"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
SAYISI : 2022/501 Esas, 2024/206 Karar
HÜKÜM : Davanın kabulü
Mahkemece bozma ilamına uyularak verilen karar, davalı vekilince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
KARAR
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin davalı Bankanın Terazidere Şube Müdürünün yönlendirmesi ile bankanın müşterisi ... -... ile ... arasında imzalanacak sözleşmeye istinaden davalı Banka Şubesine aktarılacak olan toplam 1.500.000.000,00 avronun işlem masrafının eksik kısmı olan 167.000,00 USD'yi ... adına HSBC Taiwan şubesine şartlı olarak havale ettiğini, davalı Banka Şube Müdürünün 167.000,00 USD'nin en geç on gün içinde %15 faizi ile birlikte iade edileceği, yatırılacak paranın bankanın güvencesinde olduğu, zaten paranın muhabir bankaları kanalıyla şartlı olarak gönderileceği, ... -... ile ... arasında sözleşme imzalanmaz ise paranın hiçbir şekilde karşı tarafa verilmeyeceği, bu işlemin hiçbir riskinin bulunmadığı, banka müşterisi olan ... -...’ın bankanın iyi bir müşterisi olduğu, bu işlem için kendisine teminat mektupları bıraktığı hususlarını belirterek müvekkilinde güven oluşturduğunu, ayrıca ... -... ile ... arasında imzalanacak sözleşme örneğini ve e-mail yazışmaları ile teminat mektuplarının örneklerini müvekkiline verdiğini, davalı Banka Şube Müdürü tarafından aynı gün müvekkili adına hesap açılarak müvekkilinin hesabından paranın 24.12.2010 tarihinde gönderildiğini, müvekkiline paranın şartlı olarak gönderileceği söylendiği müvekkili tarafından da paranın şartlı gönderilmesi istendiği halde paranın şartlı olarak gönderilmediğini, şartın gerçekleşmemiş olmasına rağmen müvekkilinin parasının iadesinin sağlanmadığı, paranın karşı tarafça çekilmesine müsaade edildiğini, müvekkilinin parasının geri alınma imkanının kalmadığını, davalı Banka Şube Müdürü’nün eyleminden dolayı bir güven kurumu olan davalı Banka’nın sorumlu olduğunu ileri sürerek 167.000,00 USD'nin en yüksek banka reeskont faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; müvekkili Banka tarafından davacının talimatına uygun bir şekilde talep edilen para transferi işleminin gerçekleştirildiğini, bu işlem nedeniyle müvekkilinin bir sorumluluğunun bulunmadığını, müvekkiline husumet yöneltilemeyeceğini savunarak davanın reddini istemiştir.
III.MAHKEME KARARI
Mahkemece bozma ilamına uyularak, davalı banka Şube Müdürünün davacıya yanlış bilgi ve tavsiyelerde bulunmak ve davacının talimatına rağmen talimata aykırı davranmak suretiyle davacının zararına sebep verdiği, güven sorumluluğu kapsamında bu zarardan davalı bankanın 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun (TBK) 116. maddesi kapsamında sorumlu olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir.
IV. TEMYİZ
A. Dava ve Hukuki Nitelendirme
Dava, banka müdürünün yapmış olduğu işlem nedeniyle uğranılan zararın tazmini talebine ilişkindir.
B. Değerlendirme ve Gerekçe
1. Mahkemece Dairemizin bozma ilamına Yargıtay Genel Kurulu kararı sonrası uyularak davanın yazılı gerekçe ile kabulüne karar verilmişse de; Dairemiz bozma ilamı banka çalışanları ve müdürünün yapılan işlemlerden kusurunun bulunup bulunmadığının araştırılarak kusurun varlığı halinde bankaya husumet düşeceği yönünde araştırma yapılarak sonucuna göre karar verilmesi yönünde olup, Dairemiz kararı bu açıdan davacı lehine usuli kazanılmış hak doğuracak nitelikte bir karar değildir.
2.Yargıtay Hukuk Genel Kurulu kararında da değinildiği üzere, bankaların müşterilerine karşı objektif özen yükümlülüğü bulunduğu gibi güven sorumluluğu da bulunmaktadır. Ancak sorumluluktan söz edebilmek kusurun varlığına bağlıdır.
3.Somut olayda; davacı ile davalı Banka arasında 24.12.2010 tarihli sözleşme bulunduğu, anılan sözleşme gereğince davacıya dolar hesabı açıldığı ve aynı gün davacı tarafından hesabına 167.000,00 USD yatırıldığı, yine aynı gün davacı tarafından hesabındaki 167.000,00 USD’nin ... isimli kişinin HSBC Taiwan şubesinde bulunan hesabına transfer edilmesi için yazılı talimat verildiği ve talimata “... ile ... arasındaki sözleşmeye istinaden anlaşma şartlarının yerine getirilmesi durumunda geçerli olmak kaydıyla şartlı olarak gönderilmektedir.” açıklamasının yazıldığı anlaşılmaktadır.
4.Davalı banka tarafından davacının talimatı gereği talimat dilekçesinde yazan açıklama doğrultusunda paranın dava dışı kişiye gönderildiği ve bu açıklamanın da dekonta not düşüldüğü gözetildiğinde; davalı bankanın davacı talimatına uygun şekilde davranarak hareket ettiğinin açık olduğu, dekontta ve talimatta yazılan şartlı açıklama kısmının davacının dava dışı şirketlerle arasındaki sözleşme ilişkisi ile ilgili olup bu şarttan kaynaklanan bir zarar var ise bu hususun bankaya izafe edilemeyeceği, dosya kapsamında davalı bankanın müdürünün şartlı havaleye yönelik kusurunun bulunduğuna dair yeterli bilgi ve belge bulunmadığı, dolayısıyla banka müdürünün kusurunun ispat edilemediği anlaşıldığından davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, hükmün bu nedenle bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
V.SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenle Mahkeme kararının BOZULMASINA, peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde davalıya iadesine, dosyanın Mahkemesine gönderilmesine, 15.01.2024 tarihinde oy çokluğu ile karar verildi.
KARŞI OY
Davacı ile davalı Banka arasında 24.12.2010 tarihli sözleşme uyarınca davacı adına USD hesabı açılmış ve aynı gün davacı adına 167.000,00 USD yatırılmış ve aynı gün davacı tarafından davalı Banka'ya yazılı talimat verilerek bu paranın HSBC Taiwan Şubesinde ... isimli kişi hesabına transfer edilmesi istenmiştir. Yazılı talimata “... ile ... arasındaki sözleşmeye istinaden anlaşma şartlarının yerine getirilmesi durumunda geçerli olmak kaydıyla şartlı olarak gönderilmektedir” açıklaması yazılmıştır.
Davacı vekili, yazılı talimatta beyan edilen sözleşmeye konu 1.500.000.000,00 avronun davalı Banka Şubesine aktarılması için Banka Şube Müdürünün sözleşme öncesinde müvekkiline yanlış bilgi ve tavsiyelerde bulunduğunu ve açılacak hesaba yatırılacak olan 167.000,00 USD’yi HSBC Taiwan Şubesinde hesabı bulunan kişinin hesabına gönderilmesi hususunda çeşitli bilgi ve belgelerle davacıyı ikna ettiğini, paranın şartlı olarak gönderilebileceğini ve hiçbir risk bulunmadığını söyleyerek güven oluşturduğunu, şube müdürüne inanarak, güvenerek parayı şartlı gönderdiğini, ancak şart gerçekleşmeden paranın karşı yana ödenmemesi gerekirken talimata aykırı davranarak talimatı tam olarak yerine getirmemesi nedeniyle zarara uğrattığını ileri sürerek bu davayı açmıştır.
Özel hukuk sözleşmelerinde olduğu gibi, Banka ile kurulan sözleşmelerde de güven ilişkisi oluşmaktadır. Banka ile olan sözleşmelerdeki güven daha fazla önem taşımaktadır. Bankalar, devletten özel izin alarak kurulan ve faaliyete geçen şirketler olup, devletin gözetim ve denetiminde olduklarından doğrudan “güvenilir kişi” sıfatını kazandıkları açıktır. Bu sıfat, karşı tarafta sözleşmeye ilişkin olarak tüm koruma yükümlülüklerinin tam olarak yerine getirileceğine dair inanç oluşturmaktadır. Bu güven ilişkisi, sözleşme öncesinde, sözleşme sırasında, sözleşme kurulduktan sonra, sözleşme sona erdikten sonra artarak devam etmektedir. Bankaların sorumluluğu ağırlaştırılmış ve objektif özen sorumluluğu olup, hafif kusurlarından dahi sorumludurlar. 818 sayılı Borçlar Kanunu'nun 99/2, 100/3 (6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 115/3 ve 116/3) hükümleri gereğince, Bankaların hafif kusurlarından dolayı ortaya çıkan sorumluluklarını kaldıran sözleşme hükümleri de geçersizdir. Taraflar arasında kurulan mevduat sözleşmesi ilişkisi sırasında, 24.12.2010 tarihli yazılı beyanıyla Bankanın sorumlu olmadığını kabul etmesi, bankanın sorumluluğunu kaldırması nedeniyle geçersizdir.
Bankaların objektif özen yükümlülüğü tüm bankacılık işlemleri için geçerli bir yükümlülüktür. Güven sorumluluğunun ihlali halinde öncelikle sözleşmeye aykırılık hükümleri uygulanacaktır. Hüküm bulunmaması halinde, dava tarihindeki 818 sayılı Borçlar Kanunu’nun 98/2. maddesindeki haksız fiil hükümleri kıyasen uygulanacaktır. Böylece, güven ilişkisi kapsamında güvenin korunması, haklı güveni boşa çıkan kişiye bundan dolayı uğradığı zararın giderilmesi için bir tazminat hakkı tanınmasıyla sağlanacaktır.
Sözleşme ilişkisinin olduğu hallerde, sözleşmenin tarafı olan davalı Banka 818 sayılı Borçlar Kanunu'nun 100. (6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 116.) maddesi gereğince ifa yardımcısının eyleminden doğan zarardan tamamen sorumludur.
Tarafların iddia ve savunmaları, dinlenen tanık beyanı, bilirkişi raporu, tercüme edilen evraklar, mailler, toplanan tüm delillere göre davalı Banka Şube Müdürünün davacıya yanlış bilgi ve tavsiyelerde bulunarak davacıyı yönlendirdiği, banka çalışanlarınca şartlı havalenin kabul edildiği, davalı Banka'nın üstlendiği işi sadakat ve özenle yerine getirmediği, basiretli bir tacir gibi davranmadığı, en hafif kusurundan dahi sorumlu olan Banka'nın, davacıda oluşturduğu güven ilişkisi kapsamında, şartlı para transferini gerçekleştirdiği, davacının güvene dayalı olarak parasını şartlı olarak gönderdiği, ancak şartın gerçekleşmemesine rağmen davacıya 167.000,00 USD’nin iade edilmediği, bu şekilde 167.000,00 USD zararının gerçekleştiği sabit olup, açıklanan gerekçelerle davalı Banka'nın zarardan sorumluluğuna hükmedilmesi usul ve Yasaya, uyulan bozma ilamı gereğince yapılan yargılama ve toplanan delillere uygun olduğundan, kararın onanması gerektiği görüşüyle çoğunluğun bozma kararına katılmıyorum.