"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi (Ticaret Mahkemesi Sıfatıyla)
SAYISI : 2019/163 Esas, 2019/647 Karar
HÜKÜM : Asıl davada davacının şirketten çıkma talebinin reddi, şirketin feshi talebinin kabulü; birleşen davaların reddi
İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak verilen karar birleşen dava davacıları ..., ..., ... ve ... vekili tarafından temyiz edilmekle; temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
KARAR
I. DAVA
1.Davacı vekili asıl dava dilekçesinde; davalı şirkette %25 oranında hissesinin bulunduğunu, müvekkilinin müdürlük görevini en iyi şekilde yerine getirdiğini, ancak diğer müdürün aynı çalışmayı göstermediğini, bir çok haksız suçlamaların yöneltildiği 14.08.2001 tarihli ortaklar genel kurulunda güya müvekkiline işlerini düzeltmesi için süre verildiğini, oysa müvekkilinin düzeltilmesi gerekli hiç bir kötü işinin bulunmadığını, yine diğer şirket ortaklarının haksız ve kötü niyetle müvekkilini savcılığa şikayet ettiklerini, ...'ın olaylar bu şekilde devam edince gazete baş bayiliğini iptal ettiğini, bu tür davranışlar devam edince 27.08.2001 tarihinde tekrar olağanüstü genel kurul istendiğini, bu şekilde şirket faaliyetinin devamının mümkün olmadığını ileri sürerek müvekkilinin payının ödenerek haklı sebeple şirket ortaklığından çıkmasına izin verilmesini, aksi halde şirketin feshini talep etmiştir.
2.Davacılar vekili birleşen Nazilli 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2004/37 E. dava dilekçesinde; şirket ortakları olan müvekkillerinin yine şirket ortağı ve temsilcisi olan davalının müdürlük görevini kötüye kullandığından şüphelendiklerini, bunun üzerine tespit yaptırdıklarını, tespitten hemen sonra davalının elindeki malları satış gibi göstererek elinden çıkardığını, şirket gelir ve giderleri hakkında bilgi vermediğini, şirket ortakları müvekkillerine sadece cep harçlığı mahiyetinde haftalık verdiğini, ...'ı şirkete dahi sokmadığını, 14.08.2001 tarihinde ortaklar kurulu toplantısının yapıldığını, bu toplantıda işleri düzelteceğine söz vermesi üzerine kendisine bu yönde süre verildiğini, ancak aynı hareketlerine devam ettiğini, 27.08.2011 tarihinde müdürlük yetkisinin kaldırıldığını, şirket müdürüyken 10.08.2001 tarihinde oğlu adına işletme kurduğunu, ...'a artık bu yeni kurulan işletme ile hizmet vereceğini ve müvekkili şirketin başka alanda faaliyette bulunacağını bildirerek haksız rekabet eder tarzda şirket zararına ve kendi çıkarına hareket ettiğini, şirket kazancını kendisine aktardığını, sahte faturalar düzenlediğini, sevk irsaliyelerinde müşterilerin ücretin banka yoluyla değil elden verilmesini istediğini ileri sürerek 15.000,00 TL'nin tahsilini talep etmiştir.
3. Davacı vekili birleşen Nazilli 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2002/377 E. sayılı dava dilekçesinde; şirket ortağı ve eski müdürü olan davalının oğlu adına müvekkili ile aynı alanda faaliyet gösteren işletme kurduğunu, ...'a "artık bu yeni kurulan işletme ile hizmet vereceğini ve müvekkili şirketin başka alanda faaliyette bulunacağını" noter vasıtasıyla bildirerek rekabet yasağı, özen yükümü ve sadakat borcuna aykırı tarzda şirket zararına hareket ettiğini, kararları diğer ortaklar adına imzaladığını, kâr payı dağıtmadığını ileri sürerek davalının haklı sebeple şirketten çıkarılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
1.Davalı vekili asıl davaya cevap dilekçesinde; davacının diğer ortaklar adına imza atarak işlem yaptığını, şirket sözleşmesine aykırı olarak kâr payı dağıtmadığını, ortak ...'ın şirkete girişini engellediğini, bu nedenle şirket mallarına bir zarar gelmemesi için mahkemece tespit yaptırdıklarını, şirketin bu hale gelmesine bizzat davacının kusurlu hareketlerinin sebep olduğunu, ... bayiliği işinin feshini ve bayiliğin oğluna verilmesini sağladığını savunarak davanın reddini istemiştir.
2. Davalı vekili birleşen Nazilli 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2004/37 E., sayılı dosyada cevap dilekçesinde; asıl şirket zararına hareket edenin davacı ... olduğunu, zimmetine para geçirdiğini, haksız kazanç elde ettiğini savunarak davanın reddini istemiştir.
3. Davalı vekili birleşen Nazilli 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2002/377 E., cevap dilekçesinde; davanın reddini istemiştir.
III.MAHKEME KARARI
Mahkemece bozma ilamına uyulara kbilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde terditli olarak açılan asıl davada, davacının şirket ortaklığından çıkma talebinin reddine, ... Gazete Mecmua Meşrubat Ticaret Ltd. Şti.'nin feshine, ...'in şirkete kayyım olarak atanmasına, karar kesinleştiğinde tasfiye memuru olarak görevinin devamına, birleşen 2002/377 E. sayılı davada çıkarılma talebinin reddine ve birleşen 2004/37 E. sayılı davanın reddine karar verilmiş, hüküm birleşen dava davacıları ..., ..., ... ve ... vekilince temyiz edilmiştir.
IV. TEMYİZ İNCELEMESİ
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Asıl dava, şirketin feshi, birleşen Nazilli 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2004/37 E. sayılı dava tazminat ve birleşen Nazilli 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2002/377 E. sayılı dava şirketten çıkarılma istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu'nun (6102 sayılı Kanun) geçici 7 nci maddesi.
3. Değerlendirme
1.Davada taraf teşkili ve savunma hakkı için, yargılama sırasında asıl davada davalı birleşen (Nazilli 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2002/377 E.) davada davacı şirketin 19.09.2014 tarihinde 6102 sayılı Kanun'un geçici 7 nci maddesi hükmü uyarınca ticaret sicilinden terkin edildiği bu nedenle asıl davada davalı birleşen (Nazilli 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2002/377 E.) davada davacı şirket hakkında yargılamaya devam edilebilmesi için asıl davada davacı vekiline süre verilerek asıl davada davalı birleşen davada davacı şirketin ihyasının sağlanması, Mahkeme kararının söz konusu şirkete usulüne uygun tebliğ edilmesi hususunda Dairemizin 27.04.2023 ve 25.01.2024 tarihli kararları ile karar verilmiş olup söz konusu şirketin ihyasının sağlanmadığı anlaşılmıştır.
1982 Anayasası’nın 36. ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 27. maddelerinde "taraflar dinlenmeden, iddia ve savunmalarını beyan etmeleri için davet edilmeden, karar verilemeyeceği" hüküm altına alınmıştır. Yargılamanın devamı sırasında asıl davada davalı birleşen (Nazilli 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2002/377 E.) davada davacı şirketin ticaret sicilinden terkin edildiği, bu nedenle taraf ehliyetini yitirdiği, yargılamanın şirketin gıyabında sürdürüldüğü, taraf teşkili sağlanmadan hüküm kurulduğu ve gerekçeli kararın usulüne uygun olarak tebliğinin sağlanmadığı anlaşılmıştır. Bu durumda Mahkemece asıl davada davacı ... vekiline, asıl davada davalı birleşen (Nazilli 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2002/377 E.) davada davacı şirketin ihyasını sağlaması için süre verilip şirketin ihyası sağlandıktan sonra bozma ilamına uyulması ve usuli kazanılmış haklar da nazara alınarak esasa ilişkin karar verilmesi gerekirken bu hususlar gözetilmeden karar verilmesi doğru olmamış hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir.
2.Bozma sebebine göre birleşen dava davacıları ..., ..., ... ve ... vekilinin tüm temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına karar verilmiştir.
V.SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bend uyarınca Mahkeme kararının BOZULMASINA, (2) numaralı bend uyarınca birleşen dava davacıları ..., ..., ... ve ... vekilinin tüm temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, dosyanın Mahkemesine gönderilmesine, peşin alınan temyiz karar harcının istekleri halinde ilgililere iadesine, 24.10.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.