"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2023/1725 Esas, 2024/91 Karar
HÜKÜM : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2015/478 E., 2022/420 K.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
KARAR
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; "... ve ..." ibarelerini ihtiva eden markaların müvekkilinin geliştirdiği seri markalar olduğunu, dava konusu davalı markasının "..." ve "..." esas unsurlu grup seri markaları ile ayırt edilemeyecek ölçüde benzer bulunduğunu müvekkilinin ve davalı markasının başvuru sınıflarının birebir aynı olduğunu, davalının, müvekkili tarafından hükümsüzlük davası açılmış ve halen derdest olan "..." ve "... alüminyum sistemleri" ibareleri markaları varken mükerrer tescil ile kendi faaliyet alanında olmayan emtiaları tescil ettirmeye çalışmasının kötüniyetli olduğunu, ortalama tüketicinin ilk bakışta müvekkilinin markalarıyla, davalı şirket markasının farklı işletmelere ait olduğunu algılayamayacaklarını, davalı adına tescil edilen markanın, müvekkilinin markalarının tanınmışlığından istifade ederek haksız yarar sağlamasına sebebiyet vereceğini, taraflar arasında birçok dava olduğunu, davalı markasının "yedekleme" amacıyla tescil edildiğini ileri sürerek davalı adına kayıtlı 2014/19560 sayılı "Ankara ... Alüminyum Sistemleri" ibareli markanın hükümsüzlüğü ile sicilden terkinine karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; müvekkilinin "..." markasını 20 yıldır kullandığını, bu markanın gerçek hak sahibi olduğunu, müvekkilinin tek başına "..." markası olmakla beraber "..." markasını ihtiva eden birçok markanın da müvekkiliyle özdeşleştiğini ve müvekkilinin faaliyet gösterdiği sektörde ülke çapında tanınmışlığa ulaştığını, davacının "..." ifadesini içeren markalarının ise 2013 yılından daha önce tescilli olmadığını ve 2013 yılından önce kullanılmadığını, dava konusu markanın müvekkilinin "..." markalarının bir devamı niteliğinde seri markası olduğunu, davacının alüminyum üretimi sektörüyle hiçbir ilgisi olmadığını, müvekkili markasının davacı marka ve işletmesiyle iltibas yaratmadığını, müvekkili hakkında "kötüniyet" iddiasında bulunularak hakkında negatif bir algı yaratılmaya çalışıldığını savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile somut olayda emtia benzerliğinin gerçekleştiği, davalı markasının “ANKARA ... ALÜMİNYUM SİSTEMLERİ” kelimesinden oluştuğu, davaya konu markada esaslı unsurun ... kelimesi olduğu, davacının markalarının incelenmesinde de ... ve ... ibarelerinin öne çıktığı, taraf markalarının tüketici zihninde bıraktığı ses ve iz ile aynı etkiyi doğurduğu, işaretlerin bu derece benzer olması nedeniyle işletmesel bağlantırılma ihtimalinin de mevcut olduğu, davalı vekili müvekkilinin müktesep hakkı bulunduğunu ileri sürmüş ise de davalının kazanılmış hak için dayanak gösterdiği markalarının taraflar arasında çekişme konusu olmaktan henüz çıkmadığı, söz konusu markalardan doğan kazanılmış hakkının olmadığı, davalının 2014/19560 sayılı markasının kapsamındaki bütün hizmetler yönünden hükümsüzlük koşullarının oluştuğu gerekçesiyle davanın kabulü ile davalı adına tescilli 2014/19560 sayılı "ANKARA ... ALÜMİNYUM SİSTEMLERİ" ibareli markanın hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine karar verilmiş, hüküm, davalı vekilince istinaf edilmiştir.
IV. İSTİNAF
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş, hüküm, davalı vekilince temyiz edilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Dava ve Hukuki Nitelendirme
Dava, dava konusu taraf markaları arasında iltibas bulunduğu ve davalının marka tescilinde kötü niyetli olduğu iddiasına dayanan marka hükümsüzlüğü istemine ilişkindir.
B. Değerlendirme ve Gerekçe
Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre yapılan istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (HMK) 353/1-b(1) hükmü uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
VI. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK'nın 370/1 hükmü uyarınca ONANMASINA, aynı Kanun'un 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine, 03.03.2025 tarihinde kesin olarak oy birliğiyle karar verildi.