"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/51 Esas, 2024/362 Karar
HÜKÜM : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara 4. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2020/276 E., 2021/358 K.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin “... ...” markasının 2006/47235 numarasıyla 06, 07, 12 ve 35. sınıflarda
kayıtlı olduğunu, koruma süresi sona ermiş olsa dahi 19. sınıfta da tescilli markasının
bulunduğunu, 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu'nun (SMK) 6/8 hükmü gereğince 2009/50095 sayılı marka tescilinin 19. sınıfta devam ettiğini, “...” ibaresini içeren 2009/50092 ve 2009/50097 numaralı "
...+..." marka tescillerinin 19. ve 35. sınıflarda yer alan mallar için de marka koruması altında olduğunu, 2006/47235 sayılı markasının her ne kadar 19. sınıfta tescilli bulunmasa dahi beton
santrali yapımı ve kurulumu sektörü ile ilgili olan mal ve hizmetleri kapsadığını, davalının söz
konusu “...” markasının müvekkilinin “...” ibareli markası ile karıştırılma ihtimali yaratacak
derecede benzer olduğunu, dava konusu marka sahibinin müvekkili şirketin müdürlüğünü yaptığını, müvekkilinin izni veya haklı bir sebebi olmaksızın müvekkili markasına
benzer marka tescilinde bulunmasının SMK'nın 6/2 maddesi uyarınca hükümsüz kılınması gerektiğini, kötüniyetli
başvuru olduğunu, davalının 06.07.2012 tarihinde davacı şirkette çalışmaya başladığını, 31.12.2015
tarihinde müvekkili şirketten ayrıldığını, işten ayrılış tarihinden 2 ay önce, 08.10.2015 tarihinde
halen çalışmakta olduğu şirket ile aynı sektörde ve rakip konumunda bulunan bir başka şirket olan
... Beton Santralleri San. ve Tic. Ltd. Şti.’yi kurduğunu, bu durumu müvekkili şirketten
gizlediğini, ihbar süresi bitene kadar 2 aylık süre boyunca müvekkil şirkette çalışmaya devam ettiğini,
kurulan şirketin hazır beton imalatı sektöründe müvekkilinin doğrudan rakibi konumunda olduğunu, "
www.....com.tr" adresinde ve sosyal medya hesaplarında müvekkilinin santrallerini kendisinin ürün
ve hizmetleriymiş gibi tanıttığını, herhangi bir hukuki ilişki içerisinde olmadan müvekkiline ait
ürünlerden fayda sağlamaya çalıştığını ileri sürerek 2016/47235 sayılı markanın hükümsüzlüğüne karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacının 2009/50092, 2009/50095 ve 2009/50097 sayılı ...+... markalarının tescillerinin
yenilenmediğini, davacının marka tesciline dayalı bir hakkı ileri süremeyeceğini, müvekkili markasının
“...” kelime unsurundan oluştuğunu, davacı markalarnın ise “...”, “... türkmobil”, “...”,
“... turkuaz”olduğunu, içinde “türkmobil” ve “turkuaz” ibareleri bulunduran markaların “...”
ile yazılış ve okunuş açısından karıştırılmayacağını, “sky” kelimesinin İngilizce gökyüzü
anlamına geldiğini, "mix" ibaresinin ise tarafların
hizmet sektörü olan inşaat sektöründe ayırt edici niteliği olmayan, inşaatların temelini oluşturan beton
harcı karma işleminden bahseden “karıştırma/karma” fiillerinin İngilizcesi olduğunu, davacı
markasında yer alan "SE" ibaresinin ise tek başına anlam ifade etmediğini, davacı markasında yer alan
figüratif unsurun göz ardı edilemeyeceğini, müvekkilinin aynı ünvanlı şirketi ... Beton Santralleri
San. ve Tic. Ltd. Sti.'nin kuruluşundan ve “...” marka başvurusundan 4,5 yıl sonra markanın
hükümsüzlüğü talebinde bulunmasının kötüniyetli olduğunu, davacının müvekkilinin web adresi "....com.tr" de “...” marka santral fotoğrafları kullanıldığına dair iddiasını
ispatlayan herhangi bir görsel delil sunmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davalının "..." ibareli tescilli markası ile davacıya ait "...." ibareli 2006/47235 sayılı önceki tescilli markası arasında her ne kadar bazı hizmetlerde benzerlik oluşsa da işaretsel açıdan biçim, düzenleme ve tertip tarzı itibariyle görsel, sesçil ve anlamsal olarak ortalama tüketicileri iltibasa düşürecek derecede bir benzerlik bulunmadığı, taraf marka işaretleri benzemediğinden SMK'nın 6/1 hükmündeki iltibas koşulunun bulunmadığı, dolayısıyla SMK'nın 25/1 maddesindeki hükümsüzlük koşulunun oluşmadığı, davacıya ait 2009/50092, 2009/50095 ve 2009/50097 tescil numaralı "...+se mix" ibareli markalarının koruma süresinin 24.09.2019 tarihi itibariyle sona erdiği, yenileme başvurusunda bulunulmadığından SMK'nın 6/1 hükmündeki iltibas değerlendirmesine ve ayrıca 6/8 hükmü değerlendirmesine esas alınmadığı, bu markalar (2006/47235) sayılı "...." ibareli tescilli marka ile aynı olduğundan davalı markası ile görsel, işitsel ve anlamsal benzerlik de oluşmadığı, taraf marka işaretleri arasında görsel, işitsel ve anlamsal benzerlik oluşmadığından davacı tarafın SMK'nın 6/2 hükmü açısından ticari vekil- temsilci iddiasının sonuca etkili bulunmadığı, SMK'nın 6/2 hükmündeki koşullarının oluşmadığı, 6/9 maddesi anlamında kötüniyetli tescil başvuru yapıldığı iddiasının da kanıtlanmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm, davacı vekilince istinaf edilmiştir.
IV. İSTİNAF
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; "..." ibareli marka ile davacının 2006/47235 sayılı "...+..." ibareli markası arasında SMK'nın 6/1 hükmü anlamında ortalama alıcılar nezdinde görsel, işitsel ve anlamsal olarak bıraktıkları genel izlenim itibariyle ilişkilendirilme ihtimalini de içerecek şekilde karıştırılma tehlikesinin bulunmadığı, zira davacı markasının başlangıcında baskın olarak yer alan özgün
“SE” ibaresi ile figüratif unsur ve mavi, turuncu renk kombinasyonunun taraf markalarını birbirinden
farklılaştırdığı, markalar arasında benzerlik bulunmadığından davacı tarafın SMK'nın 6/2 hükmü anlamında ticari vekil-temsilci iddiasının sonuca etkili bulunmadığı, 6/2 hükmü koşullarının da oluşmadığı, dava konusu başvurunun kötü niyetle yapıldığının ispat edilemediği gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf talebinin esastan reddine karar verilmiş, hüküm, davacı vekilince temyiz edilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Dava ve Hukuki Nitelendirme
Dava, marka hükümsüzlüğü talebine ilişkindir.
B. Değerlendirme ve Gerekçe
Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre yapılan istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (HMK) 353/1-b(1) hükmü uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
VI. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK'nın 370/1 hükmü uyarınca ONANMASINA, aynı Kanun'un 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine, 05.03.2025 tarihinde kesin olarak oy birliğiyle karar verildi.