"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2023/1875 Esas, 2024/11 Karar
HÜKÜM : Davanın reddi
İLK DERECE MAHKEMESİ : Denizli 1. Asliye Ticaret Mahkemesi
SAYISI : 2017/343 E., 2020/99 K.
Bölge Adliye Mahkemesince bozmaya uyularak verilen karar davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
KARAR
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; davalılar ... Kargo Hizmetleri San. ve Tic. Ltd. Şti. (...), ... Depoculuk İnsan Kaynakları Oto. Taş. Akar. Tur. San. Tic. Ltd. Şti. (... Depoculuk), ....'ye (...) husumet yönelterek müvekkilinin davalılardan ...’den alacağı varken ödeme yapmak üzere ...'in süre talebi kabul edildikten ve bu sürede de borç ödenmedikten sonra ...'in 1.285.000,00 TL tutarındaki senedi düzenlediğini, bu da ödenmeyince davacının .... Aleyhine Denizli 2. İcra Müdürlüğünün 2017/1057 E. sayılı dosyasında icra takibi başlattığını, ....’nin ... şirketine müşteri portföyünü, çalışanlarını vb devrettiğini, bu hususta hazırlanan devir sözleşmesinin ... vekilince 01.10.2016 tarihinde e-maille borçlunun yetkilisine gönderildiğini, sözleşme gereği şubelere ait mal, malzeme, araç, telefon, demirbaş, işçiler, müşteri portföyü vs.nin devre konu edildiğini, ancak devir muvazaalı olduğundan gizli tutulduğunu, muvazaalı değerlendirilebileceği belirtilip önlemlerin sıralandığını, borçlunun yüksek miktardaki borcunu ödemeden malvarlığını ... şirketine devrettiğini, ...’ın borçlunun müşteri portföyünden gelir sağladığını, borçluya ise komisyon verileceğinin sözleşmeden anlaşıldığını, çeşitli hacizlerde elde edilen bilgilerden iş yeri devrinin görüldüğünü, 01.01.2017 başlangıç tarihli adi kira sözleşmesi ile faaliyete başladığını iddia eden ...’ın henüz iş yeri açma ruhsatı ve vergi kaydı alamadığını, haciz sırasında yoklama fişi ibraz ettiğini, ...’e ait kargo poşetlerinin ... çalışanlarınca araçlara istiflendiğini, ... adına ajandalarda ...’le aynı telefonlara yer verildiğini, ...’e ait kartvizitlerin bulunduğunu, eski müşteriden temin edilen kartvizit üzerinde ... logosu bulunduğu halde kartvizitin ... yetkilisi adına bastırıldığını, ... tırlarının yükleme yaptığını, İzmir'deki aynı adreste aynı anda hem borçlu ...’in hem de ...’ın faaliyet gösterdiğini, ... çalışanlarının ...’da çalışmaya başladığını, telefonların da ... adına kayıtlı iken ... tarafından kullanıldığını, ... çalışanlarının maaşlarının ... tarafından ödendiğini, ...’e ait akaryakıt makbuzu üzerinde ...’a yansıtılacak notuna yer verildiğini, tutanak başlıklı belgelerde borçlu ...’e ait araçların, yedek parçalarının, sigorta evraklarının, lastiklerinin, yedek anahtarlarının vs. ...’a devrine dair listeler bulunduğunu, yazışmalarda personel çıkış işlemi gerçekleştirileceğinin, muvazaalı işleme sebebiyet vermemek için çıkış ve ... tarafından giriş tarihlerinin ne olması gerektiğinin sorulduğunu, e-maillerde demirbaş ve bilgisayarların devrine dair listelerin gönderildiğini, ... araçlarının ...’a devredildiğini, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun (6098 sayılı Kanun) 202 nci maddesi uyarınca iş yeri devrinin gerçekleştiğini, davalılar arasında ekonomik bütünlük bulunduğunu, davalıların tamamının icra dosyasındaki borçtan sorumlu tutulması gerektiğini, davalı ...’in borca batık duruma geldiği sırada tüm ticari değerlerini diğer davalılara devrettiğini, devir karşılığında komisyon almayı garantilediğini ileri sürerek ... unvanlı davalıların Denizli 2. İcra Müdürlüğünün 2017/1057 E. sayılı dosyasından diğer davalı borçlu ile birlikte müştereken ve müteselsilen sorumlu olduklarının tespitini, alacaklarının tahsilini, %20 oranında kötü niyet tazminatının davalılardan tahsilini talep etmiştir.
II. CEVAP
1.Davalılar ... Kargo Hizmetleri San. ve Tic. Ltd. Şti. ve ... Depoculuk İnsan Kaynakları Oto. Taş. Akar. Tur. San. Tic. Ltd. Şti. vekili cevap dilekçesinde; müvekkilleri ile davacı arasında hukuki ilişki bulunmadığını, dava dilekçesinde bahsedilen devir protokolünün imzasız olduğunu, bir devirden söz edilemeyeceğini, müvekkilleri ile diğer davalı ve takip borçlusu arasında maddi ve hukuki bağın bulunmadığını, ortakların akrabalık bağı da bulunmayan farklı kişilerden oluştuğunu, devrin 2016 yılının ekim ayında yapıldığı iddia edildiği halde takip dayanağı senedin 18.01.2017 tarihinde düzenlendiğini, iddia edilen borcun iddia edilen devirden sonra doğduğunu, sonradan doğmuş bir alacak için önceden muvazaalı işlem yapıldığından bahsedilemeyeceğini, batan bir şirketin işçilerinin ve müşterilerinin hayatın olağan akışı gereği sektördeki rakip firmalara dağılabileceğini, diğer davalının iş yerinin 01.01.2017 tarihli kira sözleşmesi ile kiralandığını, zaten batan diğer davalının müvekkillerine bir malvarlığı aktardığından söz edilemeyeceğini savunarak davanın reddini istemiştir.
2.Davalı .... vekili cevap dilekçesinde; müvekkilinin 25 yıllık birikimle ve emekle edindiği müşteri listesi ve mal varlığının ... Grup’a verildiğini, ... Grup’un ödeme sözü verdiği 3.000.000,00 TL’den sadece 150.000,00 TL’sinin ödendiğini, geri kalan miktarı bloke ettiğini, bu hususun tümden şirket devri olup olmadığının Mahkemenin taktirinde olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
III. BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
Bölge Adliye Mahkemesince bozma ilamına uyularak yapılan yargılama neticesinde, temel hukuk kurallarının en önemlilerinden bir tanesinin alacak haklarının nisbiliği ilkesi olup alacak hakkının ancak hukuki ilişkinin tarafları arasında ileri sürülebileceği, kural olarak borç ilişkinin dışında bir başka gerçek ya da tüzel kişiye karşı borç ilişkisinden doğan alacak hakkı ileri sürülemeyeceği, ticaret şirketlerinde ise sınırlı sorumluluk ilkesinin ayrı ve bağımsız malvarlığı oluşumunu yarattığı, ticaret şirketlerinde sınırlı sorumluluk ya da ayrı malvarlığı ilkesinin alacaklıların menfaatlerine zarar verecek şekilde kötüye kullanılması durumunda alacaklıların hak ve menfaatlerini korumak için Kıta Avrupası ve Anglo-Sakson hukuk sistemlerinde tüzel kişilik perdesinin kaldırılması teorisinin geliştirildiği ve tüzel kişiliğin arkasına sığınarak durumu kötüye kullanan ortakların ve üçüncü kişilerin sorumlu tutulması imkanı getirildiği, teorinin amacının hakkaniyet gerektirdiği zaman tüzel kişilik perdesinin arkasına sığınılmasının önlenmesi olduğu, yasal dayanağının ise dürüstlük kuralı ve hakkın kötüye kullanılması yasağını düzenleyen 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 2 nci maddesi olduğu, tüzel kişiliğin varlığı asıl olup borcun yükümlüsü olan bir tüzel kişilik bulunmakta iken şirketin ortaklarına ya da başka bir şirkete karşı bu borçtan dolayı yönelinemeyeceği, ancak tüzel kişiliğin kötüye kullanıldığı bazı istisnai hallerde tüzel kişilik perdesi aralanmak suretiyle gerçek ya da tüzel kişi ortakların ve üçüncü kişilerin sorumluluğu cihetine gidilebileceği, başka bir anlatımla perdeyi aralama teorisiyle birlikte tüzel kişinin borcundan üçüncü kişilerin, üçüncü kişilerin borcundan tüzel kişinin özdeş kılınarak sorumlu tutulmasının mümkün olabileceği; somut olayda, dosya kapsamı ve içerisindeki bilirkişi raporunun incelenmesinden, davalı ... Depoculuk Şirketi ile ... Şirketi'nin faaliyet konuları da dikkate alındığında, ... Şirketi'nin bir kısım müşteri portföyü ile cari hesap çalışması yapmasının, ekonomik bütünlüğün devamı ve devri olarak değerlendirilemeyeceği, davalı ... Depoculuk Şirketi'nin tüzel kişiliğinin diğer davalı şirketlerden ayrı olduğu, davalı ... Depoculuk Şirketi ile ... Şirketi ve ... Kurye Hizmetleri San. Tic. A.Ş. (Eski ünvanı: ... Kargo Hizmetleri San. ve Tic. Ltd. Şti.) arasında organik bağ bulunmadığı gibi davacı tarafından 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun (6098 sayılı Kanun) 202 ve 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu'nun (6102 sayılı Kanun) 11 inci maddesine uygun olarak işletme devrine dair bir sözleşme sunulmadığı, davacının bu yöne ilişkin iddialarını da ispatlayamadığı, uyulmasına karar verilen bozma ilamı doğrultusunda davacının davalılara açtığı davanın reddine karar vermek gerektiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir.
IV. TEMYİZ İNCELEMESİ
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, alacak istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Bölge Adliye Mahkemesince 6100 sayılı Kanun'un 373 üncü maddesinin üçüncü fıkrası uyarınca uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2. Dava alacak istemine ilişkin olup, İlk Derece Mahkemesince verilen hükümde "davacının davalılar .... ile ... Kargo Hizmetleri San. ve Tic. Ltd. Şti. aleyhine açtığı davanın kabulü ile, Denizli 2. İcra Müdürlüğünün 2017/1057 E. sayılı dosyasına konu 1.285.000,00 TL asıl alacak, 4.805,55 TL işlemiş faiz, 527,70 TL ihtiyati haciz vekalet olmak üzere toplam 1.290.333,25 TL alacaktan müştereken ve müteselsilen sorumlu olduklarının tespiti ile asıl alacağa takip tarihinden avans faizi uygulanmak suretiyle davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline" dair verilen karar davalılardan .... tarafından istinaf edilmemiş; Bölge Adliye Mahkemesince de aynı hüküm muhafaza edilmek suretiyle İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak yeniden esas hakkında karar verilmiştir. Bölge Adliye Mahkemesince verilen ilk kararın da davacı vekili ve davalılardan ... Kargo Hizmetleri San. ve Tic. Ltd. Şti. vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Dairemizin 24.05.2023 tarih ve 2022/620 E., 2023/3244 K. sayılı kararıyla davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddiyle birlikte, davanın ... Kurye Hizmetleri San. Tic. A.Ş. (Eski unvanı: ... Kargo Hizmetleri San. ve Tic. Ltd. Şti.) yönünden de reddi gerekirken yazılı şekilde ....'nin borcundan ... Kurye Hizmetleri San. Tic. A.Ş.'nin sorumlu tutulmasının doğru olmadığı gerekçesiyle karar bozulmuş, Bölge Adliye Mahkemesince bu defa bozma ilamına uyulmakla birlikte davanın tüm davalılar yönünden reddine karar verilmiştir.
Hal böyle olmakla birlikte, İlk Derece Mahkemesince davalılardan .... aleyhinde kurulan tahsil hükmünün bu davalı tarafından istinaf dahi edilmemekle daha o aşamada kesinleştiği; akabinde Bölge Adliye Mahkemesince verilen ilk kararın da bu tahsil hükmünü muhafaza etmemesine rağmen anılan davalı tarafından temyiz dahi edilmemiş olduğu gözetilerek, belirtilen davalı hakkında tahsil hükmü kurulması gerekirken davanın tüm davalılar yönünden reddi doğru olmamış ve bozmayı gerektirmiştir.
V.SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin diğer temyiz itirazlarının REDDİNE, (2) numaralı bend uyarınca davacı vekilinin temyiz isteminin kabulü ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın BOZULMASINA, dosyanın Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, peşin alınan temyiz karar harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 06.11.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.