Logo

11. Hukuk Dairesi2024/3378 E. 2025/1899 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacıların, davalıya olan borçlarının bulunmadığı ve icra takibine konu çeklerin teminat niteliğinde olduğu iddiasıyla açtıkları menfi tespit davası.

Gerekçe ve Sonuç: Taraflar arasındaki sözleşme ve protokollerin uygulanmış olması, davacıların takip konusu çeklerde borçlu bulunması, sözleşmede belirtilen taşınmazların devrinin gerçekleşmiş olması ve davacı tarafından imza inkarının açıkça yapılmamış olması gözetilerek, davacıların borcunun olmadığı iddiasının reddine ve yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/1746 Esas, 2024/622 Karar

HÜKÜM : Davanın reddi

İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 10. Asliye Ticaret Mahkemesi

SAYISI : 2021/534 E., 2022/445 K.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacılar vekili tarafından temyiz edilmekle; temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

KARAR

I. DAVA

Davacılar vekili dava dilekçesinde; müvekkili ...'ın davalı ...'den faiz karşılığında değişik zamanlarda toplamda 175.000,00 TL tutarında borç para aldığını, söz konusu borç paraya karşılık 14.04.2017 tarihinde noterde Düzenleme Şeklinde Taşınmaz Vaadi ve Arsa Payı Karşılığı İnşaat Sözleşmesi yapıldığını, bu sözleşme ile müvekkili tarafından İstanbul İli, ... İlçesi, .... Mahallesi, .... ada, 12 parselde kayıtlı taşınmaza yapılan inşaatta müvekkilinin kendi payına düşecek olan 27 ve 28 numaralı bağımsız bölümlerin davalı ...'e devredildiğini, bu devir karşılığında davalı tarafından müvekkiline herhangi bir ödeme yapılmadığını, müvekkilinin davalıdan aldığı 175.000,00 TL borç karşılığında davalıya devrettiği taşınmazların bedelinin 750.000,00 TL olduğunu, davalı ...'in vermiş olduğu borç para karşılığında inşaatın bitip bitmeyeceğinden emin olmaması sebebi ile müvekkilinden güvence olarak takibe konu çekleri aldığını, müvekkilinin davalıya devrettiği taşınmazların bedelinin alınan borcun dört katından fazla olması sebebi ile tapuda gerçekleşen devrin ardından, müvekkilinin borcunun ve faizlerinin bittiğini düşünmekteyken kendisine karşı takip yapıldığını, müvekkilin İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığına şikayette bulunduğunu, davalının şüpheli sıfatıyla verdiği ifadesinde 525.000,00 TL tutarlı çeklerin kendisine güvence olarak verildiğini ikrar ettiğini, memur emeklisi olan ve başkaca hiçbir geliri bulunmayan birinin mal varlığında iki ayrı taşınmazın ve milyona tekabül eden çek alacağının bulunmasının hayatın olağan akışına aykırılık taşıdığını ileri sürerek İstanbul Anadolu 6. İcra Müdürlüğü'nün 2020/9032 E. sayılı dosyasının dayanağı olan çeklerden dolayı müvekkili ...'ın ve yetkilisi olduğu... San. ve Tic. A.Ş.'nin davalıya borcunun olmadığının tespiti ile çeklerin davacı müvekkiline iadesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde; müvekkili ile davacı ...'ın 2013 yılından beri ticaret yaptıklarını, davacının müvekkili ile imzaladığı gayrimenkul satış vaadi sözleşmeleri gereği üzerine düşen edimleri yerine getiremediği için müvekkiline ödeme aracı olan çek verdiğini, müvekkilinin ...'ın ....Mah. ..../Pendik'te yaptığı inşaatından 6872 ada 12 parselde bulunan 1 ila 20 numaralı daireleri 400.000,00 TL karşılığında nakit olarak aldığını, dairelerin tamamlanmış halinin 700.000,00 TL olacağını söyleyerek davacı şirketin keşidecisi olduğu 4 adet 175.000,00 TL'lik çeki imzalayarak verdiğini, davacı ...'ın daireleri teslim etmediğinden dolayı yine aynı binada olan 27 ve 28 numaralı daireleri 550.000,00 TL karşılığında verilmesi konusunda müvekkili ile anlaştığını, kalan 525.000,00 TL'lik alacağı için düzenlenen 2 adet 175.000,00 TL, 1 adet 160.000,00 TL meblağlı çeklerin davacı ...'ın şirketine keşide edildiğini, taraflar arasında 11.08.2018 tarihinde imzalanan protokolde müvekkili ile ... arasında 2016 yılının 12. ayından gelen ticarete istinaden, ...'ın, 1.075.000,00 TL tutarında 5 adet çeke karşılık kendisine ait 27 ve 28 numaralı dairelerini toplam 550.000,00 TL bedel ile müvekkiline verdiğinin anlaşıldığını, davacı ...'ın bu daireleri borcuna karşılık verdiğini, davacının 11.01.2018 tarihinde şahit Seyit Haşim Arvasi huzurunda imzalanan protokolde ''toplamda 1.075.000,00 TL rakamında mutabık kalınmıştır'' şeklindeki beyana imza attığını ve borcunu kabul ettiğini, ...'ın borcuna karşılık olarak 2 adet 175.000,00 TL'lik çeklerin yerine 1 adet 450.000,00 TL'lik çek, 1 adet 160.000,00 TL'lik çek yerine 170.000,00 TL'lik çek verdiğini, İstanbul Anadolu 1. İcra Ceza Mahkemesi'nin 2020/140 E. sayılı dosyasında da görüleceği üzere verilen çeklerin teminat senedi olmadığını, soruşturma dosyasında ...'ın ifade tutanağında "20'yi aşkın inşaatı bitirdiğini, kendisinin müteahhit olduğunu, ... ile ticari ilişkisi olduğunu" söylediğini savunarak davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile taraflar arasında imzalanan 18.01.2018 tarihli protokolde; davacının 1.075.000,00 TL borcu olduğunun karşılıklı imza altına alındığı, borcuna karşılık 2 adet daireyi toplam 550.000,00 TL bedel ile devrettiği, bu işlem sonrası davacıların davalıya 525.000,00 TL borcunun kaldığı, taraflar arasında devam eden ilişki neticesindeki 19.01.2019 tarihli sözleşmede; 2 adet 175.000,00 TL toplam 350.000,00 TL çeklerin yerine ... Sitesindeki dublex dairenin alınacağı, bu dairenin üzerindeki ipoteğin kaldırılacağı, karşıtığında 05.07.2019 tarihine 450.000,00 TL teminat çeki alındığı, 30.04.2019 keşide tarihli 160.000,00 TL tutarlı çek iade alınıp yerine, dublex dairenin eksik işleri için 10.000,00 TL ilave edilerek 15.07.2019 keşide tarihli 170.000,00 TL yeni çek verildiği, çeklerin düzenlenme tarihi itibariyle davalının davacıdan temel alacağının bulunmasına göre, dava konusu çeklerin teminat senedi olmadığı kanaatine varıldığı, cevap ve davalının 2. cevap dilekçesinde bu delillere dayanılmasına rağmen davacı yanca açıkça bir imza inkarına uğramadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm, davacılar vekilince istinaf edilmiştir.

IV. İSTİNAF

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile taraflar arasında 19.01.2019 tarihli protokol ile 19.09.2019 tarihli yenileme sözleşmesinin bulunduğu, her iki belgedeki imzaların tarafların kabulünde olduğu, davacıların işbu dava ile kambiyo senedinin teminat amacıyla verildiği iddiasına dayalı menfi tespit isteminde bulundukları, taraflar arasındaki protokoldeki taahhüt ve mutabakata göre davacı ...'ın davalı ...'e toplamda 1.075.000,00 TL borcu olduğu, bu borcuna karşılık iki adet daireyi 550.000,00 TL bedel ile devredeceğinin, kalan 525.000,00 TL için çekler vereceğinin kararlaştırıldığı, celp edilen tapu kayıtlarına göre anılan iki adet dairenin davalıya devredildiğinin görüldüğü, buna göre protokol uyarınca davacı ...'ın 525.000,00 TL borcu kaldığı, çeklerin düzenlenme tarihi itibariyle davalının davacıdan temel alacağının bulunmasına göre dava konusu çeklerin teminat senedi olmadığının anlaşıldığı gerekçesiyle istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş, hüküm, davacılar vekilince temyiz edilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Dava ve Hukuki Nitelendirme

Dava, İİK'nun 72. maddesi uyarınca icra takibinden sonra açılan menfi tespit davasıdır.

B. Değerlendirme ve Gerekçe

Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına, her ne kadar davacı ... dosyaya sunulan sözleşme ve protokollerdeki imzaların kendisine ait olmadığını iddia etmiş ise de, taraflar arasında işbu sözleşmelerin uygulanmış olmasına, takip konusu çeklerde borçlu olmasına ve sözleşmede yer alan tapuların devredildiğinin anlaşılmasına göre yapılan istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (HMK) 353/1-b(1) hükmü uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.

VI. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacılar vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK'nın 370/1 hükmü uyarınca ONANMASINA, aynı Kanun'un 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlere yükletilmesine, 18.03.2025 tarihinde kesin olarak oy birliğiyle karar verildi.