"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2024/37 Esas, 2024/598 Karar
HÜKÜM : Davanın reddi
Bölge Adliye Mahkemesince bozmaya uyularak verilen karar davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
KARAR
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin kurulduğu 1995 yılından itibaren ayakkabı ve terlik üretimi yaptığını, "..." ibareli 2003/34747 sayılı tescilli markası bulunduğunu, "..." markasını piyasada saygın bir marka haline getirmek için büyük emek ve sermaye harcadığını, müvekkilinin markasının Türk Patent ve Marka Kurumu (TPMK) nezdinde tanınmış marka olarak da kayıt altına alındığını, davalının, müvekkiline ait tescilli "..." ibaresini ticari unvanında, mal ve hizmetlerinde kullandığını, iltibas yaratmaya çalıştığını, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu'nun (6102 sayılı Kanun) 55/a-4 maddesine aykırılık oluşturduğunu, 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu'nun (6769 sayılı Kanun) 7 ve 29 uncu maddeleri gereği marka hakkına tecavüz yarattığını ileri sürerek müvekkilinin tescilli markasına yönelik tecavüzün önlenmesini, men'ini, müvekkilinin tescilli markasının kullanıldığı tabelaların sökülmesini, reklam vasıtası, basılı evrak ve ürünlerin toplatılmasını, davalının müvekkilinin tescilli markasını internet ve sosyal medya üzerinde kullanımının durdurulmasını, hüküm özetinin ilanını talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı temsilcisi cevap dilekçesinde; davacının iddialarının aksine "..." baresini marka, logo, işaret ve benzeri şekilde kullanmadıklarını, ... ibaresinin temsilcisi olduğu şirketin unvanında yer aldığını, yasada firma unvanı olarak kullanılmayacağına ilişkin açık hüküm bulunmadığını, davacı ile davalının farklı ticari kollarda faaliyet gösterdiğini, davalının herhangi bir üretim faaliyeti olmadığını, şirketlerinin "... EMLAK" olarak anıldığını, internet adresinin "www.muyayapi.com", e-mail adresinin "info@muyayapi.com" olduğunu savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
III. BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
Bölge Adliye Mahkemesince bozma ilamına uyularak yapılan yargılama neticesinde, davacının markasının ayakkabı ve terlik sektöründe tanınmış olduğu, davalının ticaret sicil kaydından "sıhhi malzeme ve inşaat malzemeleri toptan satışı" alanında faaliyet gösterdiğinin anlaşıldığı, ilgili sektörler dikkate alındığında davacının tanınmış markasının tanınmışlığından faydalanma ve iltibas ihtimalinin bulunmadığı, davacı vekili davalının ticaret unvanının tescil edilmesi ve işletme adında kullanılmasının yasaklama yetkisi verdiğini ileri sürmüşse de 6769 sayılı Kanun'un 7 nci maddesinin üçüncü fıkrasında; "Aşağıda belirtilen durumlar, işaretin ticaret alanında kullanılması halinde, ikinci fıkra hükmü uyarınca yasaklanabilir" denildikten sonra (e) bendinde "İşaretin ticaret unvanı ya da işletme adı olarak kullanılmasının" yasaklanabileceğinin düzenlendiği, maddenin düzenleniş biçiminden, sadece ticaret unvanının tescil ettirilmesi ve tacirin ticari hayatında ve evrakın ticaret unvanı olarak kullanılmasının yeterli olmadığının anlaşıldığı, tarafların farklı alanlarda faaliyet gösterdikleri de göz önüne alınarak davacı markasının tescilli ve tanınmış olduğu sınıflarda davalı tarafından kullanıldığına dair dosya kapsamında delil bulunmadığı, markaya tecavüzünün ispatlanamadığı gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulüne İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, düzeltilmiş gerekçe ile davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir.
IV. TEMYİZ İNCELEMESİ
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, markaya tecavüzün tespiti, önlenmesi ve sonuçlarının ortadan kaldırılması istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri, 6769 sayılı Kanun'un 7 ve 29 uncu maddeleri.
3. Değerlendirme
Dosyadaki yazılara, Bölge Adliye Mahkemesince 6100 sayılı Kanun'un 373 üncü maddesinin üçüncü fıkrası uyarınca uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekilinin bütün temyiz itirazları yerinde değildir.
V. SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA, aynı Kanun'un 372 nci maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, temyiz harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına mahal olmadığına, 27.11.2024 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.