"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
SAYISI : 2023/293 Esas, 2024/111 Karar
HÜKÜM : Dava ret
Taraflar arasındaki menfi tespit ve istirdat davasının bozma ilamına uyularak yapılan yargılaması sonucunda Mahkemece davanın reddine karar verilmiştir.
Mahkeme kararı, davacılar vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
KARAR
I. DAVA
Davacılar vekili dava dilekçesinde; müvekkillerinin tekstil işi ile uğraştıklarını ve ... Tekstil'in de yetkilileri olduklarını, davalılarında tekstil işi ile uğraştığını, davalı şirketten kumaş sipariş ettiğini ve kumaş piyasasında çok yaygın olduğu üzere davalı tarafından müvekkillerinden teminat istendiğini, sipariş edilen kumaşlara teminat olmak üzere istirdatı istenen 30.06.2016 tarihli 100.000,00 USD bedelli ve 30.09.2016 tarihli 100.000,00 USD bedelli senetlerin teminat olarak verildiğini, kumaş alım satım işleminin gerçekleştiğini müvekkillerinin söz verdikleri kumaşları davalıdan aldıklarını ancak verilen teminat senetlerinin taraflarına iade edilmediğini ayrıca icra takibine konu edildiğini belirterek senetlerin istirdatına ve borçlu olmadıklarının tespitine karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalılar vekili cevap dilekçesinde; ... Tekstil'in aktif husumet ehliyetinin bulunmadığını çünkü icra takibine konu kambiyo senetlerinin alacaklısının ..., borçlularının ... ve ... olduğunu, davalılardan ... Tekstilin ise borç ilişkisi bulunmaması nedeniyle pasif husumet ehliyetinin bulunmadığını, esas iddia yönünden ise davacının iddiasının kesin delille ispatlaması gerektiğini, davacıların müvekkilinden kumaş aldıklarını ancak karşılığında müşteri çekleri verdiklerini, davaya konu bonoların bu ticari alışveriş ile ilgisinin bulunmadığını, davacı şahısların bu ticari ilişkiden bağımsız olarak müvekkilinden elden borç para aldıklarını, senetler incelendiğinde ihdas nedeninin nakden yazılı olduğunu belirterek davanın reddini istemiştir.
III.MAHKEME KARARI
Mahkemece bozma ilamına uyularak; "Somut olayda, davacıların, iddiasını ileri sürüş biçimi de dikkate alındığında üç aşamalı bir ispat yükü altında olduğunun kabulü gerekir. Davacılar senet metnini talil etmiş olmakla evvel emirde, senetlerin teminat amacıyla verildiğini, bu teminatın da davacı şirketin davalı şirketten sipariş ettiği kumaşlara yönelik olduğunu, daha sonra da senetlerin teminat amacının işlevsiz kaldığını yani bedelsiz kaldığını ispat yükü altındadır. Öyleyse, davacıların iddiasını ispat için, davada taraf şirketlere ait ticari defterlere dayanması hukuken kabul edilebilir olmakla birlikte, ticari defterlerin bilirkişi marifetiyle incelenmesi talebinin reddedilmesi isabetli olmadığı gibi, yapılacak bilirkişi incelemesi neticesinde mahkemece verilecek hükmün, davacı şirket ile davalı şirkete ticari ilişkiye ilişkin tespitler barındıracak olmasına ve şirketlerin senetten doğan haklarını da etkileyecek bulunmasına göre, işbu davada davacı şirket ile davalı şirketin sıfatının bulunduğunun da kabulü gerekir. Bu durumda, mahkemece, davacıların senetlerin teminat amacıyla verildiği iddiasının ispatı için dayandığı diğer delilleri ile birlikte taraf şirketlerin ticari defterleri üzerinde bilirkişi marifetiyle inceleme ile yapılarak neticesine göre karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde eksik inceleme ve araştırma ile hatalı değerlendirmeye dayalı karar verilmesi isabetli olmamış olup, bu nedenle istinaf istemlerinin esastan reddine dair Bölge Adliye Mahkemesi kararının davacılar yararına bozulması gerekmiştir" gerekçesiyle bozulmasına karar verildiği, ilam doğrultusunda davacının iddiasını ileri sürüş biçimi de dikkate alındığında üç aşamalı bir ispat yükü altında olduğu, davacı ve davalı şirketin ticari defter ve kayıtlarının incelenmesine rağmen davacının bu iddialarını ispat edemediği, davacı yemin deliline de açıkça dayanmadığından karşı tarafa yemin teklif edilemeyeceği hususu dikkate alınarak ispatlanamayan davacıların davasının aşağıdaki şekilde reddine ayrıca davalılar tarafından talep edilen kötüniyet tazminat talebinin şartları da oluşmadığından davalıların bu talebinin de reddine karar verilmiş, hüküm davacılar vekilince temyiz edilmiştir.
IV. TEMYİZ İNCELEMESİ
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, icra takibine dayanak bonodan dolayı borçlu olunmadığının tespiti istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
2004 sayılı İcra İflas Kanunu'nun 72 nci maddesi
3. Değerlendirme
Dosyadaki yazılara, İlk Derece Mahkemesince 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 373 üncü maddesinin dördüncü fıkrası uyarınca uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacılar vekilinin bütün temyiz itirazları yerinde değildir.
V. SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davacılar vekilinin temyiz isteminin reddi ile İlk Derece Mahkemesince verilen kararın 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA, aynı Kanun'un 372 nci maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, temyiz harcı peşin alındığından davacılardan başkaca harç alınmasına mahal olmadığına, 25.11.2024 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.