"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/1211 Esas, 2024/811 Karar
HÜKÜM : Başvurunun esastan reddi
İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul 3. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2021/236 E., 2021/15 K.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
KARAR
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekilinin 1999 yılından itibaren tütün ürünlerini tüketicileri ile buluşturduğunu, müvekkili şirketinin markasının Türk Patent ve Marka Kurumu (TÜRKPATENT) nezdinde ve birçok ülkede tescilinin sağlandığını, davalının TÜRKPATENT nezdinde 2012/107983 numaralı markanın maliki olduğunu, müvekkili markasının tanınmış marka niteliğini taşıdığını, davalının kötüniyetli olduğunu, davalının “...” ibareli markasını tanıtım araçlarında kullandığını ileri sürerek davalı adına TÜRKPATENT nezdinde 2012/107983 numarası ile tescilli markanın hükümsüzlüğüne, davalının fiillerinin marka hakkına tecavüz teşkil ettiğinin tespiti, men’i ve ref’ine karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; müvekkili şirketin 2012 yılından itibaren restoran işlettiğini, markasını davacıdan önce farklı yazı stili ile farklı sınıflarda tescil ettirdiğini, tarafların iştigal alanlarının farklı olduğunu, müvekkilinin fiillerinin marka hakkını ihlal etmediğini, davacının yedi senedir herhangi bir talepte bulunmadığını, davacının markasını Türkiye’de ciddi bir şekilde kullanmadığını ve markasının tanınmış olmadığını, davacının sessiz kalma yoluyla hak kaybına uğradığını savunarak davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile tüm dosya kapsamına göre, davalı adına TÜRKPATENT nezdinde 2018/33008 tescil numaralı "..." markanın 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu’nun (SMK) 6/1-4-5-6-9 hükümleri ile 25. maddesi uyarınca hükümsüzlük şartlarının oluşmadığı, davacının tescilli markalarını mesnet göstererek ileri sürdüğü hükümsüzlük talepleri yönünden SMK’nın 25/6 hükmü uyarınca 5 yıllık hak düşürücü sürenin dolduğu, dava dilekçesi ekinde sunulan davalının dava konusu ibarenin markasal kullanımına ilişkin görsellerde; davalının markasının esas unsurunu değiştirmeyecek şekilde davacının markalarına yakınlaştırma kastı olmaksızın 43. sınıfa dahil hizmetlerde kullandığı, bu suretle davalının mezkûr markasal kullanımlarının davacının marka tescilinden doğan hakkına tecavüz teşkil etmediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince istinaf edilmiştir.
IV. İSTİNAF
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile TÜRKPATENT kayıtlarına göre dava konusu 2012/107983 numaralı “...” ibareli markanın 43.sınıfta 04.03.2014 tarihinde tescil edildiği, davanın ise 5 yıllık süreden sonra 23.10.2019 tarihinde açıldığı, davacının markasının tanınmış marka olduğu iddiasının kanıtlanamadığı, kötüniyetin ispatı halinde 5 yıllık sürenin dikkate alınmayacaksa da dava konusu markadan önce davacının tescilli olan tek markasının 2006/38296 numaralı “....” ibareli marka olduğu, markalar yabancı kelime içeriyor ise de; markanın aynısının tescil başvurusu yapılmasının tek başına kötüniyet oluşturmayacağı, kullanılan şekillerin aynı/ayniyet derecesinde benzer olmadığı, kötüniyet iddiası ispatlanamadığından hükümsüzlük isteminin reddinin yerinde görüldüğü, davacı yanca sunulan delillere göre davalının fiili kullanımın markanın tescilli olduğu şekilde gerçekleştiği dikkate alındığında tecavüz iddiasının reddinin de yerinde olduğu gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Dava ve Hukuki Nitelendirme
Dava, davalı adına tescilli markanın hükümsüzlüğü ile davalının fiili kullanımlarının davacının tescilli markasına tecavüz teşkil ettiğinin tespiti, men'i ile ref'i istemlerine ilişkindir.
B. Değerlendirme ve Gerekçe
Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre yapılan istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (HMK) 353/1-b(1) hükmü uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
VI. SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK'nın 370/1 hükmü uyarınca ONANMASINA, aynı Kanun'un 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine, 14.04.2025 tarihinde kesin olarak oy birliğiyle karar verildi.