Logo

11. Hukuk Dairesi2024/4270 E. 2025/2616 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davalı tarafından tescil ettirilen markanın, davacının tescilli markasına tecavüz niteliğinde olup olmadığı ve davalı markasının hükümsüzlüğüne karar verilip verilmeyeceği hususunda uyuşmazlık bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Davalı markanın tescilinden uzun süre sonra dava açılması nedeniyle hükümsüzlük talebinde hak düşürücü süre bulunduğu, ancak davalı tarafından markanın kullanım şeklinin davacının marka hakkına tecavüz oluşturduğu gözetilerek, ilk derece mahkemesinin hükümsüzlük talebinin reddine, tecavüzün tespiti ve men'ine ilişkin kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

KARAR

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin tescilli "..." markasının, "... VE YEDEK PARÇA+Şekil" ibareli davalı markası ile iltibasa neden olacak derecede benzer olduğunu, davalı tarafından tescil edildiği şekilden farklı kullanıldığını, bu kullanımın iltibas yaratmak suretiyle müvekkilinin ticari işletmesi ve diğer iktisadi menfaatleri bakımından zarar görmesine sebebiyet verdiğini, müvekkili markası tanınmış olup davalının marka tescilinin kötüniyetli olduğunu ileri sürerek davalının, müvekkiline ait tescilli markasından kaynaklanan haklarına tecavüzünün tespiti ile tecavüzün durdurulması, men'i ile 2004-29239 sayılı "... VE YEDEK PARÇA+Şekil" markasının hükümsüzlüğü ile sicilden terkinine karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde; marka ibaresinin, şirket yetkililerinin soyadı olan "..."in ilk hecesinin alınması ve yapılan işle alakalı otomotiv yedek parça cümlesinin eklenmesiyle oluştuğunu, hiçbir şekilde tescilli marka olan "..." ya da ... tescilli markalara benzemek kastıyla oluşturulmadığını, müvekkili şirketin hiçbir şekilde haksız kazanç peşinde olmadığını, markalar arasında bir benzerlik olmadığını, markaların yazım karakterlerinin de birbirinden tamamen farklı olduğunu savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile daha önce davacının bayiisi olan davalının marka tescilinin kötüniyetli olduğu anlaşılmışsa da davalı şirketin ilk marka tescilinden yaklaşık 12 yıl sonra bu davanın açılması sebebiyle davacının sessiz kalmak suretiyle bu markanın hukümsüzlüğünü isteme hakkını yitirdiği ancak davalı kullanımlarının markaların hitap ettiği ortalama tüketici nezdinde karışıklığa neden olacağı, davalı tarafın bu ambalaj tasarımını hangi tarihten itibaren kullanmaya başladığına dair dosyaya bir delil sunulmadığından ve bu husus tespit edilemediğinden davacının markaya tecavüzün önlenmesini isteme hakkıyla ilgili sessiz kalma nedeniyle hak kaybına uğramadığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile hükümsüzlük için açılan davanın reddine, davalının tescilli markasını ürün ambalajları üzerinde davacının marka kullanımı ile karışıklığa neden olacak şekilde sarı zemin üzerine lacivert harflerle ve benzer grafik tasarımla kullanmak suretiyle davacının marka haklarına tecavüz ettiğinin tespitine, marka haklarına yapmış olduğu tecavüzün durdurulmasına ve men'ine karar verilmiş, karar, davacı vekilince istinaf edilmiştir.

IV. İSTİNAF

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş, hüküm, davacı vekilince temyiz edilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Dava ve Hukuki Nitelendirme

Dava, taraf markalarının iltibasa neden olacak nitelikte benzer olduğu, davalı marka tescilinin kötü niyetli olduğu ve davalı tarafın kullanımlarının davacının marka hakkına tecavüz teşkil ettiği iddialarına dayanan marka hükümsüzlüğü ve markaya tecavüzün tespiti, meni ve refi istemlerine ilişkindir.

B. Değerlendirme ve Gerekçe

Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre yapılan istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (HMK) 353/1-b(1) hükmü uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.

VI. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK'nın 370/1 hükmü uyarınca ONANMASINA, aynı Kanun'un 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine, 21.04.2025 tarihinde kesin olarak oy birliğiyle karar verildi.