Logo

11. Hukuk Dairesi2024/4509 E. 2024/8921 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davalı banka tarafından kaybedilen poliçe nedeniyle davacının, poliçeyi kabul eden muhatabın iflası nedeniyle alacağını tahsil edememesi üzerine açtığı maddi ve manevi tazminat davasında, bankanın tazmin sorumluluğunun bulunup bulunmadığına ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Davalı bankanın poliçeyi kaybetmesi nedeniyle davacının alacağını tahsil etme imkanını kaybettiği, bankanın objektif özen yükümlülüğüne aykırı davrandığı ve bu eyleminin hem borca aykırılık hem de haksız fiil teşkil ettiği, davacının iflas masasından tahsil edebileceği miktar düşüldükten sonra kalan kısım için bankanın tazmin sorumluluğu bulunduğu gözetilerek, yerel mahkemenin davanın reddine ilişkin kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi

SAYISI : 2021/247 Esas, 2023/41 Karar

HÜKÜM : Ret

İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak verilen karar davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

KARAR

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili tarafından muhatabı Almanya uyruklu ... AG ve lehtarının davalı olduğu 21.08.2002 vade tarihli 24.796,90 euro bedelli poliçe keşide edildiğini, anılan poliçenin muhatap tarafından kabul edilmesinden sonra davalının zilyedinde iken kaybolduğunu, bu nedenle poliçeyi kabul eden muhataptan poliçe bedelinin tahsili imkânının kalmadığını, davalı bankanın gerekli özeni göstermemesi nedeniyle müvekkilinin maddi ve manevi zarara uğradığını ileri sürerek 24.796,90 euro poliçe bedelinin vade tarihinden itibaren işleyecek en yüksek faiziyle birlikte ve davalının eylemi nedeniyle maruz kaldığı fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 1.000.000.000,00 TL (1.000,00 TL) maddi tazminat ile poliçe bedeli kadar manevi tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde;müvekkilinin üzerine düşen tüm yükümlülükleri yerine getirdiğini ve oluşan zarardan dolayı kusurunun bulunmadığını, ayrıca poliçeyi kabul eden muhatabın iflas etmesi nedeniyle illiyet bağının kesildiğini savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

III.MAHKEME KARARI

Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılamada davacı vekilinin ıslah dilekçesi ile 1.000,00 TL olan maddi tazminat talebini 89.000,00 TL arttırarak toplam 90.000,00 TL'ye artrıdığı, 24.796,90 euro'luk poliçe bedeli talebinin ise sabit kaldığı, Hukuk Genek Kurulu kararı uyarınca poliçeyi kabul eden dava dışı müflis ... AG'nin 21.08.2002 vade tarihinde 24.796,90 euro poliçe bedelini ödemeye yetecek kadar mal varlığının olup olmadığının araştırılması için Adalet Bakanlığı'nın Yurt Dışı Tebligat ve İstinabe Taleplerinde Uyulması Gereken Usûl ve Esaslara Dair Tebliğ'ine uygun şekilde istinabe yapıldığı ve gelen yazı cevabında, dava dışı şirketin mal varlığına karşı iflas davası açıldığını, iflas işlemleri sonrası 31.12.2013 tarihinde dosyanın imha edildiğini bu nedenlerle dava dışı şirketin 21.08.2002 tarihinde 24.796,60 euro tutarını ödeyebilecek yeterli varlığa sahip olup olmadığının tespit edilemediğinin belirtildiği, her ne kadar 13.01.2012 tarihli ek bilirkişi raporunda, Alman Hukukunda davacının elinde poliçe olması hâlinde alacağına olağan davalara nazaran daha kısa sürede kavuşmasının mümkün olduğunun belirtildiği ve illiyet bağının varlığı kabul edilmiş olsa da dava dışı şirketin iflas nedeniyle yasaklama süresi sonrası kayıtlarının imha edildiği bu haliyle poliçe bedelinin tahsil edilip edilemeyeceği hususunda belirleme yapılamadığı gerekçesiyle ispatlanamayan davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir.

IV. TEMYİZ İNCELEMESİ

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, davalı banka tarafından kaybedilen poliçe nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemlerine ilişkindir.

Uyuşmazlık; dava konusu poliçe kaybedilmese dahi davacının alacağını vade tarihi itibariyle poliçeyi kabul eden muhataptan tahsil etme imkânının bulunup bulunmadığı, poliçeyi kabul eden muhatabın vade tarihinde poliçe bedelini ödemeye yetecek kadar mal varlığının olup olmadığı hususlarında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun (6762 sayılı Kanun) 20 nci maddesi (6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun (6102 sayılı Kanun) 18 inci maddesi.

3. Değerlendirme

1. Dosyadaki yazılara, Mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazları yerinde değildir.

2.Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 2017/11-14 E., 2020/395 K. sayılı ilamında, mahkemece dava konusu poliçenin 29.08.2002 tarihinde kaybedildiği, poliçeyi kabul eden muhatabın ise 02.07.2003 tarihinde iflas ettiği gözetilerek sadece poliçeyi kabul eden muhatabın poliçe vade tarihinde poliçe bedelini ödemeye yetecek kadar mal varlığının olup olmadığı hususu araştırılarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiğinin vurgulanması üzerine mahkemece bu hususun araştırılması için Adalet Bakanlığı'nın Yurt Dışı Tebligat ve İstinabe Taleplerinde Uyulması Gereken Usûl ve Esaslara Dair Tebliğ'ine uygun şekilde istinabe yapıldığı ve gelen yazı cevabında dava dışı Lifestyle ... AG'nin mal varlığına karşı iflas davası açıldığını, iflas işlemleri sonrası 31.12.2013 tarihinde dosyanın imha edildiğini bu nedenlerle dava dışı ... AG'nin 21.08.2002 tarihinde 24.796,60 euro tutarını ödeyebilecek yeterli varlığa sahip olup olmadığının tespit edilemediği belirtilmiştir. Her ne kadar dosyanın imhası nedeniyle poliçe vade tarihinde poliçe bedelinin ödemeye yetecek kadar mal varlığının olup olmadığı tespit edilememişse de dava konusu poliçe 29.08.2002 tarihinde davalı bankaca kaybedilmiş, poliçeyi kabul eden muhatap ise 02.07.2003 tarihinde iflas etmiştir. Davacı tarafından 06.12.2002 tarihli dilekçe ile poliçenin muhatabı olan ... AG aleyhine Almanya’da dava konusu poliçe bedelinin de yer aldığı toplam 99.508,52 euro üzerinden alacak davası açılmasından sonra 25.09.2003 tarihinde iflas masasına alacağın 113.463,82 euro olarak kaydettirildiği ve alacağından sadece 11.181.96 euro tahsil edildiği, iflas masasınca en son toplamda 20.237,17 euro dağıtım yaparak iflasın kapatıldığı anlaşılmıştır. Hukuk Genel Kurulu ilamında da belirtildiği üzere davalı banka, davacıya poliçenin kaybedilmesi hususunda bilgi vermeyerek onun poliçeyi kabul eden muhatap aleyhine geç dava açmasına sebep olmuştur. Bu durum en basit tedbirlere dahi başvurmayan davalı bankanın objektif özen yükümlülüğüne açıkça aykırı davrandığının göstergesi olup, davalı bankanın bu eylemi hem borca aykırılık hem de haksız fiil teşkil etmektedir. Dolayısıyla davalı bankaca objektif özen yükümlülüğüne uygun davranılması durumunda davacının elinde poliçe olması hâlinde alacağına olağan davalara nazaran daha kısa sürede kavuşması mümkün olduğundan, eldeki deliller kapsamında poliçe vade tarihi ile iflas tarihi arasında davacının poliçe bedelini tahsil imkanı bulunduğu ve iflas masasının ise en son toplamda 20.237,17 euro dağıtım yaptığı gözetildiğinde, davacının alacağından bu miktar kadarını tahsil edebileceğini, muhatabın en azından bu miktar kadar karşılayabilecek varlığı bulunduğunu ispatladığı, davacının alacağından 11.181.96 euro tahsil edilmesi nedeniyle de tahsil edemediği kalan 9.055,21 euro yönünden davalı bankanın tazmin sorumluluğu bulunduğu hususu değerlendirilerek karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçeyle davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir.

V.SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin diğer temyiz itirazlarının REDDİNE, (2) numaralı bend uyarınca Mahkeme kararının BOZULMASINA, dosyanın Mahkemesine gönderilmesine, peşin alınan temyiz karar harcının istek halinde ilgiliye iadesine,11.12.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.