"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/840 Esas, 2024/674 Karar
HÜKÜM : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : ... Anadolu 2. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2019/14 E., 2021/26 K.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
KARAR
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; davacı şirketin “... ”ibaresini içeren birden fazla markası bulunduğu, bu markalar ile uzun yıllardan beri şirket markasının ismini taşıyan kampüslerinde eğitim verdiğini, davalı şirketin ise, müvekkiline ait markalar ile iltibas oluşturacak derecede benzer olan “... Fen Bilimleri ... Okulları” ibaresini tescil ettirdiğini, “...” ibaresinin müvekkili şirket ile özdeşleşmiş ve seri marka niteliği taşıyan bir markaya dönüştüğünü, davalının müvekkili ile özdeşleşmiş ibareyi kullanmasının müvekkilinin tanınmışlığından faydalanmak suretiyle haksız yarar elde etmesine sebep olacağını, davalıya ait yerleşkelerin ... Avrupa yakasında olduğunu, bu durumun müvekkilinin yeni markası ile ... Avrupa yakası dışında da faaliyette bulunmaya başladığı izlenimi uyandıracağını ileri sürerek davalı tarafından tescil ettirilen dava konusu markanın hükümsüzlüğüne ve sicilden terkine karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı temsilcisi cevap dilekçesinde; davalıya ait markanın “... Fen Bilimleri ... Okulları” ibaresini içerdiğini, davacı şirkete ait "...” markasından farklı bir marka olup, herhangi bir iltibasın söz konusu olmadığını, davacı şirkete ait markanın asli ayırt edici ve tek unsurunun “...” ibaresi iken, müvekkili şirkete ait markanın asıl ve ayırt edici unsurunun “... Fen Bilimleri” ibaresi olduğunu, müvekkili şirkete ait markanın taşıdığı bu ibareyle davacı şirkete ait markadan tamamen farklılaştığını savunarak davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacı markalarının asli unsurunun "..." kelimesi olduğu, "..." kelimesinin yanında bulunan "Okulları", "Koleji", "Üniversitesi" gibi unsurların tanımlayıcı olduğu, davalı markasında davacı markasından farklı olarak bulunan "... Fen Bilimleri" ibaresinin, "..." kelimesinin coğrafi alanı belirtmesi, "Fen Bilimleri" ibaresinin ise eğitim öğretim hizmetleri bakımından tanımlayıcı bir ibare olması nedeni ile davalı markasının asli unsurunun ... ibaresi olduğunun kabul edildiği, nitekim davacı markasında yer alan "... Okulları" ibaresinin davacı adına tescilli 2015/68123 numaralı "... Okulları" ve 2017/57.... numaralı "... Okulları + Her Çocuk Özeldir" markaları ile birebir aynı olduğu, her iki taraf markalarının da ortak olarak 41. sınıfta eğitim öğretim hizmetleri alanında tescilli olduğu, her iki tarafın da eğitim ve öğretim hizmetleri alanında faaliyet gösterdiği, buna göre de taraf markaları arasında 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanununun (SMK) 6/1 hükmü uyarınca hem kelime hem de sınıfsal benzerlik olduğu sonucuna ulaşıldığı, davacının ... ismi ile bir çok marka sahibi olduğu, ortalama tüketici nezdinde davalıya ait "... Okulları" ibaresinin davacıya ait okullardan biri olduğu izlenimi uyandırabileceği, davacı tarafından davalı markasının tescilli olduğu tüm sınıflar bakımından hükümsüzlüğü talep edilmiş ise de, davacı markalarının davalının tescilli olduğu 16. sınıf yönünden tescilli olmadığı, 16. sınıf yönünden davacının öncelikli hak sahibi olmadığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, davalı adına tescilli 2018/21869 numaralı markanın 41. sınıfta yer alan hizmetler yönünden hükümsüzlüğüne karar verilmiş, hüküm, taraf vekillerince istinaf edilmiştir.
IV. BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; taraf markalarının tescilli olduğu sınıf ve hizmetler bakımından yapılan incelemede; markaların 41. sınıfta eğitim öğretim hizmetleri alanında tescilli olduğu, bu sınıf yönünden aralarında sınıfsal benzerlik olduğu, diğer yandan 41. sınıfın "dergi, kitap, gazete vb. yayımlama hizmetleri" alt grubunun davalı markasının aynı zamanda tescilli olduğu 16. sınıfın "basılı evraklar, basılı yayınlar" alt grubu ile benzer olduğu, aynı ve benzer alt sınıflarda tescilli ayırt edilemeyecek kadar benzer markaların ortalama tüketici nezdinde karıştırma ihtimali yaratacağı, ayrıca davacının seri markalarının varlığı nedeniyle davalı markasının da davacı şirkete ait seri markası olarak algılanabileceği, dolayısı bağlantı kurma ihtimali doğacağı (Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin emsal niteliğini taşıyan 2015/5437 E., 2015/12845 K. sayılı ilamı), davalı markasının 16. sınıfın "basılı evraklar, basılı yayınlar" alt grubu ile ilişkili olduğu, diğer yandan davalının tescilde kötüniyetli olduğunda dair dosyaya yansıyan bir delil de bulunmadığı gerekçesiyle davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulüne, İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak davanın kısmen kabulüne, davalı adına tescilli 2018/21869 numaralı markanın 41. sınıf yönünden tamamen, 16.sınıf yönünden "basılı evraklar, basılı yayınlar, kitaplar, dergiler, gazeteler, kırtasiye, büro, eğitim-öğretim, yazım, çizim, resim ve sanatçılar için malzemeler (mobilyalar ve cihazlar hariç), kırtasiye tipi kağıt ürünler, yapıştırıcılar, kalemler, silgiler, kırtasiye tipi bantlar, el işi için karton, yazı kağıtları, kopyalama kağıtları, yazarkasa kağıt ruloları, çizim aletleri, kara tahtalar, resim boyaları, eğitim öğretim hizmetleri" alt grubu itibariyle kısmen hükümsüzlüğüne karar verilmiş , hüküm, taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Dava ve Hukuki Nitelendirme
Dava, marka hükümsüzlüğü talebine ilişkindir.
B. Değerlendirme ve Gerekçe
İlk Derece Mahkemesince verilen karara yönelik olarak yapılan istinaf başvurusu üzerine 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (HMK) 355. vd. maddeleri kapsamında yöntemince yapılan inceleme sonucunda Bölge Adliye Mahkemesince esastan verilen nihai kararda, dosya kapsamına göre saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kurallarına aykırı bir yön olmadığı gibi aynı Kanun'un 369/1 hükmü ve 371. maddesinin uygulanmasını gerektirici nedenlerin de bulunmamasına göre usul ve yasaya uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
VI.SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, taraf vekillerinin temyiz itirazlarının reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK'nın 370/1 hükmü uyarınca ONANMASINA, aynı Kanun'un 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlere ayrı ayrı yükletilmesine, 26.03.2025 tarihinde kesin olarak oy birliğiyle karar verildi.