"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
KARAR
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; sigortalı ... Lojistik A.Ş.'nin taşımasını gerçekleştirdiği emtianın müvekkili tarafından aracı sorumluluk sigorta poliçesi ile sigortalandığını, dava dışı ... Otomotiv A.Ş'nin, Almanya'da mukim... Transmissions ... firmasından ithal ettiği şanzıman emtiasının Almanya'dan Türkiye'ye yapılacak olan taşıma işinin sigortalı tarafından üstlenildiğini, satışa konu emtianın taşıma işi dava dışı sigortalıya ait ... plakalı dorse ile gerçekleştirildiğini, söz konusu dorsenin, 15/06/2021 tarihinde ...'da davalı sorumluluğunda vinçle indirilmesi esnasında düşürülmesi sonucu hasar meydana geldiğini, yapılan ekspertiz incelemesinde şanzımanların yerlerinden oynadığının ve üzerinde çizilme olduğunun tespit edildiğini, davalının emtianın yüklü olduğu dorseyi indirirken gereken özeni göstermeyerek kusurlu davrandığını ve zarara sebep olduğunu, müvekkili sigorta şirketinin sigortalıya ödeme yaptığını, zarardan davalının sorumlu olduğunu ileri sürerek 25.000,00 euro alacağın takip tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte davalıdan alınarak müvekkiline ödenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; müvekkilinin arabuluculuk toplantısına usulüne uygun şekilde davet edilmemesi sebebiyle söz konusu süreçten haberdar olmadığını ve sürecin yokluğunda sonuçlandığını, dava konusu olayda borcun kaynağının sözleşme olduğunu, müvekkilinin Almanya'da mukim bir şirket olduğunu, yine sözleşmenin ifa yerinin Almanya olduğunu, dolayısıyla yabancılık unsurunun bulunduğunu, işbu uyuşmazlık bakımından Türk Mahkemelerinin münhasır yetkisi bulunmadığını, taraflar arasındaki yetki sözleşmesi gereğince Köln mahkemelerinin yetkili olduğunu, davacının dava konusu olayda sorumluluk sigortacısı sıfatını haiz olduğunu, işbu uyuşmazlıkta dava takip yetkisini kazanabilmesi için ilk olarak sigortalısı ... Lojistik Türkiye'nin bir zarara uğradığının, yani yük sahibine bir ödeme yaptığının ispatlanması gerektiğini savunarak İst. And. 23. İcra Hukuk Mahkemesinin 2023/697 E. sayılı şikayet dosyasının işbu dava bakımından bekletici mesele yapılmasını ve davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile arabuluculuk dava şartının gerçekleştiği, eldeki davada sigortacı olan davacının taşıma işi yapan sigortalısının taşıma faaliyeti sırasında kullandığı dorsenin davalı sorumluluğunda vinç ile indirilmesi sırasında düşürülmesi sonucu taşınan emtialarda hasar meydana geldiği, hasar bedelinin davacı sigortacı tarafından dava dışı sigortalısına ödendiğinden bahisle sorumlu olan davalıdan rücuen tahsili amacıyla sigortalıya halef olarak açıldığı, sigortalının sorumlu kişiye karşı açtığı dava gibi kabul edilerek sigortalının muhtelif mahkemelerde dava açma hakkı varsa, aynı hakkın sigortacının halefiyet hakkına dayanan rücu davası içinde var kabul edildiği, terminal ve aracılık hizmetlerinin sağlanmasına ilişkin 14/12/2020 tarihli sözleşmenin 9. maddesine ve Milletlerarası Özel hukuk ve Usul Hukuku Hakkında Kanun'un (MÖHUK) 24/1. maddesine göre Köln mahkemelerinin münhasıran yetkili olduğu, yine haksız fiil nedeniyle aynı Kanun'un 34/1. maddesine göre de haksız fiilin meydana geldiği yerin Almanya olduğu, mahkemenin yetkisinin bulunmadığı gerekçesiyle davanın 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (HMK) 114/1-a hükmü kapsamında usulden reddine karar verilmiş, hüküm, davacı tarafça istinaf edilmiştir.
IV. İSTİNAF
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacı ... şirketinin sigortalısını bağlayan yetki şartının halefi sıfatıyla davacı ... şirketini de bağlayacağı, davada münhasır yetki veya kamu düzeninin söz konusu olmadığı, HMK'nın 18/2 hükmü kapsamında ve MÖHUK'un 47/1 hükmüne göre yetkili mahkemenin geçerli şekilde belirlendiği, HMK'nın 17. maddesi gereğince yetki sözleşmesinde belirlenen yetki şartının genel yetkili mahkemelerin yetkisini kaldırdığı, bu nedenle yetki sözleşmesi ile kararlaştırılan mahkemeden başka bir mahkemede, somut uyuşmazlıkta olduğu gibi Türk Mahkemelerinde dava açılamayacağı gerekçesiyle istinaf isteminin esastan reddine karar verilmiş, hüküm, davacı vekilince temyiz edilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Dava ve Hukuki Nitelendirme
Dava, davacı tarafından sigortalıya ödenen hasar bedelinin rücuan tahsili istemine ilişkindir.
B. Değerlendirme ve Gerekçe
Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre yapılan istinaf başvurusunun HMK'nın 353/1-b(1) hükmü uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
VI. SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK'nın 370/1 hükmü uyarınca ONANMASINA, aynı Kanun'un 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine, 16.04.2025 tarihinde kesin olarak oy birliğiyle karar verildi.