"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
(Asliye Ticaret Mahkemesi Sıfatıyla)
SAYISI : 2022/38 Esas, 2024/43 Karar
HÜKÜM : Asıl davanın kabulü, birleşen davada karar verilmesine yer olmadığı
İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak verilen karar asıl davada davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
KARAR
I. DAVA
1.Davacı vekili asıl dava dilekçesinde; davacının, ...’in davalıdan traktör alması için dava dışı banka ile genel kredi sözleşmesi imzaladığını, davalının ve ...’in bu krediye kefil olduklarını, davalıya kefalet için ayrıca teminat bonosu verildiğini, kredi borcunun ... tarafından ödenmemesi üzerine, bir kısmının davalı bir kısmının kendisi tarafından ödendiğini, davalının ödediği tutarı müvekkiline rücu için hem genel haciz yoluyla hem de teminat olarak verilen bonoya dayalı kambiyo takibi yaptığını, davacının taşınmazlarının nakde çevrilerek tahsilat yapıldığını ileri sürerek, bonoya dayalı takipte borçlu olunmadığının tespitini genel haciz yoluyla takipte davalı şirkete ödenen bedelin istirdadını, kötü niyet tazminatının davalıdan tahsilini talep etmiştir.
2.Davacı vekili birleşen dava dilekçesinde; müvekkilinin davalının asıl davada davalı olan şirketten traktör alması için dava dışı banka ile kredi sözleşmesi imzaladığını, bu ilişki için kendi aralarında 26.12.2008 tarihli anlaşma yapıldığını, davacının kredi borcuna mahsuben 26.000,00 TL ödediğini, davalının kredi borcunun taksitlerini ödemediği gibi asıl davada davalı ... … Ltd. Şti.’nin kendisi aleyhine kredi taksit ödemelerinin rücuen tahsili için başlattığı takipte taşınmazlarının satıldığını, davacının oluşan 62.300,00 TL zararının tazmini için davalı aleyhine başlatılan takibe davalının haksız olarak itiraz ettiğini ileri sürerek, davacının davalıdan 91.000,00 TL zararı olduğunun tespiti ile 62.30,00 TL tazminatın tahsiline yönelik yapılan takibe ilişkin itirazın iptalini ve icra inkâr tazminatının davalıdan tahsilini talep etmiştir.
II. CEVAP
1.Davalı Şirket temsilcisi, asıl davaya cevabında; takip dayanağı bononun bankadan kullanılan kredinin ödenemeyeceği belirtilerek kendilerine verildiğini ve takibe konu edildiğini savunarak davanın reddini istemiştir.
2.Davalı birleşen davaya cevabında; davacı ile birlikte ... … Ltd. Şti.’den 28.000,00 TL bedelle traktör satın aldıklarını, kendisinin 14.000,00 TL bedeli ödediğini, bakiye 14.000,00 TL için davacının kendisine senet verdiğini, traktörü davacıya devrettiğini, başkaca borcunun bulunmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesince bozma ilamına uyularak yapılan yargılama neticesinde, bozma ilamında işaret edilen hususların tespiti için bilirkişi incelemesi yaptırıldığı, buna göre davalı şirketin kredi nedeniyle bankaya ödediği miktarın 34.179,19 TL olduğu, davacının ise 21.578,73 TL ödediği, şirketin ödediği 21.720,53 TL' lik taksitin ise Kula İcra Müdürlüğü'nün dosyasında davalı şirket tarafından tahsil edildiği (her ne kadar bu konuda davalı şirketin itirazı mevcut ise de senedin traktör satımı konusunda kredinin teminatı amacı dikkate alındığında davacı adına yapılan ödemenin ödeme oranında teminat fonksiyonunu sonlandıracağı) bu kapsamda davalı şirketin kredi ödemesi için yaptığı 34.179,19 TL'den ödenen 21.720,53 TL düşüldüğünde 12.458,66 TL üzerinden takip yapabileceği, Demirci İcra Müdürlüğü'nün 2009/355 E. sayılı dosyasına 17.07.2013 tarihinde 43.879,04 TL, 13.10.2016 tarihinde ise 9.351,82 TL olmak üzere toplam 53.230,86 TL yatırılmakla, bu durumda başlatılması gereken takip miktarı ile ödenen paranın düşülmesi sonrasında davacı tarafça fazladan 20.514,36 TL yatırıldığı tespit edildiği gerekçesiyle asıl davanın kabulü ile davacı ...'in Demirci İcra Müdürlüğünün 2009/355 E. sayılı icra takip dosyasında borçlu olmadığının tespitine, ödenmiş olan 20.514,36 TL'nin ödeme tarihi olan 17.07.2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, davacının tazminat talebinin yasal koşulları oluşmadığından reddine, birleşen dava Yargıtay denetiminden geçerek kesinleştiğinden bu hususta karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş, hüküm, asıl davalı vekilince temyiz edilmiştir.
IV. TEMYİZ
1. Dava ve Hukuki Nitelendirme
Asıl dava, menfi tespit ve istirdat, birleşen dava ise itirazın iptali istemine ilişkindir.
2.Değerlendirme
Dosyadaki yazılara, İlk Derece Mahkemesince 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (HMK) 373/4 hükmü uyarınca uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, asıl davalı vekilinin bütün temyiz itirazları yerinde değildir.
V. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, asıl davalı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile İlk Derece Mahkemesince verilen kararın HMK'nın 370/1 hükmü uyarınca ONANMASINA, aynı Kanun'un 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin
Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine, 23.01.2025 tarihinde kesin olarak oy birliğiyle karar verildi.