"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14.Hukuk Dairesi
SAYISI : 2023/1726 Esas, 2023/1820 Karar HÜKÜM : Davanın reddi
Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen ve birleştirilerek görülen hisse devir sözleşmesi ve ortakları kurulu kararının hükümsüzlüğü ile hisse devir sözleşmesinin iptali ve tescil davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesince, Hukuk Genel Kurulu'nun direnmeyi bozma kararına uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; asıl davanın reddine, birleşen dava kesinleştiğinden yeniden karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
KARAR
ASIL DAVADA
I. DAVA
Davacı vekili asıl dava dilekçesinde; müvekkilinin babaannesi olan muris ...’ın 14.07.2014 tarihinde vefat ettiğini, müvekkilinin muristen önce vefat eden oğlunun çocuğu olarak muris ...’ın varisi olduğunu, murisin Topkapı Petrol Ltd. Şti.nin ortağı olduğunu ve ½ oranındaki hissesinin 13.03.2013 ve 20.03.2013 tarihli sözleşmeler ile davalı ...'a devredildiğini, anılan hisse devri onayının verildiği 20.03.2013 tarihli ortaklar kurulu toplantısında muris adına düzenlenen vekâletname ile davalı ...'ın bir takım işlemler yaptığını, ancak murisin anılan işlemlerin yapıldığı tarihlerde 87 yaşında olduğunu, 2001 yılında geçirdiği beyin kanaması sebebiyle konuşma ve yürüme yetisini kaybettiğini, vefatından bir yıl öncesinde fiil ehliyetini kaybetmiş olmasına rağmen adına düzenlenen vekâletname ile devir sözleşmelerinin hukuka aykırı olduğunu, varislere malî hakların intikalini önleme amacıyla bu işlemlerin yapıldığını, ayırt etme gücünden yoksunluktan kaynaklı olarak ehliyetsizlik nedeniyle hisse devir sözleşmesi ile 20.03.2013 tarihli ortaklar kurulu kararında yapılan işlemlerin batıl olduğunu ileri sürerek davalı ...'a yapılan hisse devir sözleşmeleri ve 20.03.2013 tarihli ortaklar kurulu kararının da hükümsüzlüğünün tespitine karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı ... vekili cevap dilekçesinde; müvekkilinin hisse devir sözleşmesinin ve ortaklar kurulu kararının hükümsüzlüğü talepleri bakımından pasif husumet ehliyetinin bulunmadığını, muristen vekâletnameler alınırken alınan hastane raporlarında murisin fiil ehliyeti bulunduğunun tespit edildiğini, murisin ayırt etme gücünün bulunduğunu, muris hisse oranının %17 olduğunu, Topkapı Petrol Ltd. Şti.nin zarar eden bir şirket olduğunu, bu sebeple davalı ... ile yapılan hisse devrinin şirketi kâra geçirme amaçlı olduğunu, bu kapsamda şirketin ruhsat sahibi olduğu akaryakıt işletmesinin çalışması için OMV Petrol Ofisi A.Ş. ile on yıllık kira sözleşmesi akdedildiğini, bu sayede ailenin gelir sahibi olduğunu, ayrıca davalı ... ile imzalanan başka bir sözleşme ile de on yıllık kira sözleşmesinin sona erdiği tarihte hisseler ile işyerinin iade edileceği hususunda anlaşma sağlandığını savunarak davanın reddini istemiştir.
Davalı ... vekili cevap dilekçesinde; müvekkiline husumet yöneltilemeyeceğini, dava konusu hisselerin akaryakıt istasyonu işletilmek üzere devralındığını, müvekkili açısından hisse devir sözleşmelerinin geçersiz olduğu iddiasının dayanaksız olduğunu, ortaklar kurulu kararının hükümsüzlüğü talebi bakımından ise müvekkilinin husumet ehliyetinin bulunmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
BİRLEŞEN DAVADA
III.DAVA
Davacı vekili birleşen dava dilekçesinde; asıl davadaki iddialara ek olarak hisse devir sözleşmesi ve kira sözleşmesi ile mirasçılardan mal kaçırma amacının mevcut olduğunu, davalı varis ...’ın şirket tüzel kişiliğini tek başına ele geçirme amacında olduğunu, müvekkilinin mirastan kaynaklanan haklarının ihlâl edildiğini, hisse satışının görünürdeki işlem olarak geçerli olmayıp asıl amacın kiralama sözleşmesi olduğunu, davalı ...’ın aynı zamanda muristen alınan vekâlet görevini kötüye kullandığını, muris muvazaasının söz konusu olduğunu ileri sürerek muris ...’ın hisselerinin asıl davada davalı ...’e devir için yapılan sözleşmelerin muvazaalı olması nedeniyle iptallerine, müvekkilinin miras payı olan 1/8 oranındaki hissenin müvekkili adına tespit ve tesciline karar verilmesini talep etmiştir.
IV.CEVAP
Birleşen davada davalı şirket vekili; husumet itirazında bulunarak sözleşmenin bağlayıcı olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.
Dâhili davalı mirasçı ... vekili; müvekkili lehine bir hak doğması durumunda bu haklar saklı tutularak birleşen dava bakımından mirasçı olarak kayda dair ara karardan vazgeçilmesini talep etmiştir.
Dâhili davalı mirasçı ... beyanında; tanık olarak alınan beyanlarını tekrar ettiğini belirtmiştir.
V. BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
Bölge Adliye Mahkemesince, Hukuk Genel Kurulu'nun 31.05.2023 tarihli ve 2021/11-322 E., 2023/548 K. sayılı bozma ilamına uyularak yapılan yargılama neticesinde, birleşen dava hakkında daha önce verilen karar kesinliştiğinden, birleşen dava hakkında yeniden hüküm verilmesine yer olmadığına, asıl dava yönünden ise taleplerden ortaklar kurulu kararının hükümsüzlüğünün tespiti talebinin ortaklara karşı ileri sürülmesi mümkün olmayıp, bu talebin şirkete yöneltilmesi gerektiği, şirket asıl davada taraf olmadığından, bu talep bakımından davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine dair ilk derece mahkemesi kararının isabetli olduğu, asıl davadaki ikinci talebin; hisse devir sözleşmesinin hükümsüzlüğünün tespiti talebi olup bu davanın, hisse devralan davalı ...'a yöneltilmesi gerektiği, murisin vekili sıfatıyla hareket eden davalı ...'ın bu talep bakımından davalı sıfatı bulunmadığı, dolayısıyla bu talep bakımından davalı ... aleyhindeki davanın pasif husumet yönünden reddine dair ilk derece mahkemesi kararının isabetli olduğu, hisse devrinin hükümsüzlüğünün tespitine yönelik ikinci talep bakımından gerçek hasım olan davalı ... yönünden; gerek vekaletname tarihinde gerek hisse devir sözleşmesinin yapıldığı tarihte gerekse de ortaklar kurulu kararının alındığı tarihte murisin akıl sağlığının ve temyiz kudretinin yerinde olduğu yani murisin bu işlem tarihleri itibariyle fiil ehliyetini haiz olduğu kanaatine varıldığından, davalı ... aleyhindeki davanın reddine dair ilk derece mahkemesi kararının isabetli olduğu gerekçesiyle birleşen Bakırköy 2.Asliye Ticaret Mahkemesinin 2015/39 E. sayılı davası yönünden Dairemizin 2018/754 E., 2019/335 K. sayılı, 07.03.2019 tarihli kararı Yargıtay bozma ilamları dışında kalıp kesinleştiğinden, birleşen dava hakkında yeniden hüküm verilmesine yer olmadığına, asıl dava yönünden ise; hisse devrinin onaylanmasına dair 20.03.2013 tarihli ortaklar kurulu kararın hükümsüz olduğunun tespitine dair talebin her iki davalı bakımından pasif husumet yönünden reddine, hisse devrinin hükümsüzlüğünün tespiti talebi bakımından davalı ... aleyhindeki davanın pasif husumet yönünden reddine, hisse devrinin hükümsüzlüğünün tespiti talebi bakımından davalı ... aleyhindeki davanın esas bakımından reddine karar verilmiştir.
VI. TEMYİZ İNCELEMESİ
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Asıl dava; limited şirket hisse devir sözleşmelerinin, devri yapan murisin hukuki ehliyetinin yokluğu nedeniyle hükümsüzlüğünün tespiti ile hisse devirlerinin onaylanmasına ilişkin ortaklar kurulu kararının hükümsüzlüğünün tespiti istemine ilişkindir. Birleşen dava ise, şirket hisse devir sözleşmelerinin muvazaa nedeniyle iptali ile davacının muristen intikal eden miras payı oranındaki hissesinin davacı adına tespit ve tescili istemlerine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
Bölge Adliye Mahkemesince bozmaya uyularak verilen nihai kararda, dosya kapsamına göre saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kurallarına aykırı bir yön olmadığı gibi 6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ve 371 inci maddelerinin uygulanmasını gerektirici nedenlerin de bulunmamasına göre usul ve yasaya uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
VI.SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz isteminin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA, aynı Kanun'un 372 nci maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, temyiz harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına mahal olmadığına,
25.09.2024 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.