"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı-karşı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. ASIL DAVA VE KARŞI DAVAYA CEVAP
Davacı vekili asıl dava dilekçesinde; davalı şirket yetkililerinin daha önce müvekkili şirketin çalışanları olduğunu, iş akdi feshedilen işçilerin ... Kimya San. ve Tic. Ltd Şti. adı altında yeni bir şirket kurduklarını, şirkette çalışırken bulundukları pozisyonları itibariyle tedarikçi bilgileri, ürün reçeteleri ve ürün kullanım talimatlarının yer aldığı teknik bilgi formu (TDS) belgeleri, ... vakıf olmaları nedeniyle 22 adet Universal Kimya adını tescilli markası olan ürününden 31 adet ürünü kopyaladıklarını, rekabet etmeme ve sadakat yükümlülüklerine aykırı davranak müvekkilinin marka haklarına tecavüzde bulunarak haksız rekabet oluşturduklarını ileri sürerek müvekkilinin marka hakkına tecavüzün tespitini, önlenmesini, durdurulmasını, taklit marka bulunan malların toplanmasını, üretiminin durdurulmasını ve imhasına karar verilmesini talep etmiş, karşı davaya cevap dilekçesinde; hükümsüzlüğü istenilen markaların tanınmış marka olduğunu, fiilen kullanıldığını, davanın temelini oluşturan kullanmama sebebiyle iptal davasının koşullarının oluşmadığını, karşı tarafın müvekkili şirkete ait tescilli markaların hükümsüzlüğünü talep etmekte herhangi bir menfaatinin bulunmadığını savunarak karşı davanın husumetten reddini istemiştir.
II. CEVAP VE KARŞI DAVA
Davalı vekili asıl dava cevap dilekçesinde; davacının "..." ibareli 3. sınıfta tescilli 2017/12440 ve 2. sınıfta tescilli 2008/... numaralı markalarına dayandığını, "..." kelimesinin İngilizce ve Türkçe karşılığı olmadığı, ancak "..." ve "..." kelimeleri ayrı ayrı yazıldığında "tek parlaklık" anlamına geldiğini, davacının kendi ürünlerinin başında ayırt edici unsur olarak "..." ibaresini, müvekkilinin ise "..." ibaresini kullandığını, diğer ibarelerin ürünün fonksiyonlarına, doğurduğu sonuçlara ya da o tarz ürünlerin piyasadaki adlandırma şekillerine göre eklenmiş olan ikincil ürün tanımlama unsuru olduğunu savunarak davanın reddini istemiş, karşı dava dilekçesinde; davalının kötüniyetli olarak ve sektörde benzeri şekilde faaliyet gösterenleri piyasadan silme amacına yönelik tescil ettirmiş olduğu 2017/12440, 2008/..., 2000/08540, 2000/08546, 2008/36462, 2006/40931, 2000/28746, 2000/08547, 2000/28708, 2000/08545, 2008/37771, 2008/37369, 2000/37772, 2008/36455 numaralı markaların 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu'nun 5. ve 6. maddelerine göre hükümsüzlüklerine ve sicilden silinmelerine karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile toplanan deliller ve aldırılan bilirkişi raporuna göre görsel, işitsel ve anlamsal olarak asıl dosyada davalı karşı davacıya ait kullanımların, davacı karşı davalıya ait markaya tecavüz oluşturmadığı, yine karşı dava kapsamında davacı karşı davalının markalarının hükümsüzlük ve kötüniyetli tescil şartlarının bulunmadığı, İzmir 4. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2019/259 E. sayılı dosyasındaki dava dilekçesinde, davalı şirket çalışanlarının daha önce davacı şirkette bulundukları pozisyondan dolayı tedarikçi bilgileri, ürün reçeteleri ve ürün kullanım talimatlarının yer aldığı TDS belgeleri, ... vakıf oldukları ürünlerin benzer oldukları ve haksız rekabet oluşturduğu iddiasıyla 20.06.2019 tarihinde dava açtığı, eldeki dava dosyası kapsamında ürün içeriklerinin benzerliğinden bahisle haksız rekabetin tespiti talep edilmiş ise de, dava konusu ve tarafları aynı olan İzmir 4. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2019/259 E. sayılı dosyasında da ürün içeriklerinin benzerliğinden bahisle haksız rekabetin tespiti, men-i ve ortadan kaldırılması talepli davanın derdest olduğu gerekçesiyle bu davanın dava şartı yokluğundan usulden reddine, asıl davada davacı karşı davalının markaya tecavüzün tespiti, önlenmesi ve durdurulması talepli davasının reddine, karşı davada davalı karşı davacının markanın hükümsüzlüğünün tespiti talepli davasının esastan reddine karar verilmiş, hüküm, taraf vekillerince istinaf edilmiştir.
IV. BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile Mahkemece toplanan delillerin takdirinde usul ve yasaya aykırı bir yön olmadığı, hükme esas alınan bilirkişi raporlarındaki tespit ve değerlendirmelerin oluşa ve dosya kapsamına uygun olduğu, İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu gerekçesiyle taraf vekillerinin istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiş, karar, davacı-karşı davalı vekilince temyiz edilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Dava ve Hukuki Nitelendirme
Asıl dava, markaya tecavüzün ve haksız rekabetin tespiti, men-i ve ortadan kaldırılması, karşı dava ise markanın kullanmama nedeniyle iptali ile hükümsüzlüğü istemlerine ilişkindir.
B. Değerlendirme ve Gerekçe
Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre yapılan istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (HMK) 353/1-b(1) hükmü uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
VI. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı-karşı davalı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK'nın 370/1 hükmü uyarınca ONANMASINA, aynı Kanun'un 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, davalı-karşı davacı harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına, 10.04.2025 tarihinde kesin olarak oy birliğiyle karar verildi.