul edilip edilemeyeceği.

Gerekçe ve Sonuç: 6100 sayılı HMK'da karar düzeltme yolunun bulunmaması ve bu talebin kötü niyetli bir başvuru olarak değerlendirilmesi gözetilerek talebin reddine ve talep edene para cezası verilmesine karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2012/2164 Esas, 2021/1891 Karar

İLK DERECE MAHKEMESİ : Babaeski Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2008/89 E., 2010/50 K.

Taraflar arasındaki yargılamanın yenilenmesi davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın temlik alan davacı tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle Yargılamanın iadesi isteminin esasa girilmeden reddine kesin olarak karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kesin olarak verilen kararına karşı temyiz yoluna başvuran temlik alan davacının adli yardım isteği Dairemizin 23.01.2023 tarih ve 2023/384 E. ve 2023/416 K. sayılı ilamı ile adli yardım talebi reddedilmiş, bu karara karşı davacı tarafından yapılan itiraz Yargıtay 12. Hukuk Dairesinin 17.05.2023 tarihli 2023/2125 E., 2023/3471 K. sayılı ilamı ile reddedilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesince 18.07.2022 tarihli ek karar ile davacının temyizi kesin istinaf kararına karşı olduğundan 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 366 (1) atfıyla kıyasen uygulanması gereken 346/1 inci maddesi gereği temlik alan davacının temyiz başvurusunun usulden reddine karar verilmiştir.

Ek karar temlik alan davacı tarafından temyiz edilmesi üzerine Dairemizin 18.12.2023 tarih 2023/6477 E., 2023/7427 K. sayılı ilamı ile ek kararın onanmasına karar verilmiş olup ,temlik alan davacı asıl tarafından kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla; yapılan ön inceleme sonucunda gereği düşünüldü:

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nda (6100 sayılı Kanun), 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'ndan (1086 sayılı Kanun) farklı olarak kanun yolları arasında karar düzeltme müessesesine yer verilmemiştir.

Yukarıda açıklandığı üzere Bölge adliye mahkemelerinin faaliyete geçmesinden sonra Yargıtay tarafından 6100 sayılı Kanun uyarınca yapılan temyiz incelemesi sonucunda verilen kararlara karşı tarafların karar düzeltme hakkı bulunmadığından davalı vekilinin karar düzeltme isteği niteliğini taşıyan başvurusunun reddi gerekir.

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununda, İstinaf ve Temyiz olma üzere iki olağan kanun yolu öngörülmüştür. Mülga 1086 sayılı HUMK’da düzenlenen Karar Düzeltme müessesine ise yer verilmemiştir. Buna rağmen birçok birçok dosyanın, varolmayan bu yöntem üzerinden yeniden Yargıtay’a gönderildiği sıklıkla karşılaşılan bir durumdur.

Hak arama hürriyeti veyahut mahkemeye erişim hakkı kapsamında Dairemize intikal ettirilen bu tür dosyalar, Dairemiz esasına kaydedilmekle; müteakiben gelen birçok dosyanın, temyiz inceleme sırasını ötelemenin yanı sıra, kararın kesinleşme sürecini de akamete uğratarak; lehine karar verilen tarafı da mağdur etmektedir.

“Dürüst Davranma” başlıklı Türk Medeni Kanunu'nun 2 nci maddesi “herkes, haklarını kullanırken ve borçlarını yerine getirirken dürüstlük kurallarına uymak zorundadır” hükmünü amirdir.

Dolayısıyla Bölge Adliye Mahkemelerinin fiilen devreye girmesinden sonra istinaf ve temyiz denetiminden geçen bir kararın her ne ad altında olursa olsun yeniden Yargıtay gündemine taşınması kötü niyetli kanun yolu başvurusu addedilip, talep reddinin yanısıra, para cezası tayinini de gerektirir.

Tartışmalar esnasında; “karar düzeltme ve buna bağlı kötü niyetli başvuruyla ilgili bir yaptırım düzenlenmediğinden disiplin para cezası tayininin” kanunilik ilkesine aykırı olup olmadığı değerlendirilmesi de yapılmıştır. Neticede, olağan kanun yollarından olan temyiz ve istinaf taleplerinin kötü niyetli yapılması halinde bile ceza öngören kanun koyucunun, kanunda hiç yer almayan “karar düzeltme” yoluna özel yaptırım getirmemiş olmasının yegane sebebinin müessesenin kanun metninde yer almamasından kaynaklandığı sonucuna varılmıştır. Doğal olarak kanun metinleri, bünyesinde düzenleyip tarif ettiği hususlara ilişkin düzenlemeler içerir. Dolayısıyla kanunda hiç yer almayan ve dolayısıyla kötü niyetin en bariz şekilde tezahür ettiği bu halin yaptırımdan muaf tutulduğu sonucuna varmanın kanunun özü ve ruhuyla bağdaşmayacağı izahten varestedir.

O halde, kötü niyetle istinaf yoluna başvurmaya dair 6100 sayılı Kanun'un 351 inci ve kötü niyetle temyiz başlıklı 368 inci maddelerinin atıfta bulunduğu, aynı Kanun'un 329 uncu madde metinlerinin özünde, mahkemeye erişim hakkının kötüye kullanıldığı tüm halleri kapsadığı kanaatine varılmakla; haksız ve yersiz talep reddinin yanısıra disiplin para cezasını içeren aşağıdaki hükmün tesisi yoluna gidilmiştir.

KARAR

Açıklanan sebeple;

Davacı asılın karar düzeltme talepli dilekçesinin REDDİNE,

Bölge Adliye Mahkemesi kararlarının temyizi üzerine Yargıtayca verilen kararlara karşı karar düzeltme yoluna gidilmesi mümkün olmayıp karar düzeltme talebinin kötü niyetle yapıldığı anlaşıldığından, 6100 sayılı Kanun'un 368 inci maddesi yollamasıyla aynı Kanun'un 329 uncu maddesinin ikinci fıkrası uyarınca karar düzeltme talep eden davacının takdiren 5.000,00 TL disiplin para cezası ile CEZALANDIRILMASINA,

Peşin alınan karar düzeltme harcının istek halinde ilgiliye iadesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,20.05.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.