Logo

11. Hukuk Dairesi2024/4505 E. 2024/8891 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: İntifa hakkı sahibi şirketin, hakkını ihlal eden şirket aleyhine açtığı maddi tazminat davasında, hükmedilen tazminat miktarının ve hesabının doğru olup olmadığı.

Gerekçe ve Sonuç: İntifa hakkı ihlali nedeniyle hükmedilen tazminatın, asıl davada hükmedilen tazminatla çakışan süre yönünden tekerrüre düştüğü ve mahkemenin hesap hatası yaparak hatalı bir tazminat miktarına hükmettiği gözetilerek karar bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2022/126 Esas, 2023/241 Karar

HÜKÜM : Asıl davada karar verilmesine yer olmadığı; birleşen davada davanın kısmen kabulü

İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak verilen karar birleşen davada davalı şirket vekili tarafından temyiz edilmekle; temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

KARAR

I. ASIL ve BİRLEŞEN DAVA

1.Asıl davada davacı vekili, davacı şirket ile davalılardan ... arasında 06.06.2007 tarihinde 5 yıl süreli akaryakıt istasyonu bayilik sözleşmesi imzalandığını, 05.07.2011 tarihinde de protokol düzenlendiğini, mülkiyeti davalı ...'a ait bulunan taşınmaz üzerinde davacı şirket yararına 11 yıl süreli intifa hakkı tesis edildiğini, ancak davalılardan ...’ın akaryakıt istasyonu bayilik sözleşmesini tek taraflı olarak feshettiğini, sözleşmeye aykırı davrandığını, davalılar ... ve ...’ın diğer davalı şirket ile kira sözleşmesi imzaladığını, davacı şirketin intifa hakkından ve akaryakıt istasyonu bayilik sözleşmesinden kaynaklanan haklarının kullanımının bu şekilde engellendiğini iddia ederek davalıların bu taşınmaza vaki tecavüzlerinin önlenmesine, LPG tank ve tesisatının kal’ine, davacı şirketin uğradığı kar kaybı ve maddi tazminata ilişkin fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere 20.000,00 TL tazminatın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

2.Birleşen davada davacı vekili, birleşen dosya davalısı şirketin davacının intifa hakkına sahip olduğu taşınmazda haksız olarak faaliyete bulunduğunu iddia ederek taşınmaza müdahalesinin önlenmesine, malzemelerin kal’i ile davacı şirketin uğradığı kar kaybı ve maddi tazminata ilişkin 20.000,00 TL’nin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

II. ASIL ve BİRLEŞEN DAVAYA CEVAP

1.Asıl davalı ... ve ... vekili, davacının iddialarının doğru olmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.

2. Asıl davalı ... Gaz Dolum Tes. ve Pet. Ürün Hakl. Otom. İnş. Gıda. İth. İhr. San. Tic. Ltd. Şti. vekili, açılan davayı kabul etmediklerini savunarak davanın reddini istemiştir.

3.Birleşen davalı ... Kuyumculuk Taş. Yakıt İnş. Tic. Ltd. Şti. vekili, davada husumetlerinin olmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.

III.MAHKEME KARARI

Mahkemece bozma ilamına uyularak, tüm dosya kapsamına göre, birleşen davada intifa hakkı davacı şirkete ait olan taşınmazda, davalı ... Ltd Şti.'nin otogaz satış tesisi kurduğu, EPDK bayilik belgesi ve kira sözleşmesinden, davalı şirketin dava konusu taşınmazda 23.09.2011 tarihinden itibaren faaliyet göstermeye başladığının anlaşıldığı, bunun için dava dışı ... ile kira sözleşmesi akdettiği, ancak dava devam ederken intifa süresinin sona erdiği, bu sebeple davanın konusuz kaldığı, bu durumda konusu kalmayan men’i müdahale ve kal davası hakkında karar verilmesine yer olmadığına ve davalı ... Ltd Şti.'nin yargılama giderleri ile vekâlet ücretinden sorumlu tutulmasına karar verilmesi gerektiği, ecrimisil talebi yönünden değerlendirmede ise; davalı şirketin dava konusu taşınmazı davacı şirketin intifa hakkının varlığı hilafına haksız şekilde 23.09.2011 tarihi ile birleşen dava tarihi olan 28.02.2012 tarihleri arasında 5 ay 5 gün süresince kullandığı ve bu döneme ilişkin ecrimisil tutarının bilirkişi heyeti tarafından hazırlanan 11.05.2015 havale tarihli raporda belirlenen günlük tazminat tutarı dikkate alındığında 8.977,78 TL olarak belirlendiği, davacı şirketin birleşen davaya ilişkin talebinin bu değer üzerinden kısmen kabulüne karar verilmesi gerektiği, davacı vekili tarafından ayrıca kazanç kaybına ilişkin talepte bulunulmuş olsa da, bu talebin objektif deliller ile ispat edilemediği gerekçesiyle asıl dava dosyasında Uşak 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2011/360 E., 2016/785 K. sayılı ilamı ile verilen karar, Yargıtay (Kapatılan) 19. Hukuk Dairesinin 2017/138 E., 2018/5896 K. sayılı ilamı ile onanmakla kesinleştiğinden, asıl dava dosyası yönünden yeniden karar verilmesine yer olmadığına birleşen dava dosyası yönünden; davacı tarafından açılan müdahalenin meni ve kal davası konusuz kaldığından davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına, davacı tarafından açılan maddi tazminat davasının kısmen kabulü ile 8.977,78 TL maddi tazminatın birleşen dosya davalısından alınarak birleşen dosya davacısına verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiş, hüküm birleşen davada davalı vekilince temyiz edilmiştir.

IV. TEMYİZ İNCELEMESİ

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık gelinen aşamada birleşen davada davalı şirket aleyhine hükmedilen maddi tazminatın yerinde olup olmadığı noktasındadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 794 ve 995 nci maddeleri

3. Değerlendirme

1. Dosyadaki yazılara, Mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, birleşen davada davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazları yerinde değildir.

2. Birleşen dava, intifa hakkı sahibi olan davacının, bu hakkını davalı şirketin intifaya konu taşınmazı haksız olarak fiilen işgal ettiği ve bu nedenle intifa hakkının kullanılamadığı iddiasına dayalı tazminat istemine ilişkin olup, Mahkemece yapılan yargılama sonunda yukarıda yazılı şekilde, davalının dava konusu taşınmazı fiilen kullanmaya başladığı 23.09.2011 ile birleşen dava tarihi olan 28.02.2012 arasındaki 5 ay 5 günlük süreçte ecrimisil tazminatına hükmedilmesi gerektiği, hükmedilecek tazminatın asıl davada taşınmazı kiraya veren malik aleyhinde hükmedilen bedelin hesabına esas 11.05.2015 havale tarihli bilirkişi raporundaki günlük bedel üzerinden yapılması gerektiği gerekçesiyle 8.977,78 TL'nin davalıdan tahsiline karar verilmiştir.

Davacı şirket asıl davasında da intifa hakkından yararlanamadığı iddiasıyla tazminat isteminde bulunmuş, alınan 11.05.2015 tarihli bilirkişi raporunda taşınmazın maliki tarafından diğer davalı Koçgaz şirketine 09.08.2011 tarihinde 5 yıllığına 80.000,00 TL bedelle kiraya verildiği, kira akdinin tarihinden asıl dava tarihi olan 05.11.2011'e kadar geçen 3 ay 26 günlük süreye tekabül eden kira bedelinin 4.001,14 TL olacağı belirtilmiştir. Mahkemece asıl davada anılan bu rapor hükme esas alınarak 4.001,14 TL'nin davalı taşınmaz malikinden tahsiliyle davacıya ödenmesine karar verilmiş, karar Yargıtay (Kapatılan) 19. Hukuk Dairesinin 2017/138 E., 2018/5896 K. sayılı ilamında mümeyyiz davacının asıl davaya ilişkin temyiz itirazları reddedilmekle kesinleşmiştir.

Bununla birlikte eldeki davaya dönüldüğünde, Mahkemece her ne kadar 5 ay 5 günlük sürenin hesabında isabetli şekilde dava konusu taşınmazın fiilen kullanılmaya başlandığı 23.09.2011 ile birleşen dava tarihi olan 28.02.2012 esas alınmışsa da; asıl davada davacının taşınmazdan mahrum kaldığı süre olan 3 ay 26 günün hesabında da 09.08.2011 ila 05.11.2011 tarihlerinin esas alındığı; bu durumda 23.09.2011 ila 05.11.2011 tarihleri arasının her iki davada da tazminat hesabına dahil edildiği, ancak tazminatın zenginleşme aracı olamayacağı gibi çakışan bu süreçte haksız işgalin de tek kişi tarafından gerçekleştirildiği gözetilerek, çakışan 1 ay 13 günlük kısma yönelik tazminatın asıl davada hükmedilen bedelin ilgili kısmına tekabül eden bedel yönünden tahsilde tekerrür oluşturmamak üzere tahsiline karar verilmesi gerekirken, bu hususun gözetilmemesi doğru olmayıp bozmayı gerektirmiştir.

3. Öte yandan, Mahkeme gerekçesinde atıf yapılan bilirkişi raporunda, aylık tazminat tutarı 1.333,33 TL, günlük tazminat tutarı ise 44,44 TL olarak belirlenmiş olup, buna göre 5 ay 5 günlük tazminatın 6.888,85 TL olacağı gözetildiğinde, Mahkemece denetime elverişsiz biçimde davalı aleyhinde 8.977,78 TL'ye hükmedilmesi de doğru olmamış kararın bu nedenle de bozulması gerekmiştir.

V.SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle birleşen davada davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının REDDİNE, (2) ve (3) numaralı bentler uyarınca Mahkeme kararının BOZULMASINA, dosyanın Mahkemesine gönderilmesine, peşin alınan temyiz karar harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 11.12.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.