"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Adana Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi
SAYISI :2023/1730 Esas, 2023/1382 Karar
HÜKÜM :Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ :Adana 3. Asliye Ticaret Mahkemesi
SAYISI :2022/492 E., 2023/340 K.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
KARAR
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili şirket ile davalı arasında akdedilen sözleşme gereğince davalı şirket tarafından müvekkili şirkete halı saha halısı satıldığını, sözleşme gereği müvekkili şirket tarafından davalı şirkete sözleşme konusu halıların bedeli olarak vade tarihlerinde yatırılmak sureti ile 65.800,00 TL ödendiğini, bunun üzerine sözleşme tarihinden sonra davalı şirket tarafından müvekkili şirkete ait sahalara halıların teslim edildiğini, halıların teslim edilmesinden bugüne kadar geçen süre içerisinde müvekkili şirket sahasında kullanılan halılarda dokuma hatasından dolayı oluşan aşırı ve gereksiz dökülmeler, olağandan çok daha fazla yıpranmalar, halı iplerinde kopmalar, yer yer ve sıklık arz eden dökülmelerden meydana gelen çıplak alanlar oluştuğunu, her ne kadar müvekkili şirket tarafından bu alanlara “yama” yapılması sureti ile aksaklıklar giderilmeye çalışılsa da söz konusu durumların halı sahada oyun oynayan sporcuların düşmeleri sonucu yaralanmalarına sebebiyet verdiğini, bu durumun müvekkili şirketin de mağdur olması sonucunu doğurduğunu ileri sürerek şimdilik 10.000,00 TL zararın davalıdan tahsilini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; satış sözleşmesinin imzalanmasından sonra 1 ay içerisinde ürün tesliminin gerçekleştiğini, davacının ilk kez 16.10.2019 tarihli ihbarnamesi ile ayıp ihbarında bulunduğunu ve18.03.2020 tarihinde dava açtığını, satıştan ve teslimden itibaren 2 yıldan da uzun bir süre geçtikten sonra ayıp ihbarında bulunulduğunu, dava hakkının zamanaşımına uğradığını savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile ayıplı olduğu iddia edilen mal üzerindeki tespitlerin üretim ve kullanımdan üç yıl sonra yapılması, mukayese edilebilecek kullanılmamış bir numunenin bulunmaması nedeniyle bilirkişilerce sorunun kaynağı noktasında ihtimaller üzerinden çıkarım yapıldığı, dolayısıyla halının ayıplı olduğu kabul edilse bile bunda satıcının ağır kusurunun bulunduğunun davacı tarafından kesin bir şekilde ispatlanamadığı, iki yıllık zamanaşımı süresinden sonra dava açıldığı gerekçesiyle davanın zamanaşımı nedeni ile reddine karar verilmiş, hüküm, davacı vekilince istinaf edilmiştir.
IV. İSTİNAF
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile ayıplı mal tesliminden kaynaklı açılan işbu davanın halıların teslim tarihinden itibaren 2 yıl içinde açılması gerekirken davacı tarafından 2 yıllık zamanaşımı süresi geçtikten sonra dava açıldığı, netice itibariyle davanın reddine dair verilen kararının doğru olduğu gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş, hüküm, davacı vekilince temyiz edilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Dava ve Hukuki Nitelendirme
Dava, ayıplı mal teslimi iddiasına dayalı tazminat istemine ilişkindir.
B. Değerlendirme ve Gerekçe
Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde maddi vakıaya ilişkin taraf anlatımlarının hukuki nitelendirmesinin mahkemenin yetkisinde olup bu çerçevede davanın ayıp nedeni ile bedelden tenzil davası olarak incelenerek sonuca gidilmesinde ve İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre yapılan istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (HMK) 353/1-b(1) hükmü uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
VI. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK'nın 370/1 hükmü uyarınca ONANMASINA, aynı Kanun'un 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine, 24.02.2025 tarihinde kesin olarak oy birliğiyle karar verildi.