Logo

11. Hukuk Dairesi2024/4067 E. 2024/5948 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: 6102 sayılı Kanun'un geçici 7. maddesi uyarınca sicilden resen terkin edilen şirketin ihyası talebi üzerine, ihyanın hangi kapsamda yapılacağı hususunda yaşanan uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: 6102 sayılı Kanun'un geçici 7. maddesi kapsamında terkin edilen şirketlerin ihyası davalarında, alacaklının amacına ek tasfiye ile ulaşmasının mümkün olduğu hallerde ihyanın, açılan dava ile ortaya çıkan hukuki ihtilafın giderilmesi amacıyla sınırlı olması gerektiği ve somut olayda da ihyanın derdest davayla sınırlı tutulması gerektiği gözetilerek, ilk derece mahkemesi kararının hükmünün düzeltilerek onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2024/110 Esas, 2024/532 Karar

HÜKÜM : Başvurunun esastan reddi

İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara 10. Asliye Ticaret Mahkemesi

SAYISI : 2022/588 E., 2023/265 K.

Taraflar arasındaki ihya davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı temsilcisi tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince, başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı temsilcisi tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin ... İnşaat Sanayi ve Ticaret Ltd. Şti. ve S.S. ... Konut Yapı Kooperatifini hasım göstererek Sincan Asliye Hukuk Mahkemesi nezdinde 2005/237 E. sayılı dosyada tapu iptali ve tescili talepli dava açtığını, mahkemenin görevsizlik kararı üzerine Sincan Tüketici Mahkemesi 2006/40 E. sayılı dosyada müvekkil lehine karar verildiğini, işbu davanın bozma sonrası Ankara Batı 1. Tüketici Mahkemesi'nin 2012/450 esasına kaydının yapıldığını, ancak yargılama devam ederken, ... İnşaat Sanayi ve Ticaret Ltd. Şti. adlı şirketin ticaret sicilinden 03.02.2015 tarihinde resen terkin edildiğini, ihyası istenen şirketin devam eden davası olduğu Ticaret Sicil Müdürlüğünce biliniyor olmasına rağmen Müdürlükçe resen silinmesi hatalı olduğunu, bununla birlikte Ticaret Sicil Müdürlüğünce gönderilen cevabi yazıda 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu'nun (6102 sayılı Kanun) geçici 7 nci maddesine göre resen silinen şirketin Ticaret Sicil Gazetesinde silindiğine dair ilanın bulunduğunu, bu nedenlerle şirketin ihyasına ve tasfiye/ek tasfiyesi için karar vermesini, şirketle ilgili işlemlerin yapılabilmesi için yeni bir veya birkaç kişiyi tasfiye memuru olarak atayarak tescil ve ilan edilmesini ve tasfiye süreci başlamış ise tasfiye/ek tasfiyesi için şirkete tasfiye memuru atanmasını talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı ... Sicil Müdürlüğü cevap dilekçesinde; ihyaya konu edilen ... İnşaat Sanayi ve Ticaret Limited Şirketinin, 97898 sicil numarası ile 12.10.1993 tarihinde müdürlüklerinde kurulduğunu, ilgili şirketin şirket sermayesini artırmadığından 6102 sayılı Kanun'un geçici 7 nci maddenin (b) bendi uyarınca usule uygun şekilde resen terkin edildiğini, şirketin davalılarının, alacak ve borçlarının Müdürlükleri tarafından belirlenmesinin mümkün olmadığından davanın açılmasına sebebiyet vermediklerini, bu nedenlerle davanın süre yönünden ve hukuki yarar yokluğundan usulden reddine karar verilmesi gerektiğini, ancak ek tasfiyeye karar verilmesi halinde 6102 sayılı Kanun'un 547 nci maddesinin ikinci fıkrası uyarınca tasfiye memuru atanmasına, müdürlük tarafından açılan bu davada yasal hasım olduğundan tarafları aleyhine vekalet ücreti ve yargılama giderine hükmedilmemesine karar verilmesini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile tüm dosya kapsamına göre, ihyası istenen şirket hakkında 2005 yılında açılan tapu iptal ve tescil davasının devam etmesine rağmen 6102 sayılı Kanun'un geçici 7 nci maddesinin ikinci fıkrasına aykırı olarak 03.02.2015 tarihinde sicilden kaydı silindiği, davacının işbu davayı açmakta hukuki menfaatinin bulunduğu, söz konusu şirketin Ankara Batı 1. Tüketici Mahkemesi'nin 2012/450 E. sayılı dosyasıyla sınırlı olmak üzere ihyası gerektiğinden 6102 sayılı Kanun'un 547 nci maddesi gereğince ihya edilecek şirkete tasfiye memuru atanması gerektiği gerekçesiyle davanın kabulüne, Ankara Ticaret Sicil Müdürlüğünün 97898 sicil numarasında kayıtlı iken sicilden kaydı silinen ... İnşaat Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi'nin ihyasına ve tesciline, Ticaret Sicil Gazetesinde ilanına, tasfiye memuru olarak ... Kurt'un atanmasına, aylık 1.000,00 TL ücret takdiri ile tasfiye memuru göreve başladığında ihyasına karar verilen şirketten tahsil edilmek üzere davacıdan alınarak tasfiye memuruna ödenmesine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı temsilcisi istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı temsilcisi istinaf dilekçesinde özetle; İlk Derece Mahkemesinin kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, Müdürlüklerince yapılan terkin işleminin usulüne uygun olduğunu, Müdürlüklerinin davanın açılmasına sebebiyet vermediğini, ihyası istenen şirket yetkilisine usulüne uygun tebligat yapıldığını, davanın yasal süre içerisinde açılmadığını, yargılama giderinin davanın açılmasında yasal hasım olmaları nedeniyle davalı üzerinde bırakılamayacağını, ayrıca davanın kabulü halinde de tasfiye memuru atanmasının zorunlu olduğunu ileri sürerek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasını istemiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile İlk Derece Mahkemesinin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı ve ihyası istenen şirketin sermaye artışının 14.02.2014 tarihine kadar yerine getirmediğinden münfesih duruma düştüğünden bahisle 03.02.2015 tarihinde ticaret sicilinden terkin edilmiş ise de; 11.09.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6552 sayılı Kanun ile 6102 sayılı Kanun'a eklenen geçici 10 uncu madde gereğince sermaye artırımı için tanınan ek sürenin 30.06.2015 mesai bitimine kadar uzatıldığı, davalı ... Sicil Müdürlüğü tarafından süre beklenmeden şirketin kaydının sicilden resen silindiği, kaldı ki şirket hakkında açılmış ve derdest dava bulunmasından ötürü geçici 7 nci maddenin uygulanması da söz konusu olamayacağından şirketin tasfiye memuru atanmak suretiyle ihya edilmesine karar verilmesinde de bir isabetsizlik olmadığı, öte yandan davalı ... Sicil Müdürlüğü tarafından başka bir gerekçeyle sicil tarafından silinen şirketin sermaye artırımı yapma imkanı sicilin hatalı işlemi ile ortadan kalktığı ve davalının bu gerekçeye dayanmasının da hukuka aykırı olduğu, yine anılan maddede tanınan süre beklenmeden şirketin kaydının sicilden resen silinmesi ve şirket hakkında açılmış ve derdest dava bulunmasından ötürü iş bu davanın açılmasına sebebiyet verdiği anlaşıldığından davalının yargılama giderleri ve harçtan sorumlu tutulmasının yerinde olduğu gerekçesiyle başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı temsilcisi temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı temsilcisi temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde belirttiği hususları tekrar ederek kararın bozulmasını istemiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, 6102 sayılı Kanun'un geçici 7 nci maddesi uyarınca sicilden resen terkin edilen dava dışı şirketin ihyasına karar verilmesi talebine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1.6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 297, 298 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

2. 6102 sayılı Kanun'un geçici 7 ve 10 uncu maddeleri.

3.Anayasa'nın 141 inci maddesi.

4. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 13.12.2023 tarih ve 2023/11-340 E., 2023/1236 K. sayılı ilamı.

3. Değerlendirme

1. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gerek hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davalı temsilcisinin aşağıdaki paragrafın kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

2. 6102 sayılı Kanun'un Geçici 7 nci maddesinin onbeşinci fıkrasının son cümlesi gereğince şirketin ihyası kapsamında hukuka aykırı terkin işleminin iptalini talep edebilecek olanlar arasında haklı sebeplere dayanmak şartıyla şirket veya kooperatifin alacaklıları ile hukuki menfaatleri bulunanlarda bulunmaktadır.

Hal böyle olmakla birlikte alacaklıların bu davayı açabilmeleri için şirketin ihyası kapsamında sicilden terkin işleminin iptalinde hukuki yararlarının bulunması gereklidir. Başka bir deyişle haklı sebepleri bulunan alacaklının amacına 6102 sayılı Kanun'un 547 nci maddesinde düzenlenen "ek tasfiye" ile ulaşması mümkün değilse ancak o zaman 6102 sayılı Kanun'un geçici 7 nci maddesi kapsamında terkin işleminin hukuka uygun olarak yapılıp yapılmadığının incelenmesi gerekmektedir. Bununla birlikte, alacaklının amacına ek tasfiye ile ulaşmasının mümkün olduğu hallerde şirketin ek tasfiyesi, açılan dava ile ortaya çıkan hukuki ihtilafın giderilmesi amacıyla sınırlı olmalıdır. Nitekim Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 13.12.2023 tarih ve 2023/11-340 E., 2023/1236 K. sayılı ilamı da bu doğrultudadır.

Öte yandan, 6100 sayılı Kanun'un 297 ve 298 inci maddeleri uyarınca mahkeme kararları, asgari olarak iki tarafın iddia ve savunmalarının özetlerini, incelenen maddi ve hukuki olayın özünü, mahkemeyi sonuca götüren gerekçelerin neler olduğu hususlarını ihtiva etmelidir. Anayasanın 141 inci maddesinin üçüncü fıkrası hükmü de mahkeme kararlarının gerekçeli olması gerektiğini düzenlemektedir. Dolayısıyla gerekçe, bir hükmün olmazsa olmaz unsurudur. Taraflar, ancak kararlara konulması gereken gerekçeler sayesinde hükmün hangi maddi ve hukuki nedene dayandırıldığını anlayabilirler. Ayrıca, karar aleyhine yasa yollarına başvurulduğunda da Yargıtay incelemesi sırasında gerekçe sayesinde kararın usul ve yasaya uygun olup olmadığı denetlenebilir. Diğer bir anlatımla, Yargıtay incelemesi ancak bir kararın somut olaya uygun gerekçe taşıması halinde mümkün olabilir. Öte yandan, yazılacak kararın gerekçesiyle hüküm kısmı arasında bütünsellik esastır. Eş anlatımla, gerekçe ile hüküm birbirine bağlı olup, aralarında çelişki bulunmaması gerekir. Nitekim, 6100 sayılı Kanun'un 298 inci maddesinin ikinci fıkrasında da gerekçeli kararın, tefhim edilen hüküm sonucuna aykırı olamayacağı açıkça düzenlenmiş bulunmaktadır.

Somut olaya dönüldüğünde, İlk Derece Mahkemesince isabetli şekilde karar gerekçesinde 6102 sayılı Kanun'un Geçici 7 nci maddesinin uygulanmasıyla ticaret sicilinden terkin edilmiş olan şirketin, aynı Kanun'un 547 nci maddesi kapsamında ek tasfiye işlemleri için Ankara Batı 1. Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 2012/450 E. sayılı dosyasıyla sınırlı olmak üzere ihyasının ve tasfiye memuru atanmasının gerekliliğine işaret edilmişse de, hüküm fıkrasında infazda tereddüt oluşturacak şekilde ihya işleminin anılan dosya özelinde sınırlı olmak üzere ek tasfiye işlemleri için yapıldığının belirtilmemesi doğru olmamış ve bozmayı gerektirmiştir.

Ne var ki bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin ikinci fıkrası hükmü uyarınca Bölge Adliye Mahkemesi kararının düzeltilerek onanması gerekir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1. Davalı temsilcisinin diğer temyiz itirazlarının REDDİNE,

2. Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA, davalı temsilcisinin temyiz itirazının kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının hüküm fıkrasının (1) numaralı bendinde yer alan “ihyasına” ibaresinden önce "Ankara Batı 1. Tüketici Mahkemesi'nin 2012/450 Esas sayılı dosyasıyla sınırlı olmak üzere" ibaresinin yazılması suretiyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA,

Peşin alınan temyiz karar harcının istek halinde ilgiliye iadesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

04.09.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.