Logo

11. Hukuk Dairesi2024/4809 E. 2025/2894 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kesinleşen icra takibinden mal kaçırmak amacıyla devredilen marka ile iltibas oluşturacak ve icra dosyasındaki markanın değerini düşürecek şekilde kötü niyetle tescil ettirilen markanın hükümsüzlüğüne ilişkin talepte, davacının dava açmakta hukuki yararının bulunup bulunmadığı.

Gerekçe ve Sonuç: Davacının alacağına konu markanın icra yoluyla satış işlemlerinin henüz sonuçlanmadığı ve bu nedenle davacının davalı şirket adına tescilli markadan dolayı henüz bir zarara uğramadığı, davacının dava açmakta hukuki yararı ve aktif dava ehliyetinin bulunmadığı gözetilerek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılıp davanın usulden reddine karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

KARAR

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili tarafından dava dışı borçlu ... aleyhine başlatılan icra takibinin kesinleştiğini, borçlunun mal kaçırma maksadıyla, adına tescilli 2010/... sayılı "..." ibareli markayı dava dışı ...'e devretmesi üzerine açtıkları tasarrufun iptali davasının kabulüne karar verildiğini, marka üzerine ihtiyati haciz konulduğunu ve icra dosyası üzerinden müvekkiline satış yetkisi verildiğini, ancak dava dışı ...'in tasarrufun iptali davasından hemen sonra, bahse konu markanın değerini düşürmek ve haksız olarak kullanımına devam etme kastı ile aynı ibareli markayı aynı emtia sınıfında tescil ettirmek üzere kötüniyetli olarak marka başvurusunda bulunduğunu, satışa konu marka da davalı şirket ortağı adına kayıtlı olduğundan ve itiraz edilmeyeceğinden aynı marka için tescilin sağlandığını, bu hususun markanın satışı için icraya başvurulacağı sırada öğrenildiğini, markaların gerek emtia gerek işaret yönlerinden aynı/benzer olduğunu, aralarında iltibas oluştuğunu, dava konusu markaya ilişkin başvurunun kötüniyetli olduğunu gösterir delillerin mevcut olduğunu ileri sürerek 2017/96039 numaralı "..." ibareli markanın 30 ve 43. sınıflar bakımından hükümsüzlüğüne karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı cevap vermemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile 2010/... numaralı marka ile davalıya ait 2017/96039 numaralı marka için ... ibaresinin esaslı unsur olduğu, hem sınıf benzerliği, hem işitsel, görsel, anlamsal benzerlik olup markanın kullanımı tüketici çevresi için kullanım arasında bağlantı olduğu ihtimali dahil olmak üzere karıştırma ihtimali yaratacak ve iltibasa yol açacak şekilde olduğu, önceki 2010/... numaralı markanın sahibi olan ...'in markayı devir ile aldığı, ...'in kurucusu ve müdürü olduğu ... Gıda Ürünleri San. Tic. Ltd. Şti'nin istihkak iddiasına ilişkin davanın İzmir 9. İcra Hukuk Mah. 2017/470 esasına kayden 30.05.2017 tarihinde açıldığı, marka devir işlemine ilişkin olarak tasarrufun iptali davasının ise İzmir 5. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2017/394 esasına kayden 24.08.2017 tarihinde açıldığı, ...'in açılan davanın sonucunda devir işleminin iptaline yönelik karar verilebileceğini bilebilecek durumda olduğu, devir işlemine ilişkin açılan tasarrufun iptali davasından iki ay sonra 26.10.2017 tarihinde, ...'in kurucusu ve müdürü olduğu ... Turizm San. ve Tic. A.Ş.'nin aynı esaslı unsurla ve aynı sınıflarda 2017/96039 numaralı marka için başvuru yaptığı, amacının 2017/394 E. sayılı dosya kapsamında alınacak kararı boşa çıkarmak ve ... markasından haksız yararlanmak olduğu, marka tescilinin kötüniyetli olduğunun anlaşıldığı gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm, davalı vekilince istinaf edilmiştir.

IV. BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile dava tarihi itibariyle davacının alacağına konu dava dışı ... adına tescilli 2010/... numaralı "..." markasının henüz icra işlemlerinin ve markanın satış işlemlerinin sonuçlanmadığı, bu nedenle davacının davalı şirket adına tescilli 2017/96039 numaralı ... markasından dolayı zarara uğradığı olgusunun gerçekleşmediği; eldeki davanın, kesinleşmiş mahkeme kararına dayalı olarak alacak miktarıyla sınırlı tasarrufun iptali işlemleri henüz tamamlanmadan bu aşamada erken açılmış bir dava olduğu, davacının dava açmakta hukuki yararı ve aktif dava ehliyetinin bulunmadığı gözetilerek davanın 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (HMK) 114/d-h ve 115. maddeleri gereği dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde kabulüne karar verilmesinin isabetli görülmediği gerekçesi ile davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, yeniden hüküm kurulmasına, davanın aktif dava ehliyeti dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine karar verilmiş, hüküm, davacı vekilince temyiz edilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Dava ve Hukuki Nitelendirme

Dava, kesinleşen icra takibinden mal kaçırmak maksadıyla devrolunan marka ile iltibas oluşturacak nitelikte ve icra dosyasındaki markanın değerini azaltacak sonrasında da haksız kullanıma sebebiyet verecek şekilde kötüniyetle marka tescil ettirildiği iddiasına dayalı marka hükümsüzlüğü talebine ilişkindir.

B. Değerlendirme ve Gerekçe

İlk Derece Mahkemesince verilen karara yönelik olarak yapılan istinaf başvurusu üzerine HMK'nın 355. vd. maddeleri kapsamında yöntemince yapılan inceleme sonucunda Bölge Adliye Mahkemesince esastan verilen nihai kararda, dosya kapsamına göre saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kurallarına aykırı bir yön olmadığı gibi aynı Kanun'un 369/1 hükmü ve 371. maddesinin uygulanmasını gerektirici nedenlerin de bulunmamasına göre usul ve yasaya uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.

VI.SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK'nın 370/1 hükmü uyarınca ONANMASINA, aynı Kanun'un 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine, 28.04.2025 tarihinde kesin olarak oy birliğiyle karar verildi.