Logo

11. Hukuk Dairesi2024/4538 E. 2024/8983 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davalı bankaya ait kurucu hisse senedi bedellerinin davacılar tarafından tahsili istemine ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Davalı bankanın sahte belgeye dayanarak işlem yapmasından sorumlu olduğu, mirasçıların tereke borçlarından müteselsilen sorumlu olması gerektiği ve hisse devirlerinde yapılan hesaplamanın hatalı olduğu gözetilerek yerel mahkeme kararının davacılar ve davalı gerçek kişiler yararına bozulmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2019/148 Esas, 2024/300 Karar

HÜKÜM : Kısmen kabul

İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak verilen karar Yargıtayca duruşma istemli olarak davacılar vekilleri ve davalı gerçek kişiler vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildi. Duruşma için belirlenen 10.12.2024 günü hazır bulunan davacı ... vekili Av. ... , davacı ... vekili Av. ... ile davalı ...Ş. vekili Av. ..., davalılar ..., ..., ... vekili Av. ... dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip, gereği düşünüldü.

KARAR

I. DAVA

Davacılar vekilleri dava dilekçelerinde; müvekkilleri ve davalı gerçek kişilerin murisi ...’in kardeş olduğunu, babaları ...’in 03.10.1970 tarihinde vefat ettiğini, geriye mirasçı olarak eş Galibe, çocuklar ... , ... ve ... ’un kaldığını, ...’in de 22.02.2005 tarihinde vefat ettiğini, muris baba ...’in davalı bankanın kuruluşu sırasında 2 adet kurucu hisse senedi aldığını, ancak müvekkillerinin bu hisse senetlerinden sonradan haberdar olduğunu, dava konusu iki adet kurucu hisse senedinin ... tarafından davalı bankaya ibraz edilen sahte belge ile kendi üzerine geçirildiğini ve gerçek kişi davalılar tarafından davalı bankaya satılarak devredildiğini ileri sürerek, şimdilik 10.000,00 TL’nin davalılardan tahsiline karar verilmesini talep etmiş; ıslah dilekçesi ile taleplerini her bir davacı için alacak miktarını 3.247.453,35 TL'ye çıkartmıştır.

II. CEVAP

1.Davalı banka vekili cevap dilekçesinde; kusurunun bulunmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.

2.Davalı gerçek kişiler vekili cevap dilekçesinde; davanın zaman aşımına uğradığını,15.04.1972 tarihli belge altındaki imzaların davacılara ait olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.

III.MAHKEME KARARI

Mahkemece bozma ilamına uyularak alınan Adli Tıp Raporları ve Jandarma Kriminal raporları arasındaki çelişkiyi gideren 09.06.2023 tarihli rapor ve hesap raporu hep birlikte değerlendirildiğinde, davalı ... Bankası A.Ş.'nin, 116 ve 117 nolu 2 adet kurucu pay hisse senedinin (intifa senedinin) davacıların murisi ...'e ait olduğu, ...'in vefatı üzerine dava dışı ... (...'in eşi) ile davacılar ... ve ...'in bankaya verdikleri 15.04.1972 tarihli yazılı beyanla, 116 ve 117 nolu kurucu hisse senetlerindeki haklarından vazgeçtikleri ve hisse senetleri üzerindeki haklarını ...'e devrettiklerini bildirdikleri, bu nedenle 116 ve 117 nolu kurucu payların ...'e devir ve teslim edildiği, ...'in 22.02.2005 tarihinde öldüğü, adı geçenin mirasçılarının ise eşi ... ile çocukları ... ve ... olduğu, intifa senetlerinin davalılar ..., ... ve ... adına kaydedilerek, bankanın pay defterine işlendiği, 116 ve 117 nolu kurucu payların sahibi olan davalılara, 2005 ve 2006 yıllarına ilişkin olarak toplam 575.541,41 TL kâr payının 12.08.2008 tarihinde ödendiği, davalıların 12.08.2008 tarihinde 116 ve 117 nolu kurucu payları bankaya temlik ederek senet asıllarını bankaya teslim ettikleri, söz konusu devir ve temlik işlemi karşılığında davalılara, beher hisse değeri için 3.876.307,00 TL olmak üzere toplam 7.364.983,30 TL'nin 12.08.2008 tarihinde ödendiği ve 15.04.1972 tarihli belgede ...'in eşi ... ve oğlu ... adına atılı imzaların da mevcut olduğu, belge bir bütün olarak kabul edildiğinden ...'in pay devrinin de geçerli olmadığı, böylelikle 15.04.1972 tarihli devir beyanına ilişkin belgenin tamamen sahte olduğunun kabulü gerektiği, buna göre davalılara yapılan toplam ödeme 7.940.524,71 TL'den davacıların hissesine göre toplam alacak miktarının 5.293.683,14 TL olduğu, bu bedelin dava tarihi itibari ile ulaştığı güncel değerin 6.494.906,70 TL olduğu, ıslah dilekçesi doğrultusunda bu bedelin davalı ... dışındaki davalılardan tahsiline karar verilmesi gerektiği, davalı ... Bankasının belgedeki imzaların sahteliğini araştırma yükümlülüğü bulunmadığı gerekçesiyle davalı banka yönünden davanın reddine, davalılar ..., ... (...) ve ... yönünden davanın kabulü ile toplam 6.494.906,70 TL alacağın, 3.247.453,35 TL'sinin 5.000,00 TL'sine dava tarihi olan 12.08.2008 tarihinden itibaren, 3.242.453,35 TL'sine ıslah tarihi olan 14.02.2024 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davacı ...'a, 3.247.453,35 TL'sinin 5.000,00 TL'sine dava tarihi olan 12.08.2008 tarihinden itibaren, 3.242.453,35TL'sine ıslah tarihi olan 13.02.2024 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davacı ...'e verilmesine karar verilmiş, hüküm davacı ... vekili, davacı ... vekili, davalı gerçek kişiler (..., ..., ...) vekili tarafından temyiz edilmiştir.

IV. TEMYİZ İNCELEMESİ

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, davalı bankaya ait kurucu hisse senedi bedelinin tahsili istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

4071 sayılı Türk Medeni Kanunu 641 inci madde.

3. Değerlendirme

1.Dosyadaki yazılara, Mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacılar vekilleri ile davalı gerçek kişiler (..., ..., ...) vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazları yerinde değildir.

2.Davacılar vekillerinin temyiz itirazları yönünden; Mahkemece davalı bankanın 15.04.1972 tarihli belgedeki imzaların sahteliğini araştırma yükümlülüğü bulunmadığı gerekçesi ile davalı banka yönünden davanın reddine karar verilmiş ise de; davaya konu belgede yer alan imzaların huzurda atılıp atılmadığının bilinmesi mümkün değil ise de sahteliği ispat edilmiş olan adi yazılı belgeye istinaden işlem yapan davalı bankanın sorumlu olduğu kabul edilmelidir.

3.Yine 4071 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 641 nci maddesi gereğince mirasçılar tereke borçlarından müteselsil sorumlu olup buna göre Mahkemece davalıların müştereken müteselsilen sorumluluklarına karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmamıştır.

4.Davalı gerçek kişiler (..., ..., ...) vekilinin temyiz itirazlarına gelince; davaya konu 15.04.1972 tarihli belgede davacılar dışında ...'in de imzası bulunmakta olup müteveffa ... tarafından imzanın sahteliği ileri sürülmediği gibi, davacılar tarafından da ...'in imzasının sahte olduğu yönünde bir iddiada bulunulmamış, nitekim Mahkemece de inceleme davacıların imzaları üzerinde yoğunlaşmıştır. Bu durumda müteveffa ...'in kurucu hisse senetleri üzerindeki hakkından davalıların murisi ... lehine feragat ettiği, bir başka deyişle hakkını ...'e devrettiği nazara alınarak bir hesap yapılması gerekirken, belgenin bir bütün olarak kabul edildiği gerekçesi ile ...'in pay devrinin de geçerli olmadığı sonucuna varılması ve buna göre hesaplama yapılması doğru olmamış, hükmün temyiz eden davalı gerçek kişiler (..., ..., ...) yararına bozulması gerekmiştir.

V.SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacılar vekilleri ile davalı gerçek kişiler (..., ..., ...) vekilinin diğer temyiz itirazlarının REDDİNE, (2) ve (3) numaralı bentler uyarınca Mahkeme kararının davacılar, (4) nolu bent uyarınca ise davalı gerçek kişiler (..., ..., ...) yararına BOZULMASINA, takdir olunan 28.000,00 TL duruşma vekâlet ücretinin taraflardan alınarak yek diğerine verilmesine, dosyanın Mahkemesine gönderilmesine, peşin alınan temyiz karar harçlarının istekleri hâlinde ilgililere iadesine, 12.12.2024

tarihinde oy birliğiyle karar verildi.