"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi
HÜKÜM : Başvurunun esastan reddi
İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesi
SAYISI : 2018/983 E., 2021/149 K.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
KARAR
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin aval vereni, boşanmış olduğu eski eşinin de keşidecisi, davalı şirketin de lehtarı olduğu 12.05.2018 düzenleme ve 14.05.2018 vade tarihli 500.000,00 TL bedelli bononun müvekkilinin maddi ve manevi baskı altına alınmasıyla, tehditle korkutularak imzalattırıldığını, müvekkilinin 17.05.2018 tarihinde Küçükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığına 2018/26306 soruşturma dosyası ile davalı şirket yetkilileri hakkında kendisine bonoya zorla kefil olması için imza attırılması hususunda senedin yağması ile ilgili suç duyurusunda bulunduğunu, akabinde de müvekkilinin Bakırköy 9 Aile Mahkemesinin 2018/364 E, 2018/361 K. sayılı kararı ile eşinden boşandığını, müvekkili tarafından baskı ve zor altında atılan imzanın müvekkilini bağlamayacağını, 500.000,00 TL bedelli bonoda vade tarihinin keşide tarihinden 2 gün sonrası olarak belirtildiğini, 2 günlüğüne 500.000,00 TL borç verilmesinin hayatın gerçeklerine ve normal akışına ters olduğunu ileri sürerek davanın kabulü ile müvekkilinin tehdit ve korkuyla imzaladığı bonodan dolayı herhangi bir borcunun olmadığının tespiti ile bononun iptaline, davalı şirket bonoyu icra takibine konu ettiğinden takip konusunun %20’sinden aşağı olmamak üzere kötüniyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacının eski eşi ...'ın senette asıl borçlu olup müvekkili şirketin kurulduğu tarihten itibaren şirketin satın alma departmanında çalışan, güvendikleri ve deponun anahtarı dahi kendisine bulunan önemli ve kilit elemanlarından biri olduğunu, ...'ın büyük bir meblağ ile şirketi dolandırarak şirket deposundaki malları ve şirket adına satın alıp depoya indirmesi gereken malları hurdacılara satarak parasını zimmetine geçirdiğini, ...'ın konu ile ilgili görüşmek üzere davet edildiğinde davacı ile birlikte şirkete geldiğini, davacının da ...'ın eşinin yaptıklarından haberdar olmadığını bildirdiğini, davacı ... ...'ın son dönemde aldıkları ev ve arabayı şirkete devretme karşılığında kendilerinden şikayetçi olunmaması talebinde bulunduğunu, bunun kabul edilmesiyle dava konusu bononun imzalandığını, şirket yetkilisiyle davacı arasındaki Whatsapp mesajlarından da anlaşıldığı üzere davacının borcun ödenmesi için süre istediğini, buna rağmen davacının senedin yağması iddiasıyla Küçükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığının 2018/26306 soruşturma dosyasından suç duyurusunda bulunduğunu, soruşturma neticesinde kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildiğini, davacı ... ... ve ... hakkında Küçükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığı'nın 2018/27010 soruşturma numaralı dosyası ile şikayette bulunduklarını ve soruşturmanın halen devam ettiğini, dava konusu bononun ... tarafından düzenlendiğini ve tüm el yazılarının ...'a ait olduğunu, ...'ın da bonoyu kendi hür iradesiyle imzaladığını savunarak davanın reddine ve davacı aleyhine kötüniyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile tüm dosya kapsamına göre, asıl borçlu ...'ın davalı şirkette satın alma departmanında çalıştığı sırada gerçekleşen usulsüzlük sebebi ile şirketin deposunda bulunan malzemelerin satıldığının öğrenildiği, faturalarda şirket yöneticilerinin imzaları taklit edilmek suretiyle bu usulsüz işlemlerin ... tarafından gerçekleştirildiği iddiası ile hakkında şikayette bulunulduğu, yapılan soruşturma sonucunda ... hakkında emniyeti suistimal, hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma, özel belgede sahtecilik suçundan dava açıldığı, dava dışı ...'ın davalı şirket yöneticileri ile yapmış olduğu görüşmeler sonucunda şirkete olan borçlarının ödenmesini temin etmek üzere dava konusu edilen bononun düzenlendiği, davacının da aval olarak bonoyu imzaladığı, davacı tarafından bononun zorla, tehditle imzalattırıldığı iddiasında bulunulmuş ise de; davacının Küçükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığına yapmış olduğu zorla bono imzalatmak ve yağma suçlarına ilişkin şikayeti hakkında kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildiği ve kararın Sulh Ceza Mahkemesinin incelemesinden geçerek kesinleştiği, davalı şirket yetkilileri tarafından davacıya zorla senet imzalattırıldığına ilişkin geçerli somut bir delilin dosyada bulunmadığı, davacı tanıklarının görgüye dayalı bilgileri olmadığı, davalı tanıklarının da davacıya zorla senet imzalattırıldığına ilişkin herhangi bir beyanları bulunmadığı, 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun 72/4 hükmündeki şartların davalı alacaklı lehine gerçekleşmediği gerekçesiyle davanın reddine, davalıların tazminat talebinin reddine karar verilmiş, hüküm, davacı vekilince istinaf edilmiştir.
IV. İSTİNAF
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, davacı tarafından icra takibine konu bononun davalı tarafından senet yağması sonucu imzalatıldığı, baskı kurulduğu ileri sürülmüş ise de Küçükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığının 2018/26306 soruşturma numaralı olu dosyasında kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildiği, davacı ile kız kardeşi arasındaki Whatsapp yazışmalarından senedin zorla imzalattırıldığını ispat hususunda yetersiz olduğu, ayrıca davacı tarafından istinaf dilekçesinde Küçükçekmece 10. Asliye Ceza Mahkemesinin 2019/227 E. sayılı dosyasının sonucunun beklenilmesi gerektiği ileri sürülmüş ise de bu davanın davacının boşandığı eşi hakkında açıldığı, suçun görevi suistimal olduğu, senet yağmasına ilişkin olmadığı gözetildiğinde sonucunun beklenmesine gerek görülmediği, davacı tarafından iddiasının ispatlanamadığı gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş, hüküm, davacı vekilince temyiz edilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Dava ve Hukuki Nitelendirme
Dava, tehditle aval olarak imzalatıldığı ileri sürülen bono nedeniyle menfi tespit istemine ilişkindir.
B. Değerlendirme ve Gerekçe
Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre yapılan istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (HMK) 353/1-b(1) hükmü uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
VI. SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK'nın 370/1 hükmü uyarınca ONANMASINA, aynı Kanun'un 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, alınmadığı anlaşılan 615,40 TL temyiz ilam harcı ile 3.033,70 TL temyiz başvuru harcının HMK 339. maddesi gereğince karar kesinleştiğinde adli yardımdan yararlanan temyiz eden davacıdan alınmasına, 07.04.2025 tarihinde kesin olarak oy birliğiyle karar verildi.