"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 22. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/1091 Esas, 2024/89 Karar
BİRLEŞEN DAVA (Ankara 2. Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 2018/650 E. 2018/680 K.)
HÜKÜM : Asıl birleşen davalarda, davalı ... yönünden davanın kabulü, diğer davalı yönünden pasif husumet ehliyeti yokluğundan davanın reddi
İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara 4. Asliye Ticaret Mahkemesi
SAYISI : 2018/567 E., 2021/144 K.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı asıl ve birleşen davada davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; temyiz
şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
KARAR
I. DAVA
1.Davacı vekili asıl dava dilekçesinde; müvekkilinin doküman tarayıcıları ürettiğini, davalıların "Tesco Bilişim Hizmetleri" ismi altında teknoloji sektöründe faaliyet gösterdiğini, 2014 yılında başlayan ticari ilişkiler kapsamında davalılarca gönderilen siparişler üzerine müvekkili tarafından davalılara çeşitli niteliklerde doküman tarayıcıları satışı gerçekleştiğini, ancak bu ticari ilişki kapsamında davalıların kendilerine satışı ve teslimi gerçekleştirilen ürünlere ilişkin faturalara herhangi bir itiraz sunmamakla birlikte, faturalara istinaden ödenmesi gereken bedelleri ödemede temerrüde düştüğünü, ödenmeyen faturaların tahsili amacıyla davalılar hakkında Ankara 6.İcra Müdürlüğünün 2018/8490 E. sayılı takip dosyası ile takibe geçildiğini ileri sürerek davalıların icra dosyasına yapmış oldukları itirazın iptali ile takibin devamına ve davacı yararına %20'den az olmamak üzere icra inkar tazminatına karar verilmesini talep etmiştir.
2.Davacı vekili birleşen dava dilekçesinde; asıl davadaki beyanlarıyla, ödenmeyen faturaların tahsili amacıyla davalılar hakkında Ankara 6.İcra Müdürlüğünün 2018/8334 E. sayılı takip dosyası ile takibe geçildiğini ileri sürerek davalıların icra dosyasına yapmış oldukları itirazın iptali ile takibin devamına ve davacı yararına %20'den az olmamak üzere icra inkar tazminatına karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Asıl ve birleşen davalıların vekili asıl ve birleşen davaya cevap dilekçesinde; davalı şirketin davacı şirket ile ticari ilişkisi olmadığını, müvekkili ...'nin davacı ile ticari ilişkisinin bulunduğunu, ancak müvekkili ...'nin davacıdan alacaklı olduğunu, borcunun bulunmadığını savunarak davanın reddine ve kötüniyet tazminatının tahsiline karar verilmesini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, davacı şirket ile davalı ... ... arasında yazılı olmayan satış sözleşmesi bulunduğu, buna istinaden davacı şirket tarafından davalıya gönderilen malların davalı tarafından teslim alındığı, süresinde herhangi bir ihtirazi kayıtta bulunmadığı gibi ayıba yönelik bir ihbarname de gönderilmediği, bu durumda davacı satıcının malın sözleşmede belirtilen nitelikte ve sürede ayıpsız olarak teslim etme yükümlülüğünü yerine getirdiği ispatlandığından davalı tarafın ödeme yükümlülüğünü yerine getirmesi gerektiği, davalının ödeme iddiasını ispatlayamadığı, davacı ile davalı şirket arasında bir sözleşmenin varlığının ispatlanamadığı, davalı şirkete malların teslim edilmediği, sözleşmenin davalı ... ile yapıldığını, malların bu şahsa teslim edildiği gerekçesiyle asıl birleşen davalarda, davalı ... yönünden davanın kabulüne, asıl ve birleşen davaların konusu takiplerin devamına, asıl ve birleşen davalarda hükmedilen asıl alacağın %20'si oranında icra inkar tazminatlarının tahsiline, diğer davalı yönünden pasif husumet ehliyeti yokluğundan asıl ve birleşen davanın reddine, kötüniyet tazminat taleplerinin reddine karar verilmiş, hüküm, davacı tarafça istinaf edilmiştir.
IV. BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacı vekilinin sair istinaf itirazlarının reddinin gerektiği, davacı vekilinin asıl ve birleşen davada hükmedilen vekalet ücretine yönelik istinaf itirazlarının incelenmesine gelince, asıl ve birleşen davanın itirazın iptali istemine ilişkin olduğu, Mahkemece davalı şirket hakkında davanın pasif husumet ehliyeti yokluğundan usulden reddedilmiş olması nedeniyle kendisini vekille temsil ettiren bu davalının vekiline red sebebi göz önüne alınarak maktu vekalet ücreti verilmesi gerekirken, nispi vekalet ücretine hükmedilmesinin doğru görülmediği, hükmün yalnızca bu yönden düzeltilerek yeniden esas hakkında karar verildiği gerekçesiyle davacının istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, düzeltilerek yeniden hüküm kurulmasına, asıl birleşen davalarda, davalı ... yönünden davanın kabulüne, takiplerin devamına, icra inkar tazminatının tahsiline, diğer davalı yönünden pasif husumet ehliyeti yokluğundan davanın reddine, kötüniyet tazminat taleplerinin reddine karar verilmiş, karar, davacı tarafça temyiz edilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Dava ve Hukuki Nitelendirme
Asıl ve birleşen dava, faturalardan kaynaklanan alacağın tahsiline yönelik başlatılan takibe yapılan itirazların iptali istemine ilişkindir.
B. Değerlendirme ve Gerekçe
İlk Derece Mahkemesince verilen karara yönelik olarak yapılan istinaf başvurusu üzerine 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (HMK) 355. vd. maddeleri kapsamında yöntemince yapılan inceleme sonucunda Bölge Adliye Mahkemesince esastan verilen nihai kararda, dosya kapsamına göre saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kurallarına aykırı bir yön olmadığı gibi aynı Kanun'un 369/1 hükmü ve 371. maddesinin uygulanmasını gerektirici nedenlerin de bulunmamasına göre usul ve yasaya uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
VI.SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davacının temyiz itirazlarının reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK'nın 370/1 hükmü uyarınca ONANMASINA, aynı Kanun'un 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz eden asıl ve birleşen davada davacıya yükletilmesine, 25.03.2025 tarihinde kesin olarak oy birliğiyle karar verildi.