Logo

11. Hukuk Dairesi2024/3219 E. 2025/2088 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Limited şirket ortağının, şirket müdürünün azli, kayyum atanması ve yönetici sorumluluğuna dayalı tazminat talepleri.

Gerekçe ve Sonuç: Davacının, müdürün azli için haklı sebep sunamaması, kayyum atanmasını gerektirecek bir organ boşluğunun bulunmaması ve yönetici sorumluluğuna dayalı tazminat talebinin şirketin değil doğrudan kendisine yöneltilmesi nedeniyle usulüne uygun olmadığı gözetilerek, yerel mahkeme kararının istinaf incelemesi sonucu onanması ve Yargıtay'ca da bu kararın onanmasına hükmedilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2021/782 Esas, 2024/228 Karar

KARAR : Esastan ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara 13. Asliye Ticaret Mahkemesi

SAYISI : 2016/586E., 2021/150K.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

KARAR

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; davalının ... Petrol Taşımacılık Gıda Tıbbi Sıhhi Malzemeler İthalatı İhracatı İnşaat Taahhüt Ticaret ve Limited Şirketi'nin müdürü olduğunu, şirketin kuruluşunda ortaklarının Abdülkadir Cevdet Karagülle ile ... olup A. ....'nin ölümü ile %60 hissesinin davacı ve diğer varislere intikal ettiğini, şirketin akaryakıt istasyonunu kiraya vermiş olduğunu, şirket müdürünün şirket için herhangi bir hizmet sunmadığını, fiili olarak hiç bir iş yapmadığını, yeni genel kurul kararına göre sunulmayan bir hizmet için maaş adı altında 5.000,00 USD almakta olduğunu, bu durumun davacıyı zarar sokan, bir anlamda örtülü kar dağıtımı olup davacı zararının tazmininin gerektiğini, davalı müdürden Ankara 44. Noterliği'nden keşide edilen ihtarname ile kira gelirinden hissesine düşen pay talep edilmiş ise de davalının yanıt vermediğini, yine şirket karar defterinin incelenmesi için keşide edilen ihtarnameye de bir yanıt vermediğini, davalının 2014 yılı ve 2015 yılı genel kurul toplantısını aynı günde yaparak kanunun amir hükmünü ihlal ettiğini, çağrı öncesi yıl sonu hesap tabloları ve alınan kararların şirket ortaklarının görüşüne hazır bulundurulması gerekir iken bu emredici hükme uyulmadığını, davalının usulsüz iş ve işlemler yaptığını, görevini yerine getirirken basiretsiz davrandığını, ağır ihmali bulunduğunu, şirketin değil kendi çıkarını düşündüğünü, şirketi ve dolayısıyla davacıyı zarara uğrattığını, kendisi ve ortaklardan....'ye maaş adı altında örtülü kâr dağıttığını, kiralama işleminden dolayı gelirin hesabını veremediğini ileri sürerek davalının müdürlükten azline, şirketi temsil yetkisinin kaldırılmasına, şirkete idare ve temsil yetkisine haiz kayyum tayinine davacıya ödenmeyen kar payı ve kötü yönetim nedeniyle uğradığı zarar ziyanın tahsili için şimdilik 10.000,00 TL'nin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde; davalının şirketin kuruluşundan bu yana şirket müdürü seçildiğini, şirketin kuruluşundan bu yana müdür olarak maaş aldığını, müdür maaşının ortakların oy birliğiyle belirlendiğini, genel kurulda alınan kararların iptali yönünde bir dava açılmadan talepte bulunulmasının yasal olmadığını, davacının şirket ortağı olarak talep edilen bilgi ve belgelerin şirket merkezinde istediği zaman hazır edildiğini, aile şirketi içinde davalının tüm ortak kardeşlerin haklarını korur nitelikte tacir hükümleri içinde hareket ettiğini savunarak davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu'nun (TTK) 630/2 maddesinde limited şirket ortağının haklı sebeplerin varlığı halinde yöneticilerin yönetim hakkının ve temsil yetkilerinin kaldırılmasını veya sınırlandırılmasını mahkemeden isteyebileceğinin düzenlendiği, TTK 630/3 maddesinde ise yöneticinin özen ve bağlılık yükümü ile diğer kanunlardan ve şirket sözleşmesinden doğan yükümlülüklerini ağır bir şekilde ihlal etmesi veya şirketin iyi yönetimi için gerekli yeteneği kaybetmesinin haklı sebep olarak kabul edildiği, davacının bilgi alma ve inceleme hakkının davalı şirket müdürü tarafından sınırlandırıldığı iddiası kapsamında TTK 614. maddesi uyarınca bilgi alma ve inceleme hakkının engellenmesi halinde genel kurula başvurulması genel kurul tarafından bu hakkın engellenmesi söz konusu olur ise mahkemeden bu hususta karar verilmesinin istenilmesi gerekmekte olup davacı yanın yasal düzenleme çerçevesinde genel kurula ve ardından mahkemeye başvurduğuna ilişkin bir iddia ve ispat vasıtası sunulmadığı, yapılan bilirkişi incelemesinde ... Petrol Taşımacılık Gıda Tıbbi Sıhhi Malzemeler İthalatı İhracatı İnşaat Taahhüt Ticaret ve Limited Şirketi'nin ticari defter kayıtlarında herhangi bir usulsüzlük tespit edilmediği, şirketin kira gelirinden ibaret 2013-2014 ve 2015 yıllarına ilişkin gelir tutarlarının eksik gösterilmediği, giderlerin ise ağırlıklı olarak müdür maaşı ve dava dışı ortağa ödenen ücretlerden oluştuğu belirlenmiş olmakla yapılan incelemede 25.09.2012 tarihli ortaklar kurulu kararı ile şirket müdürü ve şirket personelinin maaşlarının aylık net 2.000,00 USD olarak belirlendiği, bu tarihten sonra 06.04.2016 tarihine kadar genel kurul toplantısının yapılmadığının anlaşıldığı, 2014 ve 2015 yıllarına ilişkin 06.04.2016 tarihli genel kurul toplantısında ise şirket müdürüne net 5.000,00 USD aylık ücret ödenmesine karar verilmiş olduğu hazirun cetvelinin tetkikinde genel kurul toplantısına davacının katıldığı, toplantı tutanağında alınan karara ilişkin muhalefet şerhi veyahut olumsuz oyu bulunmadığı dava tarihinden önce yapılmış olan 06.04.2016 tarihli genel kurul kararlarına yönelik iptal davası açıldığına ilişkin bir iddiada ileri sürülmediği anlaşılmakla maaş tutarlarının fahiş kabul edilebileceği rapor içeriğinde belirtilmiş ise de 25.09.2012 tarihli ve 06.04.2016 tarihli genel kurul toplantılarında oy birliği ile alınan kararlar dahilinde yapılmış olan maaş ödemeleri nedeniyle şirket müdürünün özen ve bağlılık yükümlülüğünü ağır bir şeklide ihlal ettiği kabul edilemeyeceğinden şirket müdürünün azline ilişkin haklı sebebin varlığının kanıtlanamadığı, şirkete temsil kayyımı tayin edilmesi talep edilmiş ise de şirketin yönetim ve temsile yetkili organı mevcut olmakla organ boşluğunun bulunmadığı, davalı şirket müdürünün haklı nedenle azlini gerektiren koşulların varlığının kanıtlanamadığı, TTK 644/1-a maddesi atfı nedeniyle limited şirketler yönünden de uygulanması gereken anonim şirket yönetim kurulu üyelerinin ve yöneticilerin sorumluluğuna ilişkin TTK 553. maddesinde kurucular, yönetim kurulu üyeleri, yöneticiler ve tasfiye memurlarının kanundan ve esas sözleşmeden doğan yükümlülüklerini kusurları ile ihlal ettikleri takdirde hem şirkete hem pay sahiplerine hemde şirket alacaklılarına karşı verdikleri zarardan sorumlu olacaklarının düzenlendiği, ortaklar ve alacaklıların doğrudan doğruya zararları yönetim kurulu üyelerinin fiilleri sonucunda şirketin zararından bağımsız olarak uğradıkları zararı ifade ettiği, dava hakkı her bir ortağı ve alacaklıya kişisel olarak tanındığı, dolayısı ile zarar ile kastedilen ise yönetim kurulu üyelerinin ortaklık mal varlığını kötüleştiren davranışlardan şirketin zarara uğraması neticesinde şirket ortağı ve alacaklılar yönünden uğranılan yansıma zarar olduğu, burada doğrudan zarar gören şirket olmakla birlikte onun mal varlığından azalma meydana getiren bütün işlemler ortaklar ve alacaklılar bakımından dolayısı ile zarar teşkil ettiği, davacının sermaye payına uygun kar payı ödemesi yapılmadığına ilişkin talebi doğrudan zarar niteliğinde olmakla yapılan bilirkişi incelemesinde 2013-2014 ve 2015 yıllarına ilişkin gelir tablosunda belirtilen tutarlar üzerinden davacının sermaye payına uygun kar yapı ödemesinin yapıldığının tespit edildiği, davacı tarafından kar payı alacağının tahsili talebi ile açılan diğer bir davada 05.04.2016 tarihli genel kurul toplantısı sonrasında kar dağıtımına karar verilerek kar paylarının ödendiği, eksik ödeme iddiasının genel kurul kararına karşı açılacak dava ile ileri sürülebileceği gerekçeleri ile konusuz kalan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına dair verilen kararın temyiz edilmeksizin kesinleşmiş olduğu anlaşılmakla davacının bu yöne ilişkin zarar iddiasının kanıtlanamadığı, davacının yönetici sorumluluğuna dayalı tazminat talebine esas olan bir diğer iddiası davalı şirket müdürüne yapılan fahiş maaş ödemesi nedeniyle örtülü kar dağıtımı yapıldığı hususu olup bu zarar iddiası dolaylı zarar niteliğinde olduğundan TTK 555. maddesi uyarınca şirket ortağı yönünden yansıma zarar niteliğindeki şirketin uğradığı zararın tazminini şirket ve her bir pay sahibi isteyebilecek olup söz konusu tazminatın da şirkete ödenmesinin talep edilmesi gerektiği, somut uyuşmazlıkta şirkete ödenmesi talep edilebilecek olan zararın dava dilekçesinde davacıya ödenmesi talep edilmiş olmakla bu yönüyle usulüne uygun bir talep bulunmadığı gerekçeleriyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm, davacı vekilince istinaf edilmiştir.

IV. İSTİNAF

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile Mahkeme kararının usul ve yasaya uygun olduğu, ortağın dolaylı zarar nedeniyle açtığı davada hükmedilecek tazminatın kendisi adına değil, dava dışı şirkete verilmesi yönünde talepte bulunabileceği, davacı vekilince gerek dava dilekçesinde gerek yargılama sırasında sunduğu diğer beyanlarında bu yönde bir talepte bulunulmadığı gibi istinaf dilekçesinde dahi işbu davada hükmedilecek tazminatın dava dışı şirkete değil davacıya verilmesi gerektiği ileri sürülmüş olmakla davanın reddi gerektiği, tüm bu nedenlerle İlk Derece Mahkemesinin davanın reddi yönündeki kararında herhangi bir isabetsizliği görülmediği gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş, karar, davacı vekilince temyiz edilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Dava ve Hukuki Nitelendirme

Dava, davalı şirket müdürünün haklı nedenle müdürlükten azli, şirkete yönetim kayyımı tayin edilmesi ve yönetici sorumluluğuna dayalı tazminat istemine ilişkindir.

B. Değerlendirme ve Gerekçe

Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre yapılan istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (HMK) 353/1-b(1) hükmü uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.

VI. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK'nın 370/1 hükmü uyarınca ONANMASINA, aynı Kanun'un 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin

Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine, 25.03.2025 tarihinde kesin olarak oy birliğiyle karar verildi