Logo

11. Hukuk Dairesi2024/3563 E. 2024/5239 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Ticaret sicil kaydı, oda kaydının silinmesi nedeniyle resen terkin edilen şirketin ihyası talebi üzerine, terkin işleminin usulüne uygun yapılıp yapılmadığı ve yargılama giderlerinin davalıya yükletilip yükletilemeyeceği hususunda ihtilaf bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Davalı sicil müdürlüğünün terkin işlemi öncesinde 6102 sayılı TTK'nın Geçici 7. maddesinin 4. fıkrasının (a) bendi uyarınca şirkete ihtarname göndermesi gerekirken, doğrudan Ticaret Sicil Gazetesinde ilan yoluyla usulsüz işlem yaptığı ve davaya sebebiyet verdiği gözetilerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2024/317 Esas, 2024/515 Karar

HÜKÜM : Esastan ret

İLK DERECE MAHKEMESİ: Ankara 2. Asliye Ticaret Mahkemesi

SAYISI : 2023/741 E. 2023/990 K.

Taraflar arasındaki şirketin ihyası davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı temsilcisi tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı temsilcisi tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin ortağı olduğu ... Emlak Nakliye İnşaat Tic. Ltd. Şti.'nin davalı tarafından ticaret sicilinden resen terkin edildiğini, şirket adına kayıtlı 2 adet araç bulunduğunu, şirket gayri faal olduğundan araçların satılamadığını, müvekkilinin boş yere vergi ödemek zorunda kaldığını ileri sürerek ... Emlak Nakliye İnşaat Tic. Ltd. Şti.'nin ihyasına karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı temsilcisi cevap dilekçesinde; davanın açılmasına sebebiyet verilmediğini, dava dışı şirketin ticaret odası kaydının silinmesi üzerine mevzuata uygun şekilde sicilden de terkin edildiğini, ticaret sicili müdürlüğü tescile dair verilen kararlara karşı açılan davalarda yasadan doğan zorunlu hasım durumunda olduklarını, yargılama gideri ve vekalet ücretinden sorumlu tutulamayacaklarını savunarak davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu'nun (6102 sayılı Kanun) Geçici 7 nci maddesinde resen terkin edilecek durumlar sayılmış olup, 5174 sayılı Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği İle Odalar Ve Borsalar Kanunu gereğince oda kaydı silinen şirketlerin bu kapsamda olmadığı, bu nedenle Geçici 7 nci madde kapsamına girmeyen durumla ilgili terkin işlemi yapılmasının kanuna aykırı olduğu, Geçici 7 nci maddenin dördüncü fıkrası gereğince şirketi temsil ve ilzama yetkili kişilere de ihtar gönderilmesi gerektiği, bu ihtar gönderilmeden yapılan terkin işleminin usulüne uygun olmadığı, bu şekilde davalı tarafından terkin işleminin kanuna aykırı olarak yapıldığı, davacının terkin edilen şirketin eski ortağı olduğu, bu nedenle davacının dava açmasında hukuki yararının bulunduğu, kanuna aykırı terkin işlemi nedeniyle yargılama giderlerinin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle davanın kabulüne, ... Emlak Nakliye İnşaat Ticaret Limited Şirketi'nin ihyasına karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı temsilcisi istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı temsilcisi istinaf dilekçesinde özetle; terkinin mevzuat hükümlerine uygun olarak gerçekleştirildiğini, ek tasfiye kararı verilmesi ve tasfiye memuru atanması gerektiğini, davada zorunlu hasım durumunda bulunduklarını, bu nedenle yapılacak yargılama sonunda taraflarına yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedilmemesi gerektiğini belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile 6102 sayılı Kanun'un Geçici 7 nci maddesinin dördüncü fırkasını (a) bendi uyarınca terkin işlemi öncesinde yapılması öngörülen ihtarın öncelikle şirkete ya da şirketin yetkisine tebliğ edilmeksizin doğrudan Ticaret Sicil Gazetesinde ilan suretiyle yapılmasının usule aykırı olduğu, bu maddede belirtilen sınırlı hallere mühhasıran özel bir tasfiye yöntemi getirildiği, tadadi olduğu ve genişletilmeye tabi tutulamayacağı, Münfesih Olmasına veya Sayılmasına Rağmen Tasfiye Edilmemiş Anonim Ve Limited Şirketler İle Kooperatiflerin Tasfiyelerine ve Ticaret Sicili Kayıtlarının Silinmesine İlişkin Tebliğ'deki düzenlemenin kanuni dayanağının bulunmadığı, ihyası istenen şirketin oda kaydından re'sen terkin edilmesi sebebi ile silinme hususu kanunda tadadi olarak sayılan hallerden olmadığından yapılan terkin işleminin bu nedenle de usul ve yasaya aykırı olduğu, hal böyle olunca mahkemece şirketin tasfiyeye tabi tutulmasına gerek bulunmadığı gibi, tasfiye memuru atanmasına da gerek olmadığı, davalının usulsüz terkin işlemi ile işbu davanın açılmasına sebebiyet verdiği gözetilerek davalı aleyhine yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedilmesinin usul ve yasaya uygun olduğu gerekçesiyle davalı temsilcisinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı temsilcisi temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı temsilcisi temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesindeki itirazlarını tekrar ederek kararın bozulmasını istemiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, 6102 sayılı Kanun'un Geçici 7 nci maddesi gereğince ticaret sicil kaydı silinen (terkin) şirketin ihyası istemine ilişkindir. Uyuşmazlık, davalı ... Sicil Müdürlüğü tarafından yapılan terkin işleminin Geçici 7 nci maddede öngörülen usul çerçevesinde gereği gibi yerine getirilip getirilmediği ve buradan varılacak sonuca göre 7511 sayılı Türk Ticaret Kanunu İle Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun'un 16 ncı maddesi kapsamında davalı aleyhine yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedilip hükmedilemeyeceği noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri, 6102 sayılı Kanun'un Geçici 7 nci maddesi, 7511 sayılı Türk Ticaret Kanunu İle Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun'un 16 ncı maddesi.

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı temsilcisinin temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Temyiz harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına mahal olmadığına,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

26.06.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.