Logo

11. Hukuk Dairesi2024/4632 E. 2024/8454 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Re'sen terkin edilen şirketin ihyası talebi üzerine, ihya davasında yargılama giderlerinin davalıdan alınıp alınamayacağı hususunda yaşanan uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: 7511 sayılı Kanun'un 16. maddesiyle 6102 sayılı Kanun'un geçici 7. maddesine eklenen hüküm uyarınca, re'sen terkin edilen şirketin ihyasına ilişkin davalarda ticaret sicili müdürlüğü aleyhine yargılama giderlerine hükmedilemeyeceği gözetilerek, Bölge Adliye Mahkemesi kararının düzeltilerek onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/2702 Esas, 2023/1940 Karar

HÜKÜM : Davanın ..., ..., Müteveffa ... yönünden usulden reddi; ... yönünden kabulü

İLK DERECE MAHKEMESİ : Antalya 2. Asliye Ticaret Mahkemesi

SAYISI : 2020/572 E., 2021/847 K.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili, davalı vekili ile davaya dahil edilen ... vekili tarafından temyiz edilmekle; temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

KARAR

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin dava dışı ... Yapı Malz. A.Ş. hakkında icra takibi başlattığını, takip sırasında borçlu şirketin son 5 yıl içinde genel kurulunu yapmaması sebebiyle ticaret sicilinden 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu'nun (6102 sayılı Kanun) geçici 7 nci maddesi uyarınca terkin edildiğinin anlaşıldığını ve terkin kaydının 31.10.2013 tarihinde Ticaret Sicil Gazetesinde yayınlandığını, bu şirketin terkin edilmiş olmasına rağmen tasfiyesi gereken adına bir kamyonet kayıtlı olduğunu ileri sürerek şirketin ihyasına karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde; ihyası istenen şirketin son 5 yıl içinde genel kurul toplantısı yapmadığından 6102 sayılı Kanun'un geçici 7 nci maddesi kapsamında 31.10.2013 tarihinde resen terkin edildiğini, terkin işlemlerinin usulüne uygun yapıldığını, davanın 5 yıllık dava açma süresinde açılmadığını, müvekkilinin zorunlu hasım olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesince, ... borçlu şirketteki hissesini 20.02.2014 tarihinde noterde devrettiğini belirttiği, 31.10.2013 tarihinde terkin edilen böyle bir şirketteki davalı hissesinin devrinin de yok hükmünde olacağı, bu sebeple adı geçen davalının son yönetim kurulu üyeleri arasında olma durumu mevcudiyetini koruduğu, borçlu şirketin hakkındaki takip devam ederken 6102 sayılı Kanun'un geçici 7. maddesi gereğince re'sen terkin edilmiş olması, terkin edilen bu şirketin adına mal varlığına rastlanması ve bu mal varlığının da tasfiyesinin gerekmesi gerekçesiyle davanın ... ve ... yönünden kabulüne, aracın tasfiye işlemleri sonuçlanıncaya kadar şirketin ihyasına, ...'ın tasfiye memuru olarak atanmasına, hükmün tescil ve ilanına karar verilmiş, hüküm davacı vekilince istinaf edilmiştir.

IV. BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI

Bölge Adliye Mahkemesince, şirketin son 5 yıla ait olağan genel kurul toplantısının yapılmaması nedeniyle Antalya Ticaret Sicil Müdürlüğünce münfesih addedilerek 31.10.2013 tarihinde ticaret sicilinden re'sen terkin edildiği, davaya dayanak yapılan Antalya 12. İcra Müdürlüğü'nün 2011/1623 E. kayıtlı iken Antalya Genel İcra Müdürlüğünün 2020/97038 E. sayılı takip dosyasında davacının alacağı temlik alan sıfatıyla yer aldığı ve takibin devam ettiği, dolayısıyla davacının bu davayı açmakta hukuki yararının bulunduğu, ...'nün cevap dilekçesinde şirketin 6102 sayılı Kanun'un geçici 7 nci maddesi kapsamına girdiğinin tespiti üzerine şirketin faaliyetlerine devam etme isteğinde olunması halinde münfesih olma nedenini ortadan kaldıran işlemlerin yapıldığına dair belgelerin sunulması için ihtar yapıldığı belirtilmiş ise de, incelenen ticaret sicil dosyası kapsamında şirkete ya da şirket yetkililerine bu hususta tebligat yapıldığına dair bir delil bulunmadığı, davalı tarafça tebligatın çıkartılmasına rağmen yapılıp yapılmadığına ilişkin bir delil sunulmadığı, ihyası istenilen şirketin ticaret sicil dosyası kapsamında davacı tarafında ihya talebine dayanak yaptığı takip dosyasının Antalya 12. İcra Müdürlüğünün 2011/1623 Esasında kayıtlı iken Antalya Genel İcra Müdürlüğünün 2020/97038 E. sayısını aldığı, borçlu olarak ihyası istenilen şirketin, alacaklı olarak davacı ...Ş.'nin yer aldığı, ...'nün yapılan bildirimleri dikkate almadan şirketin sicilden terkin edildiği, bu durumda usulüne uygun terkin olmadığından 5 yıllık hak düşürücü sürenin somut uyuşmazlıkta uygulama yeri bulunmadığı, şirket re'sen terkin edildiğinden bu davada yasal hasım sadece ... olduğu, İlk Derece Mahkemesince ihyası istenilen şirketin son yetkilileri tespit edilerek davaya dahil edildiği, şirket yetkililerinin davaya dahil edilmesi isabetli olmadığı, dahili davalı yapılan ...'ın 13.02.2022 tarihinde vefat ettiği nüfus kayıtlarından tespit edildiği, ihyası istenilen şirketin yetkilileri yönünden davanın usulden reddi gerektiği ancak aracın tasfiye edilebilmesi için ihya talebinde ancak ihyası istenilen şirketin ortak ya da yetkilileri ile araç üzerinde hak iddia edenler tarafından talepte bulunabileceği hususunun gözardı edilerek aracın tasfiyesi yönünde de karar verilmiş olmasının da usul ve yasaya aykırı olduğu gerekçesiyle dahili davalı ... vekilinin istinaf başvurusunun resen dikkate alınan sebeplerle kabulüne, İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, davanın ..., ... ve karar verildikten sonra vefat ettiği anlaşılan ... yönünden usulden reddine, davanın ... yönünden kabulüne, şirketin icra takip dosyasının yürütülmesi, sonuçlandırılması ve bu uyuşmazlık kapsamında ortaya çıkacak hukuki ihtilafların görülmesi ve infazı işlemleriyle sınırlı olarak ihyasına, ...'ın tasfiye memuru olarak atanmasına, kararın kesinleştiğinde tescil ve ilanına karar verilmiş, karar davacı vekili, davalı vekili ve davaya dahil edilen ... vekilince temyiz edilmiştir.

V. TEMYİZ İNCELEMESİ

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, şirketin ihyası istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1.6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

2. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu'nun geçici 7 nci maddesi.

3. Değerlendirme

1.İlk Derece Mahkemesince verilen karara yönelik olarak yapılan istinaf başvurusu üzerine 6100 sayılı Kanun'un 355 vd. maddeleri kapsamında yöntemince yapılan inceleme sonucunda Bölge Adliye Mahkemesince esastan verilen nihai kararda, dosya kapsamına göre saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kurallarına aykırı bir yön olmadığı gibi aynı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ve 371 inci maddelerinin uygulanmasını gerektirici nedenlerin de bulunmamasına göre davacı vekili ve davaya dahil edilen ... vekilinin tüm, davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

2.Temyiz konusu kararda hüküm tarihi itibarıyla bir isabetsizlik bulunmamakla birlikte 29.05.2024 tarihli 32560 sayılı Resmi Gazete'de yayınlanan 7511 sayılı Türk Ticaret Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun'un 16 ncı maddesi ile "...6102 sayılı Kanunun geçici 7 nci maddesinin on beşinci fıkrasına aşağıdaki cümle eklenmiştir. “Bu maddede öngörülen usule uygun olarak kaydı silinen şirket veya kooperatifin ihyasına ilişkin yapılacak yargılamada ilgili ticaret sicili müdürlüğü aleyhine yargılama giderleri ve vekalet ücretine hükmolunamaz.” düzenlemesine yer verilmiş olup anılan Kanun'un 23 üncü maddesinde bu hükmün yayımı tarihinde yürürlüğe gireceği belirtilmiştir. Bu durumda anılan hüküm uyarınca dava konusu terkin işlemi nedeniyle davalı ... aleyhine yargılama gideri ve vekâlet ücretine hükmedilmesi doğru olmayıp bozmayı gerektirir.

Ne var ki bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin ikinci fıkrası hükmü uyarınca Bölge Adliye Mahkemesi kararının düzeltilerek onanması gerekir.

VI. SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekili ve davaya dahil edilen ... vekilinin tüm, davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının REDDİNE, (2) numaralı bend uyarınca davalı vekilinin Bölge Adliye Mahkemesi kararına yönelik temyiz itirazının kabulü ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının hüküm fıkrasının (2-f) numaralı bendinde yer alan “...Davacı tarafından yapılan 241,00 TL tebligat gideri, 1,00 TL KEP gideri olmak üzere toplam 242,00 TL yargılama giderinin HMK'nın 332. maddesi uyarınca davalı ...'nden alınarak davacıya verilmesine,” ibaresinin çıkartılarak yerine “Davacı tarafça yatırılan harç ve yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına” ibaresinin yazılması ve yine davacı lehine vekalet ücretine ilişkin hüküm fıkrasının (2-g) bendinde yer alan "...Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca hesaplanan 17.900,00 TL vekâlet ücretinin davalı ...'nden alınarak davacıya verilmesine, ..." ibaresinin hükümden tümden çıkarılması suretiyle hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, davacı ...Ş. harçtan muaf olduğundan ödediği temyiz ilam harcı ve temyiz başvuru harcının isteği halinde temyiz eden davacı ...Ş.'ye iadesine, temyiz harcı peşin alındığından ...'dan başkaca harç alınmasına mahal olmadığına, peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde davalıya iadesine, dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 28.11.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.