Logo

11. Hukuk Dairesi2024/3475 E. 2025/1982 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Faktoring sözleşmesi kapsamında verilen bono ile başlatılan icra takibinin iptali ve ödenen çek bedellerine ilişkin menfi tespit davasında, bononun teminat senedi olup olmadığı, takip tarihi itibariyle alacağın muaccel olup olmadığı ve ödenen çek bedellerinin mahsup edilip edilmeyeceği hususlarında ihtilaf bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Davalı tarafından tahsil edilen çek bedellerinin davacının kullandığı krediden mahsup edilmesi gerektiği, bu nedenle davanın kısmen kabulüne karar verilmesi gerekirken, tamamen kabulüne ve kötüniyet tazminatına hükmedilmesinin hatalı olduğu gözetilerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2021/733 Esas, 2024/630Karar

HÜKÜM : Davanın kabulü

İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesi

SAYISI : 2020/337 E., 2021/276 K.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

KARAR

I. DAVA

Davacılar vekili dava dilekçesinde; ...'ün, davalı ile davacı şirket yetkilisi olarak 20.03.2018 tarihinde Genel Factoring sözleşmesi imzaladığını, aynı zamanda sözleşmeyi şahsen müteselsil kefil olarak da imzaladığını, yine 09.03.2018 tarihli Genel Factoring Sözleşmesi ön bilgi formunu da imzaladığını, sözleşme ve ön bilgi formlarının tek nüsha olarak hazırlandığını, ıslak imzalı nüshaların verilmediğini, Genel Factoring Sözleşmesi ve davacı ...'ün kefilliğine ilişkin olarak da boş senet imzalatıldığını, senette keşideci bölümünde davacı şirkete ait altlı üstlü 2 kaşe olmakla birlikte davacının imza kısmına da kaşe vurarak şirket yetkilisi olarak imzaladığını, aval verenler kısmını da davacının el yazısıyla doldurarak imzaladığını ve senedin geri kalan kısmı boş olacak şekilde davalı şirket yetkililerine teslim edildiğini, bu senedin sözleşmesel ilişkinin teminatı niteliğinde olduğundan bir teminat senedi olduğunu, ancak ne senet üzerinde bu hususta bir şerh ne de sözleşmede senede atıf yapılarak teminat senedi niteliği kazandırılmadığını, ancak senet ile sözleşmenin düzenlenme tarihi ve imza tarihlerinin aynı olduğunu, davalının 06.07.2018 tarihli ihtarnamesini keşide ederek şirkete temlik edilen faturalar ve işbu fatura borcunun ödenmesini teminen şirketlerine devir ve teslim edilen çek keşidecilerinin ve muhatapların mali durumlarında olumsuzluk ve sıkıntılar olduğu, keşideciye ait çeklerin karşılıksız kaldığı ve bedellerinin ödenmediğinin istihbar edildiğinden bahisle factoring hesabının kapatıldığının ihtar edildiğini, ihtarnamede %60 temerrüt faizi talep edilerek 1 gün süre verilmek suretiyle bu bedellerin ödenmesinin talep edildiğini, davacının da cevabi ihtarname keşide ederek henüz çeklerin vadesinin gelmediğini, istihbari bilgi ile işbu çeklerin ödenmeyeceği savı ile hareket edip faktoring hesabının kapatılmasının sözleşmeye aykırı olduğu ve %60 temerrüt faizi istenmesinin mevzuata aykırı olduğunu ifade ettiğini, sonrasında davalının davacının kendilerine boş olarak doldurduğu 1.000.000,00 TL bedelli senedi sözleşmeye aykırı şekilde doldurarak icra takibi yaptığını, davalının işbu istihbarat bilgisine henüz vadeler gelmeden ulaşabiliyor olması ve bu bilginin hukuki yollardan edinilmesinin ne kadar zor hatta mümkün olmadığı gerçeği ve kendilerinin de bu bilgiyi ikrar etmesi karşısında İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığına 2020/27504 soruşturma sayılı dosyası ile hukuk dışı olduğunu düşündükleri işleme ilişkin ve davaya konu senedin sözleşmeye aykırı olarak doldurulması nedeniyle şikayette bulunduklarını, icra takibine konu senet boş olarak teslim edilmiş olduğundan ve taraflar arasındaki sözleşmeye aykırı olarak doldurulup takibe konmuş olduğundan senet vasfına haiz olmaması nedeniyle kambiyo senedi olarak takibe konulamayacağından senedin iptali ile işbu takibin iptaline, bu mümkün değilse arabuluculuğa başvuru tarihi olan 09.10.2019 tarihinde ödenmiş olan 4 çek bedeli 138.624,69 TL bedel yönünden davacının borçlu olmadığının tespitine, davalı aleyhine kötüniyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde; takibe konu senedin davacının iddia ettiği gibi teminat senedi niteliğinde olmadığını, senedin davalı ... şirketine 20.03.2018 tarihli faktoring sözleşmesi ile doğan borca karşılık olarak davacılar tarafından verildiğini, senet incelendiğinde ne senet metninde bir ibarenin ne de davacının delilleri arasında senede atıf yapılan bir sözleşmenin bulunmadığını, bu nedenle takibe dayanak senedin teminat senedi olmayıp kambiyo vasfını haiz olduğunu, senedin teminat olarak verildiği ve sonradan doldurulduğuna ilişkin kanıt olarak hiçbir yazılı belge sunulmadığını, dava konusu takip sonucu davalının alacağının tahsil edilemediğini, bunun üzerine vadesi gelen çek için İstanbul 9.İcra Müdürlüğünün 2018/26315 E. sayılı dosyası ile çek keşidecisine ve cirantalara karşı İstanbul 9.İcra Müdürlüğünün 2018/23547 E. sayılı dosyası ile tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla icra takibi başlatılarak takiplerin birbirinden bağımsız olmadığının açıklandığını, davacı tarafın derdestlik itirazında bulunmasının kötüniyetle itiraz ettiğinin göstergesi olduğunu, tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla birden fazla takip yapılabilmesinde de usul ve yasaya aykırı bir durum bulunmadığını, faktoring şirketlerinin de bankalar gibi Türkiye Bankalar Birliği altındaki risk merkezi tarafından üyeleriyle paylaşılan karşılıksız çek bilgileri, kredi limit, risk ya da temerrüte uğramış alacaklar ve bunun gibi finansal bilgilere ulaşma hakkına sahip olduklarını, dava dilekçesinde iddia edildiği gibi hukuk dışı yollardan elde edilmiş bilgiler bulunmadığını, risk merkezinden alınan bilgiler doğrultusunda keşideci ...... A.Ş.'nin 02.07.2018 tarihinde çek yazdırmaya başladığı ve çeklerin ödenmemiş olması gerekçesiyle davacıya ihtarname çekerek hesabının kat edildiğini, davacının davalı şirkete teslim etmiş olduğu 5 adet çekten sadece Servet Ataç keşideli 159.000,00 TL bedelli çekte sorun olması sebebiyle hesap kat edilerek tüm riskin takibe konu edildiğini, diğer çek dökümlerinin ve keşidecilerinin ihtarnamede yazmasının da bu sebeple olduğunu, kaldı ki Servet Ataç çekinin vadesinde yazıldığını ve sadece kısmi bir tahsilat yapıldığını, çekten dolayı açılan icra takibinin de derdest olduğunu, takibe konu senet ve çekin faktoring işlemlerinde uygulanacak usul ve esaslar hakkında yönetmelik hükmü uyarınca davalı şirketin kayıtlarına işlendiğini savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile 6361 sayılı Finansal Kiralama, Faktoring ve Finansman Şirketleri Kanunu’na dayanılarak çıkarılan ve 04.02.2015 tarih ve "29257 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan" Faktoring İşlemlerinde Uygulanacak Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmelik"in 8. maddesinde de açıkça düzenlenmiş ve ek teminat niteliğinde alınan senetlerin tahsil koşulları belirlendiği anılan Yönetmelik hükmüne göre müşterilerden ek teminat mahiyetinde olmak üzere devralınan fatura veya fatura yerine geçen belgeler ile ilişkili olmayan kambiyo senedi veya diğer senetlerin tahsil edilebilmesi için, alacağın vadesinde ödenmeyip sorunlu hale gelmiş olması, alınan kambiyo senedi veya diğer senet karşılığında hiçbir şekilde kambiyo senedi veya diğer senedin ilgililerine finansman sağlanmaması, kuruluşun işlem ve muhasebe kayıtlarında ek teminat mahiyetinde alınan kambiyo senedi veya diğer senedin ilgili borcun teminatı karşılığında alındığına ilişkin kayıt düşülmesi gerektiği, davalı ... şirketinin sözleşme hükümleri çerçevesinde müşteriden almış olduğu teminat senedini sözleşmede kararlaştırılan rücu hakkına dayanarak ve Yönetmeliğin 8. maddesine uygun biçimde takibe koymasının mümkün olduğu, incelenen davalı kayıtlarına göre takibe konu edilen senedin Yönetmeliğe uygun şekilde ticari defterlerde kayıtlı olduğu gerekçeleriyle davanın kısmen kabulü ile İstanbul 9.İcra Müdürlüğü'nün 2018/23547 E. sayılı dosyasında takibin iptaline yönelik talebinin reddine, taraflar arasında düzenlenen 20.03.2018 tarihli Genel Factoring Sözleşmesi kapsamında davalı firmaya tevdii edilen 30.07.2018 vadeli 60.000,00 TL bedelli, 15.08.2018 vadeli 35.520,00 TL bedelli, 25.08.2018 vadeli 32.000,00 TL bedelli ve 25.09.2018 vadeli 11.104,69 TL bedelli olmak üzere toplam 138.624,69 TL çek bedelinin dava tarihinden önce tahsil edildiğinden İstanbul 9.İcra Müdürlüğü'nün 2018/23547 E. sayılı dosyasında 138.624,69 TL tutarı kadar davacıların davalı şirketlere borçlu olmadığının tespitine, şartları oluşmayan tazminat taleplerinin reddine karar verilmiş, hüküm, davacılar vekilince istinaf edilmiştir.

IV. BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile Faktoring İşlemlerinde Uygulanacak Usul ve Yönetmeliğin 8. maddesine göre faktoring şirketinin ek teminat olarak kambiyo senedi alması mümkün ise de bu senedin tahsile konu edilebilmesi için alacağın vadesinde ödenmeyip sorunlu hale gelmesi gerektiği, alacaklı faktoring şirketi tarafından düzenlenen 06.07.2018 tarihli ihtarnamede faktoring sözleşmesine istinaden alınan 5 adet çek bedeli toplamı 297.624,69 TL'nin ödenmesinin 1 gün içinde talep edildiği, hesabın kat edildiği toplam çek bedelinin ödenmesi ihtar edilmiş ise de hesap kat tarihinde çek bedellerinin muaccel olmadığı, keşide tarihlerinin henüz gelmediği, ek teminat senedinin takibe konma koşulları oluşmadığı anlaşılıyor ise de senedin geçersiz olduğundan bahsedilemeyeceğinden ek teminat mahiyetinde alınan senedin ve takibin iptali talebi yerinde görülmemekle birlikte, davacı vekilinin terditli olarak ileri sürdüğü, arabulucuya başvuru tarihinden önce 09.10.2019 tarihinde ödenmiş olan 4 çek bedeli 138.624,69 TL bedel yönünden davacının borçlu olmadığının tespitine ilişkin talebin kabulü gerektiği, takip tarihi 12.07.2018 tarihinde, davacı tarafın borçlusu bulunduğu 4 adet çekin vadelerinin gelmediği, davalı tarafın kötüniyetli olarak takibi başlattığı gerekçesiyle kabul edilen kısım yönünden %20 kötüniyet tazminatının davalıdan tahsili gerektiği gerekçesiyle davacılar vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, yeniden hüküm kurulmasına, davanın kabulüne, İstanbul 9.İcra Müdürlüğünün 2018/23547 E. sayılı dosyasına konu alacağın 138.624,69 TL kısmı yönünden, davacıların davalı şirkete borçlu olmadığının tespitine, %20 oranında 27.724,93 TL kötüniyet tazminatının davalıdan tahsili ile davacılara ödenmesine karar verilmiş, karar, taraf vekillerince temyiz edilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Dava ve Hukuki Nitelendirme

Dava, menfi tespit istemine ilişkin olup, uyuşmazlık; takip dayanağı bononun teminat amaçlı verilip verilmediği, teminat senedi olması durumunda takip tarihi itibariyle alacağın muaccel olup olmadığı ile davalının tahsil etmiş olduğu çek bedellerinin kullandırılan krediden ve dolayısıyla kredi borcundan mahsubunun gerekip gerekmediği noktasında toplanmaktadır.

B. Değerlendirme ve Gerekçe

Somut olayda taraflar arasında 20.03.2018 tarihli Genel Faktoring sözleşmesi akdedildiği, bu sözleşme kapsamında davacının almış olduğu krediye karşılık davalıya 5 adet çek teslim ettiği ve ayrıca ek olarak 20.03.2018 düzenleme tarihli 1.000.000,00 TL bedelli 04.07.2018 vadeli dava konusu bonoyu davalı şirket adına keşide ettiği anlaşılmaktadır. Dava konusu bononun, davalı ... şirketinin ticari defterlerinde alınan teminatlar başlıklı ana hesap altında kaydedildiği, taraflar arasındaki sözleşmenin sorumluluklarının ek teminatı olarak düzenlendiği tespit edilmiştir. Kredi kullanıldıktan sonra davalı, Beşiktaş ....Noterliğinin 06.07.2018 tarih ve ....yevmiye numaralı ihtarnamesi ile faktoring hesabını kat ederek, temlik edilen faturalar ve işbu fatura borcunun ödenmesini teminen devir ve teslim edilen çek keşidecilerinin ve muhatapların mali durumlarında olumsuzluk ve sıkıntılar olduğunun istihbar edildiğinden bahisle factoring hesabının 06.07.2018 tarihi itibarı ile kapatıldığını, 5 adet çek bedeli toplamı 297.624,69 TL'nin 1 gün içinde ödenmesini ihtar etmiştir. Davalı, taraflar arasındaki sözleşmenin, “Teminat ve Ödeme Vasıtaları ile Takas ve Mahsup Hakkı” başlıklı 3. maddesinin; "...borçların vadelerinde kısmen veya tamamen ödenmeyeceğinin önceden anlaşıldığı ve/veya gerekli gördüğü her türlü hallerde, belirlediği süre içinde teminatların değiştirilmesini ve/veya gerekli görülebilecek ek teminat verilmesini talep edebileceği gibi, faktoring işlemlerinden doğan alacağının tamamının geri ödenmesini talep ile alacağın tahsilini teminen kanuni takip yollarına başvurma hak ve yetkisine haizdir." hükmü kapsamında hesabı kat ederek sözleşmeyi feshetmiştir. Böylece, alacağın muaccel olduğu anlaşılmaktadır. Ancak davalı, taraflar arasındaki sözleşme kapsamında davalı firmaya tevdi edilen 4 adet çek toplamı olan 138.624,69 TL çek bedelini dava tarihinden önce tahsil etmiştir. Bu durumda, davacının kullanmış olduğu krediden 4 adet çek toplamı olan 138.624,69 TL çek bedelinin dava tarihinden önce tahsil edildiği gözetilerek İstanbul 9.İcra Müdürlüğü’nün 2018/23547 E. sayılı dosyasında davacıların borcundan işbu tutar kadar tahsil edildiği değerlendirilerek davanın kısmen kabulüne karar verilmesi gerekirken, davanın kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiştir.

Kabule göre de; takip tarihi itibariyle kötüniyetli olarak takip başlatıldığından söz edilemeyeceğinden şartları oluşmayan kötüniyet tazminatına karar verilmesi doğru görülmemiştir.

VI. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle taraf vekillerinin temyiz itirazlarının kabulü ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULMASINA, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'un 373/2 hükmü uyarınca dava dosyasının Bölge Adliye Mahkemesi'ne gönderilmesine, peşin alınan temyiz karar harcının istekleri halinde ilgililere iadesine, 19.03.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.