"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/1947 Esas, 2024/233 Karar
HÜKÜM : Davanın kabulü
İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara 5. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2020/10 E., 2021/83 K.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalılar vekilleri tarafından temyiz edilmekle; temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
KARAR
I. DAVA
Davacılar vekili dava dilekçesinde, müvekkilleri adına tescilli "..." asıl unsurlu tanınmış markaların bulunduğunu, davalı gerçek kişinin 2018/63691 sayılı "... KÖYLÜ" ibareli marka başvurusuna itirazlarının davalı Kurum tarafından reddedildiğini, taraf markalarının ayırt edilemeyecek kadar benzer olduğunu, "KÖYLÜ" ibaresinin, başvuruya yeterli ayırt ediciliği sağlamadığını, taraf markaları kapsamındaki mal ve hizmetler arasında benzerlik bulunduğunu, markaların tüketiciler nezdinde karıştırılacağını, müvekkili markalarının tanınmışlıkları nedeniyle de dava konusu başvurunun tescil edilemeyeceğini, davalı ...'ın marka başvurusunun kötüniyetli olduğunu ileri sürerek TÜRKPATENT Yeniden İnceleme ve Değerlendirme Kurulu'nun (YİDK) 2019-M-9372 sayılı kararının iptaline, tescili halinde markanın hükümsüzlüğüne karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
1.Davalı ... vekili cevap dilekçesinde; müvekkili Kurum kararının usul ve yasaya uygun olduğunu, taraf markaları arasında karıştırılmaya yol açacak düzeyde benzerlik bulunmadığını, 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu'nun (SMK) 6/5 hükmü şartlarının gerçekleşmediğini, kötüniyet iddiasının yerinde olmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
2.Davalı ... vekili cevap dilekçesinde; dava tarihinde marka henüz tescil edilmediğinden, marka hükümsüzlüğünün talep edilemeyeceğini, davacı markalarının tarla ve köy ürünleri ile ilgisinin bulunmadığını, "..." ibaresinin ayırt ediciliğinin düşük olduğunu, yanına getirilen eklerle markaların farklılaşacağını, müvekkilinin sıfat tamlaması niteliğindeki markasında "..." ibaresi ile "Köylü" ibaresine vurgu yapıldığını savunarak davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile SMK'nın 6/1 hükmü uyarınca, karşılaştırılan markalar arasında ilişkilendirilme ihtimali dahil karıştırılma tehlikesi bulunmadığı, davalı markasının davacı şirketlere ait ... markası ile benzer olmadığı, davalı şahsın kötü niyetle hareket ettiğini gösterir somut olgu ileri sürülmediğinden kötü niyet iddiasının yerinde bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı tarafça istinaf edilmiştir.
IV. BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile dava konusu "... KÖYLÜ" ibareli marka başvurusu kapsamında 29, 30, 35 ve 43. sınıf mal ve hizmetlerin yer aldığı, davacıların itirazlarına mesnet markaların asli unsurunun "..." ibaresinden oluştuğu, dava konusu başvuruda başka bir kelime veya şekil unsurunun bulunmadığı, davacı tarafa ait markaların asli unsurunu oluşturan "..." ibaresinin, dava konusu markada da aynen asli unsur olarak yer aldığı, başvuruda farklı olarak yer verilen "KÖYLÜ" ibaresinin, başvuruya yeterli ayırt ediciliği sağlamadığı, dolayısıyla taraf markaları arasında "..." ibaresinin asli unsur olarak kullanılmasından kaynaklı benzerliğin bulunduğu, tarafların marka işaretleri arasında SMK'nın 6/1 hükmü uyarınca ortalama alıcılar nezdinde görsel, işitsel ve anlamsal olarak bıraktıkları genel izlenim itibariyle ilişkilendirilme ihtimalini de içerecek şekilde iltibas tehlikesinin doğduğu, Nitekim Yargıtay 11. Hukuk Dairesi kararlarında da ".... Bakkal" "..... Kamer" "Ova ..." ".." "... Bahçeden" "... Yöre Y" "... Anadolu+şekil" "... Balıkçı" ibarelerinin "..." asıl unsurlu markalarla benzer bulunduğu, dava konusu başvuru kapsamında yer alan tüm mal ve hizmetler yönünden emtia benzerliğine ilişkin şartın da gerçekleştiği, SMK'nın 6/5 hükmü kapsamında ayrıca bir değerlendirme yapılmasına gerek olmadığı, sırf başka bir marka ile benzer marka başvurusunda bulunmanın kötüniyet olarak değerlendirilemeyeceği, dava konusu marka başvurusunun kötüniyetle yapıldığına dair başkaca bir delil sunulmadığı, dava konusu başvuru ile davacıların itirazlarına mesnet markalar arasında, başvuru kapsamında yer alan tüm mal ve hizmetler yönünden SMK'nın 6/1 hükmündeki iltibas koşullarının oluştuğu gerekçesiyle davacıların istinaf başvurusunun kabulüne ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, yeniden hüküm kurulmasına, davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı tarafça temyiz edilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Dava ve Hukuki Nitelendirme
Dava, TÜRKPATENT YİDK kararının iptali talebine ilişkindir.
B. Değerlendirme ve Gerekçe
İlk Derece Mahkemesince verilen karara yönelik olarak yapılan istinaf başvurusu üzerine 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (HMK) 355. vd. maddeleri kapsamında yöntemince yapılan inceleme sonucunda Bölge Adliye Mahkemesince esastan verilen nihai kararda, dosya kapsamına göre saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kurallarına aykırı bir yön olmadığı gibi aynı Kanun'un 369/1 hükmü ve 371. maddesinin uygulanmasını gerektirici nedenlerin de bulunmamasına göre usul ve yasaya uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
VI.SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalıların temyiz itirazlarının reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK'nın 370/1 hükmü uyarınca ONANMASINA, aynı Kanun'un 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı harcın istek halinde ilgililere iadesine, 03.03.2025 tarihinde kesin olarak oy birliğiyle karar verildi.