Logo

11. Hukuk Dairesi2024/4651 E. 2025/2898 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: İşyeri devir sözleşmesinden kaynaklanan bakiye devir bedeli ve cezai şart alacağı için başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali davasıdır.

Gerekçe ve Sonuç: Davalının, davacının işyerinde çalışmaması sebebiyle anlaşmaya aykırı davrandığı ve zarara uğradığı iddiasının, açılacak bir davada her zaman ileri sürülebilecek bir husus olması ve ilk derece mahkemesi kararında bir isabetsizlik bulunmaması gözetilerek, istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin bölge adliye mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 43. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/194 Esas, 2024/717 Karar

KARAR : Esastan ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 7. Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2020/162 E., 2021/302 K.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

KARAR

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin kendi adına işlettiği mağazayı bütün demirbaşlarıyla davalı tarafa teslimi için 24.05.2019 tarihinde sözleşme imzalandığını, ancak davalının sözleşme şartlarına uygun davranmadığını, bakiyenin ödenmemesi üzerine, davalı aleyhine bakiye bedel ve cezai şart alacağının ödenmesi için başlatılan icra takibine itirazın haksız olduğunu ileri sürerek itirazın iptaline ve icra inkar tazminatına karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacının müvekkiline borçlu olduğunu, davacının sözleşme şartlarına uymadığını, ... markasının kullanım ve devir hakkının sözleşmede belirtilen tarihte ve gereği gibi devredilmediğini, davacının 24.05.2019 tarihi itibarı ile işyeri ile ilgili borçlardan sorumu olmasına rağmen bunları ödemediğini, sözleşmede belirtildiği üzere davacının, yeni kira kontratı yapılıncaya kadar işyerinde çalışmadığını, davacının mağazada bulunan POS cihazındaki mevcut paraları kendi hesabına aktarıp müvekkiline ödeme yapılmadığını, davacının ... Bankası A.Ş'de bulunan hesabına müvekkili ve kızı tarafından sözleşme bedelinin gönderildiğini, sözleşme öncesi ve sonrası işyeri için yapılan harcamaların davacının hesabına borç olarak gönderildiğini ancak geri alınamadığını savunarak davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile taraflar arasında davacıya ait ''...'' adlı işyerinin davalıya devri konusunda sözleşme imzalandığı, sözleşmede devir bedeli olarak 50.000,00 TL, cezai şart bedeli olarak ise 500.000,00 TL belirlendiği, davalının talebi üzerine işyeri devrinin davalının kızı adına yapıldığı, demirbaşların da yine dava dışı ... adına fatura edildiği, davacı adına olan mağazanın kira sözleşmesi feshedilerek dava dışı ... ile yeni bir kira sözleşmesi düzenlendiği, davalı tarafça işyeri devir bedeli olarak kararlaştırılan 25.000,00 TL'nin ödendiği, ancak bakiye 25.000,00 TL'nin ödenmediği, her ne kadar davalı tarafça sözleşme bedelinin ödendiği belirtilmiş ise de sunulan banka dekontları 25.000,00 TL'nin tam karşılığı olmadığı gibi açıklama kısmında da bu hususun belirtilmediği, dosyada bulunan mail içeriğine göre de gönderilen kısmi paraların sözleşme bedeli olarak gönderilmediği anlaşıldığından davalı cevaplarına itibar edilemeyeceği, taraflar arasında imzalanan sözleşmenin geçerli olduğu ve tarafları bağlayacağı, davalı tarafın sözleşmede belirlenen kendi üzerine düşen edimini yerine getirmediği, buna bağlı olarak davacının cezai şart talep edebileceği, ancak davanın kısmi olarak açıldığı, (50.000,00 TL üzerinden), alacak miktarının takip tarihinde likit ve belirlenebilir olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne, İstanbul Anadolu 21. İcra Müdürlüğü’nün 2019/23933 sayılı dosyasında davalı borçlunun yapmış olduğu itirazın iptaline, takibin 50.000,00 TL asıl alacak (25.000,00 TL'si cezai şart, 25.000,00 TL'si ise sözleşme bakiye bedel alacağı) üzerinden devamına, asıl alacağa takip tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesine, alacak miktarı takip tarihinde likit ve belirlenebilir olduğundan asıl alacağın (50.000,00 TL) %20’si oranında tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş, hüküm, davalı vekilince istinaf edilmiştir.

IV. İSTİNAF

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile taraflar arasındaki işletme devri sözleşmesinin 4. maddesinde devir bedelinin 50.000,00 TL olarak belirlendiği, bunun 25.000,00 TL'sinin 24.05.2019 tarihinde, kalan 25.000.00 TL'sinin 30.06.2019 tarihinde ödeneceğinin kararlaştırıldığı, davalı tarafından sunulan 24.05.2019 tarihli dekonta göre ilk bedel 25.000,00 TL'nin davacıya ödendiği, bunun dışında bakiye 25.000,00 TL'nin ödenmesine ilişkin bir belgeye dosyada rastlanmadığı, ancak davalı tarafça bakiye bedelin ödendiğinin ileri sürüldüğü, davalı tarafından sunulan ve davalının adına olan dekontlardaki işlem açıklamaları nazara alındığında bu dekontların bakiye bedel ödemesiyle ilgilerinin bulunmadığı, kalan dekontların ise davalının rızası ve göstermesiyle işletmenin devredildiği kızı ... tarafından gönderilen toplam 4.400,00 TL'ye ilişkin olup, bu dekontlarda herhangi bir açıklama bulunmadığı, dolayısıyla bu ödemelerin devir bedeline ilişkin olduğunun kabulü mümkün olmayıp, davalının devir bedeline ilişkin bakiye 25.000,00 TL'den sorumlu olduğu, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun (TBK) 179/2 hükmüne göre ceza, borcun belirlenen zaman veya yerde ifa edilmemesi durumu için kararlaştırılmışsa alacaklının hakkından açıkça feragat etmiş veya ifayı çekincesiz olarak kabul etmiş olmadıkça, asıl borçla birlikte cezanın ifasını da isteyebileceği, davalı tarafça sözleşmede kararlaştırılan sürede devir bedeline ilişkin bakiye 25.000,00 TL ödenmediğinden sözleşmenin 6. maddesinde düzenlenen cezai şartın koşullarının oluştuğu, davalı tarafça, "..." markasının devrinin gereği gibi ifa edilmediği ve internet satış hakkının devredilmediğinin ileri sürüldüğü, taraflar arasındaki sözleşmenin 2. maddesinde "..." markasının kullanım ve devir hakkının 24.05.2019 tarihinde davalı ...'ya devredildiğinin düzenlendiği, .... Noterliğinin 29.05.2019 tarihli lisans sözleşmesi ile de "..." markasının kullanım hakkının 1 yıl süre ile davalının kızı ...'ya devredildiği, söz konusu noter devir sözleşmesine herhangi bir çekince konulmadığı, bu haliyle 29.05.2019 tarihli lisans sözleşmesinin anlaşma şartlarına aykırı olduğu ve 1 yıl süreli olarak düzenlenmesinin davacının yükümlülüğünü gereği gibi yerine getirmediğinin gösterdiği hususlarının ispatlanamadığı, taraflar arasındaki sözleşmede internet satış hakkıyla ilgili olarak bir düzenleme bulunmadığı, ayrıca sözleşmede davacının 24.05.2019 tarihi itibariyle işyeri ile ilgili tüm borçlardan sorumlu olduğu, işyerinin kurulmasından bu zamana kadar tüm gider ve masrafların davalı tarafından karşılandığı ve davacının 01.06.2019 tarihinde yapılacak kira kontratına kadar işyerinde çalışmaya devam edecektir şeklindeki anlaşma şartını yerine getirmediği ileri sürülmüş ise de 24.05.2019 tarihi itibariyle işyeri ile ilgili borç bulunduğu ispatlanamadığı gibi sözleşmenin 5. maddesinde davalı ...'nın bugüne kadar bankadan borç olarak gönderdiği tüm alacaklarından vazgeçtiğinin düzenlendiği, davacının, devredilen işyerinde 01.06.2019 tarihinde yapılacak kira kontratına kadar çalışmasına ilişkin olarak çalışmanın şekli ve niteliğinin sözleşmede belirlenmediği, bu şartın gerçekleşmediğinin de ispatlanamadığı, davacının işyerine ait POS cihazında mevcut paraları 25.05.2019 tarihinde kendi hesabına aktardığının iddia edildiği, ancak işyeri devrinin 24.05.2019 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere yapıldığı, POS ile tahsil edilen söz konusu paraların devirden sonraki satışlara ilişkin olduğunun iddia ve ispat edilmediği, tüm bu hususlar birlikte değerlendirildiğinde davalının savunma ve iddialarının cezai şartın koşullarına bir etkisinin bulunmadığı, İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu gerekçesiyle davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş, hüküm, davalı vekilince temyiz edilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Dava ve Hukuki Nitelendirme

Dava, işyeri devir sözleşmesinden kaynaklandığı ileri sürülen bakiye devir alacağı ve cezai şartın tahsili için başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali talebine ilişkindir.

B. Değerlendirme ve Gerekçe

Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına, taraflar arasındaki sözleşmenin 6. maddesinin içeriği karşısında, davalının, davacının, işyerinde çalışmamasından dolayı anlaşmaya aykırı davrandığı ve zarara uğradığı savunmasının açılacak bir davada her zaman ileri sürülebilecek olmasına göre yapılan istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (HMK) 353/1-b(1) hükmü uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.

VI. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK'nın 370/1 hükmü uyarınca ONANMASINA, aynı Kanun'un 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine, 28.04.2025 tarihinde kesin olarak oy birliğiyle karar verildi.