"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12.Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/860 Esas, 2024/305 Karar
HÜKÜM : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul 4.Asliye Ticaret Mahkemesi
SAYISI : 2015/963 E., 2020/688 K.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
KARAR
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili ile davalılar arasında 11.09.2014 tarihinde hissedarlar sözleşmesinin imzalandığını, sigorta hizmetleri konusunda işbirliği yapılması konusunda anlaşıldığını, kendisi ve davalı ...'ın ... grubu, diğer davalıların ise ... grubu pay sahibi olduğunu, taraflar arasındaki işbölümünün sözleşme ile belirlendiğini, müvekkilinin kapanış işlemleri gereği olan P1 ödemesi olan 37.500,00 USD tutarında ödeme yaptığını, müvekkilinin sözleşme ile kendisine getirilen yükümlülükleri yerine getirdiğini, davalıların sözleşme uyarınca yerine getirmeleri gereken edimleri yerine getirmediklerini, sözleşmede öngörülen kurulacak ... şirkete sağlanması gereken satış ve pazarlama desteğinin ... gurubu hissedarlar tarafından yerine getirilmediğini, sözleşme uyarınca vaad edilen sermaye artırımlarının gerçekleşmesi durumunda kendi payının da değer kazanacağını, bu gerçekleşmediği için söz konusu kazançtan mahrum kaldığını, davalıların özel belgede sahtecilik yaparak müvekkili aleyhine kararlar aldıklarını, sahte evrak ile sermaye artırımı kararı alıp rekabet etmeme hükümlerine aykırı davranışlar sergilediklerini ileri sürerek davalıların imzalamış olduğu 11.09.2014 tarihli hissedarlar sözleşmesine aykırı davranışları sebebiyle ortaya çıkan müspet zararın temerrüt faizi ile birlikte tazminine, ayrıca tüm davalıların rekabet etmeme yasağına aykırı davranışları sebebiyle uğramış oldukları zararın tazminine karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalılar vekilleri ayrı ayrı sundukları cevap dilekçelerinde; ... grubu hissedarların sözleşme kapsamında üzerlerine düşen ana edim ve taahhütleri yerine getirdiklerini, sermaye artırımı için başvuruların yapıldığını, davacının P1 ödemesini yerine getirmesine karşılık, sözleşmede taahhüt ettiği emek koyma borcunu yerine getirmediğini, iddia konusu imza sahteciliğine ihtiyaç duyulmaksızın yönetim kurulu kararının alınabileceğini, davacının zarar vermek amacıyla farklı hukuki girişimlerde bulunduğunu, bu girişimler sebebiyle şirketin zarara uğradığını, davacının şirket faaliyetlerine katılmaması ve kötü niyetli tutumu sebebiyle ... ........’nin faaliyetlerinin sona ermesine neden olduğunu, sözleşmenin 3. maddesi uyarınca davacının tazminat davası açma hakkının bulunmadığını savunarak davanın reddini istemişlerdir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile taraflar arasındaki sözleşmenin 2.1 maddesinde ... grubu hissedar....’nin desteklenmesi halinde, kurulacak ... ........’lerin kendisinde bulunan hisse içerisinden %5 hisseyi, ... grubu hissedarların sahip olacağı %10 payın haricinde bu hissedarlara 2 yıldan fazla olmamak üzere halka arzdan önce vereceğinin düzenlendiği, hisse devirlerinin zamanı ile ilgili sözleşme kapsamında net ifadelerin yer almadığı, diğer yandan ...’nin desteklenmesi tabirinin şarta bağlı bir geçekleşmeyi ifade ettiği, davacının anlatımlarında bu edimin yerine getirilme zamanı konusunda hangi düzenlemeye dayanıldığının belirtilmediği, davalıların söz konusu pay devrini yapmadıkları açık olmakla birlikte bu pay devrinin hangi şartlar altında ve zamanda gerçekleştirilmesi gerektiğinin anlaşılamadığı, 2.1.1 maddesinde, ... grubu hissedarlar tarafından kurulacak sigorta acenteliği şirketinin projeksiyonunun ortaya konulduğu; bu şirketin satış ve pazarlama aktivitesinden kural olarak karşılıksız şekilde ... ........’nin de faydalanacağının ifade edildiği, davacının bu adımların atılmadığını ve kendilerine bilgi verilmediğini iddia ettiği ancak davalıların bu tutumundan kaynaklı ne gibi bir zararın doğduğu ve davalıların taahhütlerinin hangi tarihte uygulanması gerektiğinin anlaşılamadığı; sözleşmenin 2.4(ii) maddesinde, 425.000,00 USD'nin periyodik olarak aylık dönemlerde gerek ... .... ve .....’lerden ... grubu hissedarların geri ödemesiz ve net olarak alacakları temettü avansının tamamının bildirilen banka hesabına havale yapılarak ödeneceğinin düzenlendiği, 2.4.2 maddesi uyarınca, 500.000,00 USD tutarındaki P2, ... grubu hissedarlara P1 ödemesi tamamlandıktan sonra gerek çeyrek dönemlerde gerekse yıl sonunda ... ........’lerden ... grubu hissedarların geri ödemesiz ve net olarak alacakları temettü avansının 3/5’lük bölümünün bildirilen banka hesabına havale yapılarak ödeneceği, 2.4.3 maddesinde de Legal ........’ler bakımından aynı düzenlemenin bulunduğu, temettü avansı konusunda sözleşmede ilgili yılın sonu olarak bir vade belirlendiği, bu bedelin ödendiğine ilişkin dosya kapsamında bir delil bulunmadığı, bu noktada sözleşmenin 3. maddesinin önem arz ettiği, 3. madde uyarınca ön şartların yerine getirilmemesi ve kapanış işlemlerinden önce feshedilmesi halinde, sözleşmenin kendiliğinden sona ereceği ve taraflardan hiçbirinin sözleşmede öngörülen yükümlülükler ile ilgili olarak diğerine karşı herhangi bir talebinin olmayacağı, "Kapanış işlemleri"nin sözleşmenin tanımlamalar bölümünde, ... grubu hissedarlar tarafından, kapanış işlemlerinin tamamlanmasını müteakip 12.09.2014 tarihinde tarafların karşılıklı olarak mutabık kalacağı bir yerde iş ortaklığı giriş bedelinden P1’in ödenmesi dahil olacak şekilde, kapanış tarihinde yapılacak olan tüm işlemlerin tamamlanmasını ifade ettiği, davacı tarafın gerçekleşmediğini iddia ettiği sermaye artırımı gibi işlemlerin yapılmamasının, kapanış işlemlerinin tamamlanmadığı anlamına geldiği, davacı tarafından sözleşme hükümleri uyarınca sermaye artırımı gerçekleşmeden hangi sebepten dolayı kapanış işlemlerinin gerçekleştiğinin kabul edilmesi gerektiği hususuna açıklık getirilemediği, bu nedenle 3. madde uyarınca davacının bir talepte bulunamayacağı; sözleşmenin 4.7 ve 4.8 maddeleri özellikle (e) bendi uyarınca ... ........’lerin kuruluşundan sonra en geç 1 aylık süre içinde sermaye artırımına gidilerek minimum 25.000.000,00 USD maksimum 100.000.000,00 USD ayni sermaye artırım kararı alınacağının kararlaştırıldığını, sözleşmenin ilgili hükmünün "7. Sermaye Gereksinimleri, Finansman ve Teminatlar 7.2. Şüpheye yer vermemek adına, ... AŞ’lerin sermaye artışı yapması halinde ... Grubu Hissedarlar kendileri için ve ayrıca ... Grubu Hissedarlar nam ve hesabına, sermaye artışına mevcut hisseleri yapıları sabit kalacak şekilde ... Grubu Hissedarlar sermaye taahhüdünün tamamını yerine getireceklerdir." şeklinde olduğu, bu madde uyarınca ... grubu pay sahiplerinin sermaye artışına ... grubu pay sahipleri nam ve hesabına katılma yükümlülüğünün bulunduğu anlaşılmakla birlikte, sermaye artışının ne zaman yapılması gerektiği hususunun sözleşmeden anlaşılamadığı, davacı tarafın talebinin ... grubu pay sahipleri tarafından yerine getirilmemesi sebebiyle tazminat sorumluluğunun doğmadığı, 19.maddede getirilen rekabet yasağına diğer hissedarların aykırı davrandığı iddia edilmiş ise de, davalılardan ... gurubu hissedarlar ve ... gurubu hissedar Mert hakkında ileri sürülen rekabet yasağını ihlal ettiği iddiasına ilişkin olarak somut delil sunulmadığından bu iddianın kanıtlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm, davacı vekilince istinaf edilmiştir.
IV. İSTİNAF
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile hisse devirlerinin zamanı ile ilgili taraflar arasındaki sözleşme kapsamında net ifadelerin yer almadığı, sözleşmenin 2.1.maddesinde bir kısım iş hedeflerinin belirlendiği ancak herhangi bir taahhüt içermediği, sermaye artırımının kapanış sonrasında gerçekleştirileceği, ancak buna yönelik maddeler arasında çelişki bulunduğu, ayrıca sözleşmenin imzalanmasından 1 gün sonra yani 12.09.2014 tarihi "kapanış tarihi" olarak belirtilmişse de, kapanış kapsamında yapılacak işlemlerin 1 gün içinde tamamlanmasının gerçekçi olmadığı, tarafların kendi aralarında da bir kapanış tarihi belirlemediği, sermaye artırımı şirket tüzel kişiliğine özgü bir tasarruf olmakla, şirketin ortaklarının yani davalıların tek başına hukuki tasarruf alanında bulunmadığı, 6.1.maddesine göre taraflarca üzerinde mutabık kalınan özel bir yerde yapılacağı belirtilen "kapanış"ın da yapıldığına dair bir delil sunulmadığı, sonuç olarak sınırları tam olarak tespit edilemeyen "kapanış"ın gerçekleştiğinin anlaşılamadığı, temettü avansı dağıtımının davalıları değil şirket tüzel kişiliğini ilgilendiren bir konu olduğu, sözleşmenin imzalanmasından belli bir süre sonra bir kısım anlaşmazlıklar çıktığı, .... ... ........'nin yönetim kurulu toplantılarının dahi yapılamadığı ve her üç şirketin de faaliyetinin olduğu konusunda dosyada bir emare bulunmadığı, bu nedenle şirketlerin temettü avansı dağıtmaması hususunda davalılara atfedilebilecek bir sorumluluk tespit edilemediği, rekabet etmeme yasağına yönelik iddia bakımından herhangi bir delil sunulmadığı, diğer yandan davacının dayandığı bir tanesi işbu davadan önceki, diğeri de sonraki sürece ilişkin olan davacının ortağı olduğu şirket genel kurul kararları hakkında şirketler hukuku kapsamında açtığı davaların ve davalıların beraatiyle sonuçlanarak kesinleşmiş ceza davasının, davaya konu sözleşme kapsamında davacının tazminat istemine dayanak somut delil olarak kabulünü gerektiren bir tesbit yapılamadığı, davacının dayanak sözleşme kapsamında tazminat istemini ispata yarar delil bulunmadığının kabulü gerektiğinden İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmesinde isabetsizlik bulunmadığı gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş, hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
V. TEMYİZ
.... Dava ve Hukuki Nitelendirme
Dava, taraflar arasında düzenlenen hissedarlar sözleşmesine aykırılık sebebiyle davacının uğradığını iddia ettiği zararın tazmini istemine ilişkindir.
.... Değerlendirme ve Gerekçe
Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre yapılan istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (HMK) 353/1-...(1) hükmü uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
VI. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK'nın 370/1 hükmü uyarınca ONANMASINA, aynı Kanun'un 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine, 06.03.2025 tarihinde kesin olarak oy birliğiyle karar verildi.