"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 22. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2019/476 Esas, 2021/1969 Karar
HÜKÜM : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara 3. Asliye Ticaret Mahkemesi
SAYISI : 2016/1043 E., 2018/400 K.
Taraflar arasındaki menfi tespit ile avans olarak verilen çeklerin iptali davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; davacı ile davalı arasındaki ticari ilişki kapsamında avans olarak verilen çeklerin karşılığı mal tesliminin gerçekleştirilmediği bedelsiz kalan çekler nedeniyle müvekkilinin borçlu olmadığını ileri sürerek muhtelif tarih ve bedelli sekiz adet çek nedeniyle müvekkilinin borçlu olmadığının tespitiyle çeklerin iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı cevap dilekçesi sunmamıştır.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacı ile davalı Doğdek İnşaat ... Limited Şirketi arasında mal alım satımı konusunda ticari ilişki bulunduğu ve bu ticari ilişki çerçevesinde davaya konu 8 adet çekin davalı firmaya davacı tarafından keşide edilerek verildiği, ancak malların teslim edilmemesi üzerine tarafların çeklerin iadesi hususunda anlaşmaya vardıkları ve dosyada mevcut 01.06.2016 tarihli çek iade sözleşmesi imzalandığı, sözleşmenin içeriğine göre malların teslim edilmemesine dayalı olarak çeklerin en geç 1 hafta içerisinde davacıya iade edileceğinin belirtildiği, ancak sözleşmeye rağmen çeklerin iade edilmediği gibi 9250008 no.lu çekin ciro edilerek icra takibine de konulduğu, davalı firma adına ticari defter kayıt ve belgelerini ibraz etmesi hususunda ihtaratlı davetiye çıkartıldığı, tebliğden itibaren verilen 2 haftalık kesin süre içerisinde ticari defterlerini ibraz etmemiş olduğundan davacı tarafın dosyaya ibraz ettiği bilgi ve belgelere itibar edildiği, davalı firma adına çek iade sözleşmesi eklenerek isticvap davetiyesi çıkartılmış usulüne uygun davetiyenin tebliğine rağmen davalı adına duruşmaya katılan olmadığından sözleşmedeki imzanın davalı şirket yetkilisine ait olduğu ve içeriğinin doğru olduğu kabul edildiği, davalı yanın dosyaya delil ibraz etmediği, davacı tarafından sunulan taraflar arasında imzalanan çek iade sözleşmesine göre, ticari ilişkiye konu malın teslim edilmemesi nedeniyle bedelsiz kalan davaya konu 8 adet çekin davacıya iade edilmesi gerektiği, böylece davacının davalıya borçlu olmadığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile, 30.10.2016 tarihli, 15.000,00 TL bedelli, 9250008 çek numaralı, 30.11.2016 tarihli, 15.000,00 TL bedelli, 9250009 çek numaralı, 30.12.2016 tarihli, 15.000,00 TL bedelli, 9250010 çek numaralı, 30.01.2017 tarihli, 15.000,00 TL bedelli, 9250011 çek numaralı, 28.02.2017 tarihli, 10.000,00 TL bedelli, 9250012 çek numaralı, 30.03.2017 tarihli, 15.000,00 TL bedelli, 9250013 çek numaralı, 30.04.2017 tarihli, 15.000,00 TL bedelli, 9250014 çek numaralı ve 30.05.2017 tarihli, 5.000,00 TL bedelli, 9250015 çek numaralı çekler nedeniyle davacının davalı şirkete borçlu olmadığının tespitine; kambiyo senedinin vasfı itibariyle geçerlilik koşulları bulunan çeklerin iptaline karar verilemeyeceği, çeklerin iptaline yönelik talebin reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; müvekkil ile davalı arasında malzeme temini işi için anlaşma yapıldığını, malzeme bedeli olarak davalıya sekiz adet çek verildiğini, sekiz adet çekin bedelsizliğine rağmen davalı tarafından iade edilmediğini, tedavüle sürüldüğünü, zira müvekkil ile davalı arasındaki asıl borç ilişkisinde müvekkilinin davalıya herhangi bir borcu bulunmadığını, mahkeme kararında da müvekkilin davalıya herhangi bir borcunun olmadığının tespit edildiğini, davalının müvekkilinin mağduriyetine neden olduğunu belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasını istemiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davada hükmün taraflar yönünden kurulacağı, üçüncü kişilerin haklarını etkileyecek şekilde karar verilmeyeceği, davacının dava konusu çeklerden dolayı davalıya borçlu olmadığının tespiti ile yetinilerek, taraflar dışındaki üçüncü kişilerin haklarını etkiyecek şekilde çeklerin iptaline karar verilemeyeceği gözetilmek suretiyle Mahkemece verilen kararda herhangi bir isabetsizlik bulunmadığı gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü hususları tekrar ederek kararın bozulmasını istemiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, davacı tarafından davalıya avans olarak verilen ancak davalının sözleşmeden kaynaklanan yükümlülüğünü yerine getirmemesi nedeniyle bedelsizlik iddiasına dayalı çeklere yönelik açılan menfi tespit ve çeklerin iptali istemine istemine ilişkin olup, keşideci tarafından, bedelsizlik iddiasına dayalı açılıp borçsuzluğun tespitine karar verilmesi halinde, üçüncü kişilere ciro edilmiş çekler hakkında iptal kararı verilip verilemeyeceği hususu uyuşmazlık konusudur.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri, 2004 sayılı İcra İflas Kanunu'nun (2004 sayılı Kanun) 72 nci maddesinin ikinci ve üçüncü fıkraları.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve yasaya uygun olup davacı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
11.06.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.