Logo

11. Hukuk Dairesi2024/4129 E. 2024/8635 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davalıya ait markaların, davacının daha önce tescilli markaları ile benzerlik teşkil edip etmediği ve bu benzerliğin hükümsüzlük gerekip gerektirmediğine ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu'nun 6. maddesi kapsamında, taraf markalarının esaslı unsurları, tescil kapsamındaki mal ve hizmetler ile ortalama tüketici nezdinde karıştırılma ihtimalinin yüksekliği değerlendirilerek, ilk derece mahkemesinin davalı markalarının hükümsüzlüğüne karar vermesi ve Yargıtay’ın önceki bozma kararına uyulması gözetilerek yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2023/425 Esas, 2024/64 Karar

HÜKÜM : Kabul

İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak verilen karar davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

KARAR

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin "..." asıl unsurlu tanınmış markalarının bulunduğunu, aynı zamanda anılan ibarenin müvekkilinin ticaret ünvanının çekirdek unsurunu oluşturduğunu, davalının "..." ibareli markalarının müvekkilinin markaları ile ayırt edilemeyecek derecede benzer olduğunu, nitekim Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 2016/8847 E. ve 2018/2396 K. sayılı ilamında da başka bir kişiye ait "..." ibreli başvuru ile müvekkilinin "..." ibareli markalarının benzer olduğunun kabul edildiğini, dava konusu markalarının tescilli olduğu mal ve hizmetlerin müvekkilinin markaları kapsamında yer mal ve hizmetlerle aynı olduğunu, somut olayda 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu'nun (6769 sayılı Kanun) 6 ncı maddesinin birinci, beşinci ve altıncı fıkra koşullarının oluştuğunu, davalının kötü niyetli bulunduğunu ileri sürerek davalı şirket ait 2015/39403, 2015/39413, 2015/39665 ve 2015/75474 sayılı “...” asıl unsurlu markalarının tescilli olduğu tüm sınıflar yönünden hükümsüzlüğüne ve sicilinden terkinine karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde, müvekkili şirketin 2006 yılında kurulduğunu ve o tarihten itibaren her türlü petrol ve akaryakıt ürünlerinin imalatı, ithalatı ve ihracatı, nakliyesi ve akaryakıt istasyonlarının kurulması ve işletilmesi alanlarında faaliyet gösterdiğini, ticaret ünvanının kök unsuru konumundaki “...” ismini sektörde önde gelen bir marka haline getirdiğini, “...” ibaresini uzun yıllardır markasal nitelikte de kullanageldiğini, taraf markaları arasında hiçbir şekilde benzerlik bulunmadığını, son kullanıcı profilleri ve tüketicileri dikkate alınmadan ve markaları oluşturan işaretler bir bütün olarak incelenmeden sadece kelimelerin içerisinden bir kısım harflerin çıkartılıp benzerlik değerlendirilmesi yapılması yoluna gidilmesinin hatalı olduğunu, davalının “...” markasını davacı ile aynı sektörde 2006 yılından beri hem ticaret ünvanının kök unsuru hem de marka olarak kullanıyor olmasına rağmen bugüne kadar taraflar arasında iltibasa esas teşkil edebilecek bir durumun söz konusu olmadığını, bahsi geçen Yargıtay ilamına karşı mahkemece direnme kararı verildiğini savunarak davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile bozma ilamına uyularak, somut olayda taraf markaları dikkate alındığında davacı markalarının esas unsuru "...", davalı markasının esaslı unsurunun ise "..." ibaresinden oluştuğu, davalı başvurusuna konu markanın davacının markalarının esaslı unsurunu aynen içerdiği ve mikro yüksek ileri teknoloji anlamındaki "NANO" sözcüğü ile "..." sözcüğünü bir araya getiren bir ibare olduğu, tarafların marka tescil kapsamındaki mal ve hizmetler yönünden de tam bir ayniyet bulunduğu, ortalama tüketici kitlesinin genel ve bütüncül bakış açısı itibariyle her iki markanın karıştırılma ihtimallerinin yüksek olduğu, bu durum karşısında, markalar arasında 6769 sayılı Kanun'un 6/1 maddesi kapsamında benzerlik bulunduğu ve dava konusu edilen markalar arasında iltibas tehlikesi mevcut olduğu gerekçesiyle, davanın kabulüne karar verilmiş, karar davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

IV. TEMYİZ İNCELEMESİ

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava marka hükümsüzlüğü istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri, 6769 sayılı Kanun'un 6 ncı maddesinin birinci, beşinci, altıncı fıkraları

3. Değerlendirme

Dosyadaki yazılara, İlk Derece Mahkemesince 6100 sayılı Kanun'un 373 üncü maddesinin dördüncü fıkrası uyarınca uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına göre, davalı vekilinin bütün temyiz itirazları yerinde değildir.

V. SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davalının temyiz itirazlarının reddi ile İlk Derece Mahkemesince verilen kararın 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA, aynı Kanun'un 372 nci maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, temyiz harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına mahal olmadığına, 04.12.2024 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.