Logo

11. Hukuk Dairesi2024/4134 E. 2025/2448 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Tescilli markalarla benzerliği nedeniyle bir marka tescil başvurusuna yapılan itirazın reddi üzerine, Yeniden İnceleme ve Değerlendirme Kurulu kararının iptali ve markanın tescili halinde hükümsüzlüğüne karar verilmesi talebi.

Gerekçe ve Sonuç: Taraf markaları arasında görsel, işitsel ve kavramsal benzerlik bulunduğu, özellikle ortak kullanılan “...” ibaresinin davalı markasında asli unsur olarak yer almasının ve diğer unsurların tali konumda olmasının karıştırılma tehlikesi yarattığı, ancak tanınmışlık ve kötü niyet iddialarının ispatlanamadığı gözetilerek, davaya konu marka başvurusunun 35. sınıftaki belirli malların satışına özgü hizmetler bakımından kısmen iptaline karar veren Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi

SAYISI :2022/248 Esas, 2024/598 Karar

HÜKÜM :Davanın kısmen kabulü

İLK DERECE MAHKEMESİ :Ankara 5. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi

SAYISI :2019/122 E., 2020/216 K.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

KARAR

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili adına tescilli "..." asıl unsurlu markaların bulunduğunu, davalı gerçek kişinin 2018/90142 sayılı "... ... ...+şekil" ibareli marka başvurusuna yapmış oldukları itirazın nihai olarak reddeedildiğini, oysa markaların benzer olduklarını, ilgili tüketici kitlesinin bu markaları karıştıracağını, dava konusu başvurunun müvekkilinin seri markalarından biri olarak algılanacağını, markalar arasında emtia benzerliğinin de bulunduğunu, müvekkili markalarının tanınmış olduğunu, başvurunun tescili halinde bu tanınmışlıktan haksız yararlanılacağını, davalının kötüniyetli olarak marka başvurusu yaptığını belirterek Yeniden İnceleme ve Değerlendirme Kurulu (''YİDK'') kararının iptali ile markanın tescili halinde hükümsüzlüğüne karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

1.Davalı ... vekili cevap dilekçesinde; Kurum kararının usul ve yasaya uygun olduğunu, dava konusu başvuru ile davacı markaları arasında karıştırılmaya yol açacak düzeyde benzerlik bulunmadığını, taraf markalarının mal ve hizmet sınıflarının da farklı olduğunu belirterek davanın reddini istemiştir.

2.Davalı şahıs vekili cevap dilekçesinde; müvekkilinin "... ..." markasının ilk tescilinin 1988 yılında yapıldığını ve bugüne kadar kullanıldığını, müvekkiline ait başvuru ile davacı markaları arasında benzerliğin bulunmadığını, taraf markalarının kullanım alanlarının da farklı olduğunu belirterek davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile başvuru kapsamında yer alan 30. sınıf malların satışına özgü 35/5. sınıf mağazacılık hizmetleri ile davacı tarafın itirazına mesnet ..., ... ve 2017/... sayılı markaların kapsamlarındaki 30. sınıf mallar arasında benzerlik bulunduğu, taraf markaları bir bütün olarak karşılaştırıldığında görsel, işitsel ve kavramsal olarak iltibas tehlikesi oluşturacak derecede benzer olmadıkları, markalarda "..." ibaresinin müşterek olarak bulunduğu anlaşılsa da, dava konusu markanın bir bütün olarak "... ..." kavramsal ibaresinden oluştuğu, bu ibarenin yanı sıra, arı peteği şeklindeki iki altıgen şekil ve bu şekillerin içerisinde bulunan "..." ibaresinin üzerinde kraliçe arı görseli ve yine bal peteği görseli içerisindeki "..." ibarelerinin özellikle görsel açıdan markaları birbirinden oldukça ayırdığı, bu ibarenin 30. sınıfta bulunan malları doğrudan tanımlamadığı, dolayısıyla soyut ve somut ayırt edici niteliğinin bulunduğunun söylenebileceği, ancak özellikle tatlı bir besin olan bal depo etmek için arılar tarafından yapılan bir nesne olması nedeniyle, tatlı özelliği haiz şeker emtiası bakımından bu ibarenin ayırt ediciliğinin güçlü olduğunun söylenemeyeceği, zira "..." ibaresinin bal emtiasını ve bal emtiasının karakteristik özelliği olan tatlı besinleri ortalama tüketici nezdinde çağrıştıracağı, bu nedenle telmih yolu ile "..." ibaresinin tatlı ve şekerli ürünleri akla getireceği, dolayısıyla bu ibarenin özellikle 30.sınıfta bulunan ve içerisinde şeker barındıran mallar bakımından ayırt ediciliğinin güçlü olduğundan söz edilemeyeceği, bu nedenle 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu'nun (SMK) 6/1. hükmü koşullarının somut olayda gerçekleşmeyeceği, davacı tarafından dava dosyasına, davaya gerekçe markaların tanınmış olduğu yönünde reklam, yazılı ve görsel basın haberleri, anket çalışmaları, promosyon çalışmaları, yıllık ajans raporları ve faturalar gibi davacı markalarının toplumdaki tanınmışlık düzeyini belgeleyici nitelikteki bilgi ve belgeler sunulmadığı, davalı şahsın kötü niyetle hareket ettiğini gösterir somut olgu da ileri sürülmediğinden kötüniyet iddiasına dayalı istemlerin de yerinde bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine

karar verilmiş, hüküm, davacı vekilince istinaf edilmiştir.

IV. BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile dava konusu başvuru kapsamında 35. sınıf hizmetlerin yer aldığı, davaya dayanak davacının 2017/..., ... ve ... sayılı markalarının ise 30. sınıf malları içerdiği, ticari bir malı üretenin bu malı satışa sunması ticari hayatın gereği olduğundan, davacı markalarının kapsamında bulunan 30. sınıftaki "Kahve, kakao; kahve veya kakao esaslı içecekler, çikolata esaslı içecekler. Makarnalar, mantılar, erişteler. Pastacılık ve fırıncılık mamulleri, tatlılar: Ekmek, simit, poğaça, pide, sandviç, katmer, börek, yaş pasta, baklava, kadayıf, şerbetli tatlılar, puding, muhallebi, kazandibi, sütlaç, keşkül. Bal, arı sütü, propolis. Yiyecekler için çeşni/lezzet vericiler, vanilya, baharatlar, domates sosları dahil olmak üzere soslar. Mayalar, kabartma tozları. Her türlü un, irmikler, nişastalar. Toz şeker, kesme şeker, pudra şekeri. Çaylar, buzlu çaylar. Şekerlemeler, çikolatalar, bisküviler, krakerler, gofretler. Sakızlar. Dondurmalar, yenilebilir buzlar. Tuz. Hububattan (tahıl) imal edilmiş çerezler, patlamış mısır, yulaf ezmeleri, mısır cipsleri, kahvaltılık hububat ürünleri, işlemden geçirilmiş buğday, arpa, yulaf, çavdar, pirinç. Pekmez" malları ile bu malların satışına özgü 35. sınıftaki perakendecilik hizmetleri arasında benzerliğin mevcut olduğu, bunun dışında kalan başvuru kapsamında kalan hizmetlerle, davaya dayanak davacı markalarının kapsamlarındaki 30. sınıf mallar arasında, SMK'nın 6/1 hükmü anlamında bir benzerlik bulunmadığı, işaretler karşılaştırıldığında, davacı tarafın markalarının "... ...", "... Küp Şeker" ve "... Toz Şeker" ibarelerinden oluştuğu, söz konusu markalarda yer alan "..., Küp Şeker, Toz Şeker" ibarelerinin anlamları itibariyle tanımlayıcı nitelikte olduklarından, başvurunun asli unsurunu "..." ibaresinin oluşturduğu, dava konusu davalı markasının ise "... ... ...+şekil" ibareli olup, tertip tarzı itibariyle öne çıkan "... ..." ibaresinin markanın asli unsuru konumunda olduğu, her ne kadar dava konusu başvuruda şekil unsur ile "..." ibarelerine yer verilmiş ise de şekil unsurunun iki ayrı ... şeklinden oluşması, "..." ibaresinin ise diğer kelimelere göre küçük olarak yazılması hususları dikkate alındığında, bu unsurların tali konumda olduğu, taraf markalarında ortak olarak yer alan "..." ibaresi, 30. sınıf mallar yönünden doğrudan doğruya tanımlayıcı ya da tasviri bir işaret olmadığından, ayırt edici niteliği haiz olup, bu ibarenin, davalı markasında da aynen asli unsur olarak kullanılmasının markalar arasında görsel, işitsel ve kavramsal benzerliğe yol açtığı, her ne kadar davalı markasında "..." ibaresi de asli unsur olarak kullanılmış ise de bu ibarenin, "..." ibaresine vurgu yapması, dolayısıyla vurgunun "..." ibaresi üzerinde toplanması nedeniyle dava konusu başvuruya yeterli ayırt ediciliğin sağlanmadığı, sonuç olarak taraf markaları arasında SMK'nın 6/1 hükmü anlamında karıştırılma tehlikesinin bulunduğu, her ne kadar davacı tarafça, tanınmışlık ve kötü niyet vakıalarına da dayanılmış ise de her iki iddianın da dosya kapsamındaki delillerle ispat edilemediği gerekçesi ile davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, yeniden hüküm kurulmasına, davanın kısmen kabulü ile YİDK'in 01.08.2019 tarih, 2019-M-5776 sayılı kararının, 35. sınıftaki "Kahve, kakao; kahve veya kakao esaslı içecekler, çikolata esaslı içecekler. Makarnalar, mantılar, erişteler. Pastacılık ve fırıncılık mamulleri, tatlılar: Ekmek, simit, poğaça, pide, sandviç, katmer, börek, yaş pasta, baklava, kadayıf, şerbetli tatlılar, puding, muhallebi, kazandibi, sütlaç, keşkül. Bal, arı sütü, propolis. Yiyecekler için çeşni/lezzet vericiler, vanilya, baharatlar, domates sosları dahil olmak üzere soslar. Mayalar, kabartma tozları. Her türlü un, irmikler, nişastalar. Toz şeker, kesme şeker, pudra şekeri. Çaylar, buzlu çaylar. Şekerlemeler, çikolatalar, bisküviler, krakerler, gofretler. Sakızlar. Dondurmalar, yenilebilir buzlar. Tuz. Hububattan (tahıl) imal edilmiş çerezler, patlamış mısır, yulaf ezmeleri, mısır cipsleri, kahvaltılık hububat ürünleri, işlemden geçirilmiş buğday, arpa, yulaf, çavdar, pirinç. Pekmez. mallarının bir araya getirilmesi hizmetleri; (belirtilen hizmetler perakende, toptan satış mağazaları, elektronik ortamlar, katalog ve benzeri diğer yöntemler ile sağlanabilir.)" yönünden kısmen iptaline, fazlaya ilişkin iptal talebinin reddine, dava konusu marka tescilli olmadığından, hükümsüzlük talebi hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş, hüküm, taraf vekillerince temyiz edilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Dava ve Hukuki Nitelendirme

Dava, YİDK kararının iptali ve marka hükümsüzlüğü istemlerine ilişkindir.

B. Değerlendirme ve Gerekçe

İlk Derece Mahkemesince verilen karara yönelik olarak yapılan istinaf başvurusu üzerine 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (HMK) 355. vd. maddeleri kapsamında yöntemince yapılan inceleme sonucunda Bölge Adliye Mahkemesince esastan verilen nihai kararda, dosya kapsamına göre saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kurallarına aykırı bir yön olmadığı gibi aynı Kanun'un 369/1 hükmü ve 371. maddesinin uygulanmasını gerektirici nedenlerin de bulunmamasına göre usul ve yasaya uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.

VI.SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, taraf vekillerinin temyiz itirazlarının reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK'nın 370/1 hükmü uyarınca ONANMASINA, aynı Kanun'un 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin

Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı harcın istekleri halinde davalılara iadesine, aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz eden davacıya yükletilmesine, 15.04.2025 tarihinde kesin olarak oy birliğiyle karar verildi.