Logo

11. Hukuk Dairesi2024/3116 E. 2025/1198 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: İcra takibine yapılan itirazın iptali davasında, kefalet alacağında hak düşürücü süre ve zamanaşımı defi ileri sürülerek itirazın kabul edilip edilmeyeceği hususunda uyuşmazlık bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Kefalet sözleşmelerinden kaynaklanan alacaklarda, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun yürürlüğe girmesiyle getirilen 10 yıllık hak düşürücü süre ve takip tarihi itibariyle 1 yıllık ek sürenin de dolması nedeniyle kefaletin kendiliğinden kalktığı ve davalıların kefaletten dolayı sorumluluğunun bulunmadığı gözetilerek, ilk derece mahkemesinin davanın reddine ilişkin kararının Bölge Adliye Mahkemesi tarafından onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ :İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi

İLK DERECE MAHKEMESİ :İstanbul 6. Asliye Ticaret Mahkemesi

SAYISI :2022/822 E., 2023/732 K.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

KARAR

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; temlik eden Emlak Bankası A.Ş. ile dava dışı borçlu şirket arasında düzenlenen genel kredi sözleşmelerinde davalıların müteselsil kefil olarak yer aldıklarını, borcun ödememesi üzerine 11.11.1998 tarihli noter ihtarıyla kredi hesaplarının kat edildiğini, borcun ihtarda belirtilen sürede ödenmemesi üzerine temlik eden tarafından takip başlatılmasına rağmen alacağın tahsil edilememesi nedeniyle 18.11.2002 tarihinde aciz vesikası alındığını, adı geçen bankanın, sözleşmeden kaynaklanan haklarını müvekkiline temlik etmesi üzerine davacı tarafından borçlular hakkında borç ödemeden aciz belgesi dayanak gösterilerek İstanbul 32. İcra Müdürlüğünün 2021/26011 E. sayılı dosyasında takip başlatıldığını, davalıların takibe haksız yere itiraz ettiklerini ileri sürerek, İstanbul 32. İcra Müdürlüğünün 2021/26011 E. sayılı icra dosyasına yönelik itirazın iptali ile takibin devamına ve icra inkar tazminatına karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

1.Davalılar ..., ... ve ... vekilleri cevap dilekçelerinde; hak düşürücü ve zamanaşımı sürelerinin geçtiğini savunarak davanın reddini istemişlerdir.

2.Davalı ... davaya cevap vermemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile borcu temlik eden Emlak Bankasının fona devredilen bankalardan olmadığı, adı geçen banka tarafından dava ve icra takibine konu alacağın 08.01.2019 tarihinde temlik alan davacıya ve fona devredildiği, söz konusu alacağın bu tarihten itibaren fon alacağı olduğu, dava ve takibe konu alacağın fona devrinden önce genel zamanaşını süresi olan 10 yıllık zamanaşımı süresine tabi bulunduğu, dava ve icra takibi konusu alacağın banka tarafından davalı/borçlunun borçlarını süresi içerisinde ödememesi üzerine noter ihtarıyla kredi hesabının kat edildiği, borcun belirtilen sürede ödenmemesi nedeni ile aleyhlerine alacaklı Emlak bankası A.Ş. tarafından İstanbul 14. İcra Müdürlüğünün 1998/21776 E. sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığı, takibe dayanak kefalet sözleşmesinin 22.06.1997, 24.04.1995, 21.10.1997, 02.09.1996 ve 08.05.1997 tarihli olduğu, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun yürürlüğe girdiği tarih itibariyle 10 yıllık hak düşürücü sürenin dolduğu, davacı tarafından davalıya karşı 2021 tarihinde icra takibine başlanıldığı ve takip tarihi itibariyle yasada düzenlenen 1 yıllık ek sürenin de dolması nedeni ile kefaletin kendiliğinden kalktığı, davalıların kefaletten dolayı bir sorumluluğunun bulunmadığı, temlik ve icra takip tarihi itibariyle 10 yıllık hak düşürücü sürenin dolduğu gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş, hüküm, davacı vekilince istinaf edilmiştir.

IV. İSTİNAF

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve yasaya uygun olduğu gerekçesi ile davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş, hüküm, davacı vekilince temyiz edilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Dava ve Hukuki Nitelendirme

Dava, itirazın iptali istemine ilişkindir.

B. Değerlendirme ve Gerekçe

Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre yapılan istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (HMK) 353/1-b(1) hükmü uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.

VI. SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK'nın 370/1 hükmü uyarınca ONANMASINA, aynı Kanun'un 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, davacı harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına, 24.02.2025 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.