Logo

11. Hukuk Dairesi2024/4265 E. 2025/2739 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davalı şirketin marka tescil başvurusunun, davacı şirketin tescilli markaları ile benzerlik teşkil edip etmediği ve haksız rekabet oluşturup oluşturmadığına ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Taraf markaları arasında iltibas ve karıştırılma ihtimalinin bulunmadığı, davacı markalarının ayırt edici unsurunun davalı başvurusunda bulunmadığı, davalı başvurusunun kötü niyetle yapılmadığı ve davacı markasının tanınmış marka olarak kabul edilemeyeceği gerekçeleriyle ilk derece mahkemesinin davanın reddine ilişkin kararının Bölge Adliye Mahkemesi tarafından onanması, Yargıtay tarafından da usul ve yasaya uygun bulunarak onanmıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

KARAR

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili şirketin dünyaca tanınan ... markasının lisansörü olarak Türkiye’de faaliyet gösterdiğini, müvekkili tarafından yoğun emek ve etkin tanıtım faaliyetleri sonucu tüketiciler nezdinde müvekkili ile özdeşleşmiş ve en önemli markaları arasında yer alan ‘’...’’ ... ibareli markalarının bulunduğunu, davalının “...” ibareli marka tescil başvurusunun, müvekkili markaları ile iltibas yaratacak derecede benzer olduğunu, müvekkili şirketin seri markalarının toplum seviyesinde ulaştığı tanınmışlık ve güven ortamından yararlanarak haksız kazanç sağlama amacı taşıdığını, başvurunun kötüniyetli olduğunu ileri sürerek davalı ...’in 21.12.2017 tarih ve 2017-M-11095 sayılı Yeniden İnceleme ve Değerlendirme Kurulu (YİDK) kararının iptaline, 2016/02301 sayılı “...” ibareli markanın tescili halinde hükümsüzlüğüne karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

1.Davalı ... vekili cevap dilekçesinde, dava konusu YİDK kararının usul ve yasaya uygun bulunduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.

2.Davalı Şirket tarafından davaya cevap dilekçesi sunulmamıştır.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile “...” ibaresinin, sahip olduğu kavramsal karşılık itibariyle “...+sözcük” kombinasyonlardan ibaret bir markanın tüketicide bırakacağı temel algının bir ... telefonu uygulaması adına ilişkin olacağı, böyle bir ibarenin koşulsuz olarak bir kimsenin inhisarına bırakılmasının mümkün olmadığı, kaldı ki dava konusu markanın, davacıya ait markaların ayırt ediciliğini sağlayan imaj devrini temin edecek biçimde değil, “...” şeklinde oluşturulduğu, davacının daha baştan zayıf karakterli bir sözcük olan “...” ibaresini kendisine marka olarak seçerken, sonradan üçüncü kişiler tarafından başka bazı sözcükle ya da ayırt edici figüratif unsurlar ile birlikte aynı kelimenin markaları içerisine konulabileceğini öngörmesi gerektiği, davacı markalarının “...” ibaresi üzerinde kullanım sonucu ayırt edicilik kazandığı iddiasının yerinde olmadığı, böyle bir iddianın da ticaret hayatında herkesin kullanımına açık olması gereken işaretler yönünden koşulsuz bir tekel hakkı sağlamayacağı, taraf markaları kapsamındaki emtiaların nispeten biraz daha bilinçli ve dikkat düzeyi yüksek tüketicilere hitap etmesi nedeniyle bu tüketicilerin davacıya ait markayı taşıyan mal veya hizmetlerden yararlanmak isterken, davalıya ait markayı taşıyan emtiaları satın alma olasılığının bulunmadığı, ... ibareli itiraza mesnet davacı markaları ile dava konusu “...” ibareli marka başvurusu arasında 09, 35, 36, 38 ve 42. sınıflardaki mal ve hizmetler bakımından benzerlik ve iltibas tehlikesi bulunmadığı, davacının "..." markasının tanınmış marka olmadığı, bu ibarenin “haberleşme cihazları ve bunların satış hizmetleri” bakımından tanımlayıcı bir ibare olması sebebiyle tek başına marka olarak algılanmayacağı, kötüniyet iddiasının ispatlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm, davacı tarafça istinaf edilmiştir.

IV. İSTİNAF

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile "..." ibaresinin ayırt ediciliğinin düşük olması nedeniyle yeterli ayırt ediciliğin sağlanması halinde herkesçe kullanılabileceği, somut uyuşmazlıkta da "..." ibaresinin başvuruyu davacının "..." ibareli markalarından yeterince farklılaştırdığı, dava konusu başvuru ile davacının itiraza mesnet markaları arasında ilişkilendirilme ihtimali de dahil karıştırılma ihtimalinin bulunmadığı, taraf markaları benzer bulunmadığından tanınmışlığın somut uyuşmazlığa bir etkisinin bulunmadığı, başvurunun kötü niyetle yapıldığının ispatlanamadığı gerekçesiyle istinaf isteminin esastan reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Dava ve Hukuki Nitelendirme

Dava, YİDK marka kararı iptali ile marka hükümsüzlüğü istemine ilişkindir.

B. Değerlendirme ve Gerekçe

Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre yapılan istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (HMK) 353/1-b(1) hükmü uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.

VI. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK'nın 370/1 hükmü uyarınca ONANMASINA, aynı Kanun'un 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine, 22.04.2025 tarihinde kesin olarak oy birliğiyle karar verildi.