"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
SAYISI : 2020/404 Esas, 2022/523 Karar
HÜKÜM : Kabul
Taraflar arasında görülen davada mahkemece verilen kararı bozan Dairenin kararı aleyhinde davacı vekili tarafından karar düzeltme talebinde bulunulmuş olmakla, tüm belgeler okunup, incelendikten sonra gereği konuşulup görüşüldü:
KARAR
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; davalının müvekkili aleyhine ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takip başlattığını, müvekkilinin davalı ile dava dışı kiracı ... arasında düzenlenen finansal kiralama sözleşmesi için davalı lehine taşınmazı üzerinde ipotek tesis ettiğini, kiracının 13.11.2009 tarihine kadar kira bedellerini düzenli olarak ödediğini, 13.11.2009 tarihinde ise finansal kiralama konusu aracın yandığını, olayda araç sürücüsünün kusurlu olmadığının anlaşıldığını, aracın kiralayan tarafından sigortalattırıldığını ve sigorta şirketi tarafından tam zayi hali kabul edilerek 57.500,00 TL'nin davalı şirkete ödendiğini, ayrıca aracın satışından elde edilen 40.000,00 TL'nin de davalı şirkete ödenerek müvekkilinin ödemesi gereken kira bedellinin üstünde araç için ödeme yapıldığını, 3226 sayılı Finansal Kiralama Kanunu'nun (3226 sayılı Kanun)14 üncü maddesinin kiracının sorumluluğunun sigortanın ödeme yapmadığı kısımla sınırlandırıldığını, ortada ödenmemiş borç kalmadığı halde davalının takip yaptığını ileri sürerek müvekkilinin davalıya borcu olmadığının tespitine ve davalının %40 oranında tazminatla sorumlu tutulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; dava dışı kiracının kira borçlarını ödemeyerek temerrüde düştüğünü, sözleşmenin müvekkilince haklı nedenle feshedildiğini, daha sonra davacıya ihbarname gönderildiğini, borç ödenmeyince de ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takip başlattıklarını, sigorta tazminatının ve araç satışından gelen paranın borca mahsup edildiğini, sigorta tazminatının karşılamadığı kısımdan kiracının sorumlu olduğunu, kiracının 2009 Temmuz ayından bu yana hiç ödeme yapmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemece bozma ilamına uyularak kanunen tutulması zorunlu olan defterlerle kanunen tutulması zorunlu olmayan muavin defterlerinin varlığı karşısında, davalının ticari defter kayıtlarına ait 29.04.2010 tarihli muhasebe fişine ve 2010 yılı defter-i kebir kayıtlarına göre dava dışı ... hesaplarının sıfır olduğu görüldüğü, bu doğrultuda taşınmazını, dava dışı ...'ın davalıya karşı finansal kiralama sözleşmesinden doğan borçları için ipotek veren davacının da davalıya bir borcunun bulunmadığı, davalının takibinde haksız olmakla birlikte, kötü niyetli olduğunun kanıtlanmadığı gerekçesi ile davanın kabulüne, kötü niyet tazminatı talebinin reddine karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiş, dairemizin 15.02.2024 tarihli, 2022/6922E. ve 2024/1138 K. sayılı kararı ile bozulmasına karar verilmiş, dairemiz ilamına karşı davacı vekilince karar düzeltme yoluna başvurulmuştur.
IV. KARAR DÜZELTME İNCELEMESİ
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, menfi tespit istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (1086 sayılı Kanun) 440 ıncı ve 442 nci maddeleri, 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu'nun 72 nci maddesi.
3. Değerlendirme
Dosyadaki yazılara, Mahkeme kararında belirtilip Yargıtay ilamında benimsenen gerektirici sebeplere göre, davacı vekilinin 1086 sayılı Kanun’un 440 ıncı maddesinde sayılan hallerden hiçbirisini ihtiva etmeyen karar düzeltme isteminin reddi gerekir.
V. SONUÇ: Davacı vekilinin karar düzeltme isteminin 1086 sayılı Kanun'un 442 nci maddesi gereğince REDDİNE, alınması gereken karar düzeltme harcı peşin ödenmiş olduğundan yeniden alınmasına yer olmadığına ve 3506 sayılı Yasa ile değiştirilen 1086 sayılı Kanun'un 442 nci maddesinin üçüncü fıkrası uyarınca takdiren 2.505,00 TL para cezasının karar düzeltme isteyenden alınarak Hazine'ye gelir kaydedilmesine, 18.12.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.