Logo

11. Hukuk Dairesi2024/3807 E. 2025/2082 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacının, kimlik bilgilerinin üçüncü kişilerce ele geçirilerek davalı şirkette ortak ve yönetici olarak gösterilmesi nedeniyle, ortak ve yönetici olmadığının tespiti talebi üzerine açılan davada, noterliğin sorumluluğunun bulunup bulunmadığı.

Gerekçe ve Sonuç: Dava, sahteliğin tespiti davası olup, işleme dayanak belgenin aldatma kabiliyetine haiz olup olmamasının bir öneminin bulunmadığı ve bu nedenle noter hakkında açılan davanın da kabulü gerektiği gözetilerek, yerel mahkemenin direnme kararının kaldırılıp yeniden hüküm kurularak davanın kabulüne karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi

SAYISI :2023/1875 Esas, 2024/552 Karar

HÜKÜM :Yeniden esas hakkında kurulan hüküm ile asıl ve birleşen davanın kabulüne

İLK DERECE MAHKEMESİ :İstanbul Anadolu 8. Asliye Ticaret Mahkemesi

SAYISI :2020/584 E., 2023/512 K.

BİRLEŞEN DAVA :İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/174 E.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı birleşen davada davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

KARAR

I. DAVA

Davacı vekili asıl ve birleşen dava dilekçelerinde; kimlik bilgileri üçüncü kişilerce ele geçirilip, nüfus müdürlüğü aracılığıyla adına kimlik kartı çıkartıldıktan sonra müvekkilinin davalı şirketin ortağı ve müdürü olarak gösterildiğini, noterlikçe 21.04.2008 tarihinde düzenlenen şirket ortaklığı devir sözleşmesini imzalamadığını ileri sürerek davacının hiçbir şirketin ortağı ve yöneticisi olmadığının tespitine karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

1.Davalı şirket davaya cevap vermemiştir.

2.Birleşen davada davalı ... vekili cevap dilekçesinde, müvekkiline karşı ancak sahtelik davası açılabileceğini, bu nedenle husumet yöneltilmesinin mümkün olmadığını, süresinde açılmadığından davanın hak düşürücü süre nedeniyle reddinin gerektiğini, hisse devir sözleşmesindeki imzanın kimlik sahibi tarafından atıldığını, devir sözleşmesinin eki niteliğindeki nüfus cüzdanının Büyükçekmece İlçe Nüfus Müdürlüğünden verilen gerçek bir kimlik belgesi olduğunu, müvekkilinin işlemi ile devir işlemindeki sahtecilik arasında illiyet bağının bulunmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile asıl davada; şirket hisse devrinin davacının kimlik bilgilerinin kullanması sureti ile gerçekleştiğinden bahisle davacının davalı şirket ortağı ve yöneticisi olmadığının tespitine; birleşen davada ise davacının kimlik bilgileri kullanılarak nüfus müdürlüğünden alınan gerçek nüfus cüzdanı ile noterlikte işlem yapılması dolayısıyla nüfus cüzdanının aldatma kabiliyetine haiz olduğundan noterin sorumluluğu bakımından illiyet bağının kesildiği gerekçesi ile asıl davanın kabulüne, birleşen davanın ise reddine karar verilmiş, hüküm asıl ve birleşen davacı vekilince birleşen davada verilen davanın reddi kararı yönünden istinaf edilmiştir.

IV. BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile eldeki davanın sorumluluk davası olmayıp sahteliğin tespiti davası olması nedeni ile işleme dayanak belgenin aldatma kabiliyetine haiz olup olmamasının bir öneminin bulunmaması nedeni ile davalı noter hakkında açılan davanın da kabulü gerekirken yazılı gerekçeyle reddine karar verilmesinin doğru olmadığı gerekçesi ile davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, yeniden kurulan hüküm ile asıl ve birleşen davaların kabulüne karar verilmiş, karar, birleşen davada davalı vekilince temyiz edilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Dava ve Hukuki Nitelendirme

Dava, hisse devir sözleşmesinin sahteliği iddiasına dayalı olarak limited şirket ortağı ve yöneticisi olunmadığının tespiti istemine ilişkindir.

B. Değerlendirme ve Gerekçe

İlk Derece Mahkemesince verilen karara yönelik olarak yapılan istinaf başvurusu üzerine 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun ( HMK) 355. vd. maddeleri kapsamında yöntemince yapılan inceleme sonucunda Bölge Adliye Mahkemesince esastan verilen nihai kararda, dosya kapsamına göre saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kurallarına aykırı bir yön olmadığı gibi aynı Kanun'un 369/1 hükmü ve 371. maddesinin uygulanmasını gerektirici nedenlerin de bulunmamasına göre usul ve yasaya uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.

VI.SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, birleşen davada davalı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK'nın 370/1 hükmü uyarınca ONANMASINA, aynı Kanun'un 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz eden birleşen davada davalıya yükletilmesine, 24.03.2025 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.