Logo

11. Hukuk Dairesi2024/4418 E. 2025/2850 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacının, taşınmazları üzerindeki ipoteklerin, borcun ödendiğini iddia ederek kaldırılmasını talep etmesi üzerine, ipoteğin kaldırılıp kaldırılmayacağına ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Üst sınır ipoteğinde, ticari ilişkinin devamı halinde, borcun bir kısmının ödenmesiyle ipoteğin kalkmayacağı ve davanın görüldüğü sırada ipoteğin kaldırılmış olması nedeniyle davanın konusuz kaldığı gözetilerek, yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

KARAR

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin Antalya ili Döşemealtı İlçesi ... Mah. 384 ada, 23 numaralı parselde kayıtlı taşınmazı ile yine Antalya ili Döşemealtı İlçesi ... Mah. 384 ada, 6 nolu parselde kayıtlı taşınmazları üzerinde tesis edilmiş olan 09.06.2015 tarih ve 6767 yevmiye numaralı alacaklısı...Bankası A.Ş. lehine ipotek kaydı bulunduğunu, söz konusu ipotek borcunun bütünüyle ödendiğini ve borcun bitirildiğini, ipotek borcunun tamamen ödenmiş olması halinde tesis edilmiş olan ipotek kaydının kaldırılması işlemini yerine getirme borcunun tüm masraflar kendisine ait olmak üzere alacaklıya ait olduğunu, bu nedenlerle ipotek alacaklısı...Bankası A.Ş. ... Ticari Şubesine başvuru yapıldığını ve bu başvurularının reddedildiğini ileri sürerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla zikredilen taşınmazlar üzerinde tesis edilmiş olan ipoteğin terkinine karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde; davaya konu banka lehine tesis edilen ipoteğin davacının kendisinin ve müvekkili bankanın müşterisi ... AŞ’nin doğmuş/doğacak tüm borçlarının teminatını teşkil etmek üzere maksimal ipotek mahiyetinde tesis edildiğini, bu sebeple sonradan ortaya çıkacak borçlanmaların da fekki talep edilen ipotek ile teminat altına alındığını, bankanın bu hususta davacının muvafakatinin alınmasını gerektirir hukuku bir durum ve yasal düzenlenmenin mevzuatımızda bulunmadığını, dava dışı şirketin bankaya hitaben 07.08.2020 tarihli ihtarname ile ipoteğin fekkine ilişkin muvafakatlerinin bulunmadığını açıkça beyan ettiğini, dava dışı şirkete ait 07.08.2020 tarihli beyan karşısında azledilen yetkili tarafından düzenlenen 06.02.2020 tarihli talebin dikkate alınmasının mümkün olmadığını, bununla birlikte dava dışı şirket yetkilisi ve kefili tarafından 04.10.2022 tarihinde de ipoteğin kaldırılmasına muvafakatlerinin olmadığı yönünde beyanda bulunulduğunu, öte taraftan banka lehine tesis edilen ipotekle teminat altına alınan borçların henüz ödenmediğini, banka kayıtları celp edildiğinde alacaklarının ödenmediğinin açıkça görüleceğini, dava dışı şirketin 25.10.2022 tarihi itibariyle kredi genel limit borcu ve miktarı riskinin halen devam ettiğini savunarak davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile tüm dosya kapsamına göre, yargılama sürerken ipoteklerin kaldırıldığı ve davanın konusuz kaldığının anlaşıldığı ve konusuz kalan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına dair hüküm kurmak gerektiği, yargılama giderlerine bakıldığında ise; bilirkişi ek raporunda belirtildiği üzere davacının banka lehine tesis ettiği üçüncü şahıs ipoteğine konu olarak 14.10.2022 dava tarihi itibariyle, 08.02.2021 tarihinde açılan ve kullandırılan 8903/151719 kredi hesap numarasına kayıtlı 1.000.000,00 TL taksitli krediden toplam 256.412,48 TL banka alacağının bulunduğunun anlaşıldığı, dava öncesinde ipoteğin kaldırılması talebinin ipotek alacaklısı davalı banka tarafınca yerine getirilmediği, kredinin 27.01.2023 tarihinde 08.01.2023 vadeli 24. taksitinin ödenmesiyle kapatılmasıyla birlikte davalı bankanın dava konusu taşınmaz üzerinde tesis edilen 400.000,00 TL bedelindeki azami had ipoteğini 06.02.2023 tarihinde fek ettiği, dava tarihi itibariyle riskin devam ettiğinin anlaşıldığı ve dava açıldığı tarih itibarıyla davacının haksız olduğu görülmekle yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılması gerektiği gerekçesiyle konusuz kalan davada karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş, hüküm, davacı vekilince istinaf edilmiştir.

IV. İSTİNAF

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, davacıya ait taşınmazlar üzerine davalı banka lehine konulan ipoteğin, süresiz ve üst sınır ipoteği olduğu, üst sınır ipoteğinde henüz doğmamış, gelecekte doğacak bir alacak ipotekle teminat altına alınmış olduğundan ticari ilişki devam ettiği sürece bu dönem içerisinde doğan alacağın sona ermesi yani bir kısım borcun ödenmesi ile ipoteğin sona ermeyeceği, alacaklı ile borçlu arasındaki borç ilişkisinin ticari ilişki devam ettiği sürece ipoteğin de şekli ve maddi anlamda varlığını koruyacağı, alacaklı ve borçlu arasındaki ticari ilişkinin devam ettiği dönemde davacının borcun sona ermesi nedeniyle ipoteğin kaldırılması ve ihtarnameden sonra borçluya kullandırılacak kredilere muvafakat etmediğini bildirmesinin hukuki sonuç doğurmayacağı, hükme esas alınan bilirkişi raporundan dava tarihi itibariyle borcun sona ermediğinin de anlaşıldığı gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş, hüküm, davacı vekilince temyiz edilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Dava ve Hukuki Nitelendirme

Dava, davacının taşınmazları üzerinde tesis edilmiş ipoteklerin kaldırılması istemine ilişkindir.

B. Değerlendirme ve Gerekçe

Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre yapılan istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (HMK) 353/1-b(1) hükmü uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.

VI. SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK'nın 370/1 hükmü uyarınca ONANMASINA, aynı Kanun'un 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine, 28.04.2025 tarihinde kesin olarak oy birliğiyle karar verildi.