"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2020/723 Esas, 2022/67 Karar
HÜKÜM : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara 4. ... ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2018/392 E., 2020/10 K.
Taraflar arasındaki Yeniden İnceleme ve Değerlendirme Kurulu (YİDK) kararının iptali davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili şirketin 2017/101287 sayılı "OCB BLUE" ibareli marka tescil başvurusunda bulunduğunu, itiraz üzerine önce Markalar Dairesi Başkanlığı tarafından başvurunun kısmen reddine karar verildiğini, bu karara yapılan itirazın da YİDK tarafından kabul edildiğini ve kötü niyet gerekçesiyle müvekkili başvurusunun tümden reddedildiğini, oysa marka başvurusuna yapılan itirazın usulen reddinin gerektiğini, zira Republic Technologies (International) SAS ve Republic Technologies (NL) LLC isimli iki firma adına tek ücret ve tek dilekçeyle itiraz edildiğini, davaya konu YİDK kararında ise Republic Technologies (International) SAS adına sunulduğu belirtilmekle birlikte itirazın, Republic Technologies LLC’e ait deliller çerçevesinde kabul olunduğunu, Türkiye’de kullanılmayan ve tanınmış marka statüsü taşımayan bir marka ile müvekkili başvurusu arasında iltibas tehlikesi bulunduğunun söylenemeyeceği, müvekkilinin yarattığı orijinal kombinasyonuyla tescilli önceki markasının serisi niteliğindeki "OCB BLUE" markasını tescil ettirmesinde kötü niyet aranmasının haksız olduğunu, müvekkiline ait marka başvurularının 34. ve 35. sınıfta yer alan tüm mal ve hizmetleri kapsadığını, bu mal ve hizmetlerin sadece bir kısmı ile redde mesnet markaların kapsamlarındaki mallar arasında benzerlik bulunduğunu, müvekkilinin aynı mal ve hizmetlerde tescilli 2016/21028 sayılı markanın devamı ve serisi niteliğindeki dava konusu başvuruyu yaptığını, bu sebeple müvekkilinin müktesep hakka sahip olduğunu ileri sürerek, 2018-M-6413 sayılı YİDK kararının iptaline ve marka başvurusunun tescil işlemlerinin devamına karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
1.Davalı TÜRKPATENT vekili cevap dilekçesinde; kurum kararının usul ve yasaya uygun olduğunu, savunarak davanın reddini istemiştir.
2.Davalı şirket vekili cevap dilekçesinde; davacının "ocb" asıl unsurlu başvurusu ile müvekkili markaları arasında güçlü bir benzerlik bulunduğunu, başvuru sahibinin sistematik biçimde müvekkili adına tescilli olan markaları ve müvekkilinin online satışlardaki kullanımları ile üst düzey benzerlik taşıyan marka başvuruları yapılmasının tesadüf olamayacağını, başvurunun haksız yarar sağlaması ihtimalinin bulunduğunu ve iyi niyetli kabul edilemeyeceğini, davacının müktesep hakkının da bulunmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacının "OCB BLUE" ibareli marka başvurusu ile davalının " OCB " ibareli tescilli markaları arasında biçim, düzenleme ve tertip tarzı itibariyle görsel, sesçil ve anlamsal benzerlik bulunmakla beraber 34. sınıf dışında emtia benzerliği oluşmadığı, ancak davacının daha önce OCB asıl unsurlu markaların davalıya ait markalar nedeniyle reddedilmesine rağmen aynı sınıfı da kapsar şekilde tekrar tekrar aynı veya yakın benzer işareti seçip başvuru yapmasının iyi niyetli bir davranış olarak nitelendirilemeyeceği, diğer yönden davacı taraf 2016/21028 sayılı markadan dolayı müktesep hak iddia etse de; önceki ve sonraki markaların asli unsur yönünden aynı olmadığı, önceki marka renk, şekil, kelime ve tertip tarzı yönüyle davaya konu başvurudan uzaklaşıp son derece farklı olan bir kompozisyon markası olduğu, sonraki markanın ise davalı markasına iltibas düzeyinde yakın benzerlik gösterdiği, önceki markanın tescilinden itibaren 5 yıllık sürenin geçmediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; ortada geçerli bir itiraz olmadığını, davalı muteriz tarafından yapıldığı kabul edilen itirazın şekil bakımından 6769 sayılı Kanuna ve Uygulama Yönetmenliğine aykırı olduğunun dikkate alınmadığını, ayrıca davalı kurumca itiraz ettiği kabul edilen Fransız uyruklu Republic Technologies (International) SAS firmasının değil, muteriz olarak kabul edilmeyen Amerikan uyruklu Republic Technologies North Atlantic LLC adlı firmaya ait delillerin, karara gerekçe yapılmasının da doğru olmadığını, bu konudaki taleplerinin ve itirazlarının karşılanmadığını, dava konusu başvuruda müvekkilinin kötü niyetli kabul edilmesinin haksız ve hukuka aykırı olduğunu, tescilli marka sahibi olan ve yasal hakkını kullanan müvekkilinin kötü niyetli olarak kabul edilemeyeceğini, davalı muterizin, eskiye dayalı kullanımla ilgili belge sunamadığını, müvekkilince yapılan başvurunun SMK'nın yürürlüğe girmesinden sonra tekrarlanmasının kötü niyet olarak kabul edilmesinin son derece hatalı olduğunu, davalı markasının tanınmış olmadığı gibi kullanıldığına dair de delil sunulmadığını, buna rağmen müvekkili başvurusunun kötü niyetli kabul edilmesinin hukuka aykırı bulunduğunu, bütünsel açıdan markalar arasında iltibas tehlikesinin de bulunmadığını, müvekkili şirket bakımından müktesep hak koşullarının oluştuğunu ileri sürerek kararın kaldırılmasını ve davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, gerek Markalar Dairesi Başkanlığı, gerekse de YİDK tarafından davalı şirketin itirazının değerlendirilerek karar verildiği, anılan şirket tarafından da davacının dava konusu marka başvurusuna yapılan itirazların usulüne uygun bulunduğu, dolayısıyla davacı vekilinin bu yöne ilişkin istinaf itirazının yerinde olmadığı, "OCB BLUE" ibareli marka başvurusu ile redde mesnet 2013/62799 ve 2013/91784 sayılı "OCB" asıl unsurlu markalar arasında, başvuru kapsamından çıkarılan 34. sınıf mallarla bu malların satışına özgü 35/5. sınıf mağazacılık hizmetleri yönünden 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu’nun (6769 sayılı Kanun) 6 ncı maddesinin birinci fıkrası anlamında ortalama alıcılar nezdinde görsel, işitsel ve anlamsal olarak bıraktıkları genel izlenim itibariyle ilişkilendirilme ihtimalini de içerecek şekilde iltibas tehlikesinin bulunduğu, zira markaların asli unsurlarının "OCB" ibaresinden oluştuğu, söz konusu markaların tescil tarihleri gözetildiğinde kullanım ispatının da aranamayacağı, davanın, marka başvurusunun reddine ilişkin YİDK kararının iptali istemine ilişkin olduğu ve işbu davada, redde mesnet markaların sahibinin kötü niyetli olup olmadığının tartışılmasının mümkün bulunmadığı, öte yandan davacının, sistematik biçimde "OCB" asıl unsurlu marka başvuruları yaptığı ve mahkemece benimsenerek hükme esas alınan bilirkişi raporunda da açıklandığı üzere özgün biçimde oluşturulmuş "OBC" ibareli markayı tercihinin nedenine dair bir açıklamada da bulunmadığı, redde mesnet markaların sahibi olan davalı şirketle aynı sektörde faaliyet gösteren davacının bu markayı tesadüfen seçtiğinin söylenemeyeceği, bu nedenlerle dava konusu başvurunun kötü niyetli olduğu, bu yöne ilişkin davacı istinaflarının da yerinde bulunmadığı, davacı adına tescilli 2016/21028 sayılı markanın, dava konusu başvurunun yapıldığı tarih itibariyle uzun süreli kullanım şartını sağlamadığından, dava konusu başvuru yönünden davacıya müktesep hak sağlamadığı gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü sebepleri tekrar ederek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasını istemiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, YİDK kararının iptali istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri, 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu’nun (6769 sayılı Kanun) 6 ncı maddesinin birinci fıkrası.
3. Değerlendirme
1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
08.07.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.