Logo

11. Hukuk Dairesi2024/3608 E. 2024/8265 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Vekilin yetkisini aşarak düzenlediği çek nedeniyle şirketin sorumlu olup olmadığının tespiti.

Gerekçe ve Sonuç: Vekile çek düzenleme yetkisi verilmediği ve vekilin bu hususta şirketi temsil yetkisinin bulunmadığı, TTK m.678 uyarınca yetkisiz temsil durumunda temsil olunanın sorumlu olmayacağı gözetilerek, şirketin çek borcundan sorumlu olmadığı yönündeki yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi(Ticaret Mahkemesi sıfatıyla)

SAYISI : 2023/269 Esas, 2023/277 Karar

HÜKÜM : Dava kabul

Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen menfi tespit davsında davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Bölge Adliye Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kabulüne reddine karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesi kararı davalı tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

KARAR

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; davalı şirket tarafından müvekkili şirket aleyhine Adıyaman İcra Müdürlüğünün 2017/1605 sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, müvekkilinin davalı şirkete herhangi bir borcu bulunmadığını, müvekkili şirketin yetkilisi tarafından verilen vekâletname ile ...'nin sadece şirketin genel işlerini yürütmek amacıyla yetkilendirildiğini, ancak ... tarafından, kendisine verilen vekâletnamedeki yetkinin dışına çıkılarak ... A.Ş'den çek koçanı talep edildiğini, ... tarafından da yeterli inceleme yapılmadan ...'ye çek koçanı verildiğini, ...'nin bankadan aldığı çekleri kendi kişisel borçları için alacaklılarına düzenleyerek yazdığını, davalı şirket ile müvekkili şirket arasında herhangi bir ticari ilişki olmadığını ileri sürerek Adıyaman İcra Müdürlüğünün 2017/1605 sayılı dosyasında müvekkili şirketin davalıya borçlu olunmadığının tespitine karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde; keşidecisi ... Plast. İnş. Ltd. Şti. olan borçlu ciranta ... Spor-... tarafından müvekkiline verilen çekin 03.02.2017 tarihinde muhatap bankaya sunulduğu halde ödenmediğini, davacının takibe itiraz etmediğini, müvekkilinin davalı sıfatının bulunmadığını, akraba olan keşideci ve ...'nin birbirinden habersiz çeki tedavüle çıkarmalarının hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, iyi niyetli olmadıklarını, müvekkilinin çek üzerindeki imzaların sıhhatini kontrol yükümlülüğünün bulunmadığını, ciro silsilesinin düzgünlüğüne bakmasının meşru hamil için yeterli olduğunu, davacının kişisel def'i niteliğindeki itirazını müvekkiline karşı ileri süremeyeceğini, müvekkilinin iyi niyetli hamil olduğunu, müvekkiline dava konusu çekin sattığı malların karşılığı olarak ciranta ... Spor-... tarafından ciro edilerek verildiğini, çekin kanunen emre yazılı kıymetli evrak olduğunu, kambiyo senetlerindeki sebepten mücerretlik ilkesi gereği ispat yükünün davacıda olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesince bozma ilamına uyularak yapılan yargılama neticesinde, davacı şirket yetkilisi tarafından dava dışı ...'nin şirket işlerini yürütmek üzere vekâletname ile çek hariç kambiyo senedi düzenleme yetkisinin de verildiği, dava dışı vekil tarafından düzenlenen 30.01.2017 tarihli 100.000,00 TL bedelli çekin ciro silsilesiyle davalı tarafından iktisap edilip davacı şirket aleyhine icra takibine konu edildiği, takibe konu çekin şirket adına vekil tarafından keşide edildiği fakat vekilin yetkilendirildiği vekâletnamede vekile çek düzenleme yetkisinin verilmediği, bu haliyle vekilin keşide edilen çekte davacı şirketi temsil yetkisinin bulunmadığı ve 6102 sayılı Kanun'un 678 inci maddesi uyarınca takip konusu çekten dolayı temsil edilen şirketin bir sorumluluğunun bulunmadığı, yetkisiz temsilcinin şahsen sorumlu olduğu gerekçesi ile davanın kabulüne, davacının Adıyaman İcra Dairesi'nin 2017/1605 sayılı dosyası ile başlatılan icra takibine esas 30.01.2017 tarihli 100.000,00 TL bedelli çek sebebiyle davalıya borçlu olmadığının tespitine karar verilmiş, hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir.

IV. TEMYİZ İNCELEMESİ

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, çek nedeniyle borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

2.2004 sayılı İcra İflas Kanunu'nun (2004 sayılı Kanun) 72 nci maddesi.

3. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu'nun (6102 sayılı Kanun) 678, 818 inci maddesinin birinci fıkrasının (c) bendi.

4.Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 11.07.2011 tarihli, 2010/683 E., 2011/8676 K.sayılı kararı.

3. Değerlendirme

Dosyadaki yazılara, İlk Derece Mahkemesince 6100 sayılı Kanun'un 373 üncü maddesinin dördüncü fıkrası uyarınca uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına göre, davalı vekilinin bütün temyiz itirazları yerinde değildir.

V. SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davalının temyiz isteminin reddi ile İlk Derece Mahkemesince verilen kararın 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA, aynı Kanun'un 372 nci maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine, 25.11.2024 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.