"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20.Hukuk Dairesi
HÜKÜM : Davanın kabulü
(Yeniden hüküm kurulmak suretiyle)
İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara 2. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2020/380 E., 2021/201 K.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı Kurum vekili tarafından temyiz edilmekle; temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip
gereği düşünüldü:
KARAR
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili şirketin dijital ortamlarda vereceği hizmetlerde kullanılmak üzere 2019/88830 sayılı "... Mobil" ibareli marka başvurusunda bulunduğunu, davalı şirketin ise 2016/100462 sayılı "..." ibareli markasını mesnet göstererek başvuruya itiraz ettiğini, Markalar Dairesi Başkanlığınca (MDB) bu itirazın kısmen yerinde görülerek 36. sınıf hizmetlerin müvekkili başvurusunun kapsamından çıkarıldığını, müvekkilinin bu karara karşı yaptığı itirazın ise Yeniden İnceleme Değerlendirme Kurulu (YİDK) tarafından reddedildiğini, müvekkil bankanın tanınmış marka serilerinde yer alan "..." ibaresi de dahil birçok markanın sahibi olduğunu, 2011/76212 sayılı "... Bankası ... Kart" markasının 27.09.2011 tarihinden beri müvekkili adına tescilli bulunduğunu, müvekkilinin "... kart" ürünü için uzun yıllardır yoğun tanıtım ve reklam harcamaları yaptığını, bu yatırımlar sayesinde ürünü tanınmış kıldığını ve markanın ayırt ediciliğini arttırdığını, "... kart" ürününün müvekkili banka ile özdeşleştiğini, YİDK kararının eksik ve hatalı olduğunu, markaların benzer olmadığını, markalar arasındaki tek ortak kelimenin "..." kelimesi olduğunu, birçok yargı kararında 36. sınıf hizmetlerin profesyonel meslek kurumlarına hitap ettiğinin vurgulandığını, dolayısıyla bu mal ve hizmet sınıflarında tüketicilerin çok daha dikkatli ve özenli şekilde ürünlerini tercih edeceğini, davalı adına tescilli "..." marka başvurusunun müvekkili adına tescilli markadan 5 yıl sonra yapıldığını, dolayısıyla müvekkili bankanın müktesep hak iddiasına dayanan itirazının reddedilmesinin hukuka aykırı olduğunu ileri sürerek TÜRKPATENT YİDK'in 19.10.2020 tarih ve 2020/M-8390 sayılı kararının iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
1.Davalı ... vekili cevap dilekçesinde; Kurum kararının usul ve yasaya uygun olduğunu, dava konusu başvuru ile redde mesnet marka arasında karıştırılmaya yol açacak düzeyde benzerlik bulunduğunu, davacının müktesep hakka dayanak teşkil ettiğini ileri sürdüğü 2011/76212 sayılı markasının, başvuru konusu markadan farklı kelime ve şekil unsuru içerdiğini savunarak davanın reddini istemiştir.
2.Diğer davalı şirket vekili cevap dilekçesinde; dava konusu marka başvurusu ile müvekkiline ait 2016/100462 sayılı "..." ibareli marka arasında karıştırılma ihtimali bulunduğunu, başvuruda "... Bankası" ibaresine yer verilmediğini, bu nedenle davacının önceki markasının asli unsurunu, dava konusu başvuruda muhafaza etmediğini savunarak davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacı başvurusu ile redde mesnet markanın benzer olduğu, davacıya ait markanın tescil başvurusu kapsamından çıkartılan hizmetlerin de redde mesnet markanın kapsamında yer aldığı, davacının kazanılmış hak iddiasına ilişkin olarak dava konusu markada kazanılmış hak sağlayan markanın asli unsurunun muhafaza edilmediği, dolayısıyla kazanılmış haktan söz edilemeyeceği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm, davacı vekilince istinaf edilmiştir.
IV. BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile gerek dava konusu başvuru gerekse de redde mesnet markanın asli unsurları "..." kelimesinden oluşmakta olup, başvuruda ve redde mesnet markada yer alan diğer kelime ve unsurların yardımcı unsur niteliğinde bulunduğu, dava konusu başvurunun reddedildiği 36. sınıf hizmetler redde mesnet marka kapsamında da aynen yer aldığından, taraf markaları arasında 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu'nun (SMK) 6/1.maddesi anlamında iltibas bulunduğu açık olup İlk Derece Mahkemesinin bu yöndeki kabulünün yerinde olduğu, ayrıca davacının davalı Kurum nezdinde ileri sürmediği kullanım ispatı talebinin işbu davada dinlenmesi mümkün olmadığından, İlk Derece Mahkemesinin bu iddia yönünden bir değerlendirme yapmamasında da bir isabetsizlik görülmediği, diğer yandan dava konusu başvuru ile redde mesnet marka arasında uyuşmazlık konusu 36. sınıf hizmetler bakımından SMK'nın 6/1 maddesi anlamında iltibas koşulları oluşmasına rağmen, davacının 2011/76212 sayılı markası nedeniyle dava konusu başvuru üzerinde müktesep hakkı bulunduğundan, redde mesnet markanın dava konusu başvurunun tesciline engel olamayacağı, ilaveten davacı tarafça, YİDK kararının iptali ile birlikte dava konusu marka başvurusunun tescili işlemlerine devam edilmesi yönünde karar verilmesi talebinde de bulunulduğu, ancak SMK kapsamında mahkemelere tescil isteminin kabulü ya da reddi yönünde tanınmış bir yetki bulunmadığı gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, yeniden hüküm kurulmak suretiyle davanın kabulüne, TÜRKPATENT YİDK'in 19.10.2020 tarih ve 2020/M-8390 sayılı kararının iptaline, davacı vekilinin başvurunun tescil işlemlerinin devamına yönelik talebinin reddine karar verilmiş, hüküm, davalı ... vekilince temyiz edilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Dava ve Hukuki Nitelendirme
Dava, TÜRKPATENT YİDK'in 19.10.2020 tarih ve 2020/M-8390 sayılı kararının iptali talebine ilişkindir.
B. Değerlendirme ve Gerekçe
İlk Derece Mahkemesince verilen karara yönelik olarak yapılan istinaf başvurusu üzerine 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (HMK) 355. vd. maddeleri kapsamında yöntemince yapılan inceleme sonucunda Bölge Adliye Mahkemesince esastan verilen nihai kararda, dosya kapsamına göre saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kurallarına aykırı bir yön olmadığı gibi aynı Kanun'un 369/1 hükmü ve 371. maddesinin uygulanmasını gerektirici nedenlerin de bulunmamasına göre usul ve yasaya uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
VI.SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalı ... vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK'nın 370/1 hükmü uyarınca ONANMASINA, aynı Kanun'un 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine, 17.04.2025 tarihinde kesin olarak oy birliğiyle karar verildi.