"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
SAYISI : 2023/219 Esas, 2024/99 Karar
HÜKÜM : Davanın kabulü
İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak verilen karar davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
KARAR
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin davalı şirket müdürü ... ile 01.09.2005 tarihinde davalı şirketi kurduklarını, davalı şirketin ticari faaliyetine kuyumcu dükkanı işletmesi şeklinde aktif olarak devam ettiğini, davalı şirket ortağı ve müdürü olan ...'in 2007 yılından beri şirketin tüm yönetimini ele aldığını, şirketin işletmesi ve merkezi olan kuyumcu dükkanına müvekkilini sokmadığını, bilgi, hesap ve kâr payı vermediğini, şirket sermayesine zarar verici davranışlar içerisinde olduğunu, bu kapsamda şirket ortaklığının sürdürülmesinin artık beklenemez hale geldiğini ileri sürerek, davalı şirketin fesih ve tasfiyesine karar verilmesini istemiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; şirket müdürünün davacı şirket ortağını defalarca şirkete çağırmasına ve sorumluluğu paylaşmaya davet etmesine rağmen davacının hiçbir işle ilgilenmediğini, şirket ortakları arasında kanıtlanabilir ciddi anlaşmazlık, huzursuzluk ve devamlı geçimsizlik yaşanmadığını, şirketin piyasa durumuna göre kar etme olasılığının bulunduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
III.MAHKEME KARARI
Mahkemece bozma ilamına uyularak tüm dosya kapsamına göre, yeniden bilirkişi incelemesi yapılmak üzere 09.11.2023 tarihinde duruşmada hazır bulunan davacı vekilinden usulüne uygun ihtarla birlikte delil avansı yatırılmasının istendiği, ancak davacı tarafından kendisine verilen kesin süre içerisinde eksik delil avansının yatırılmadığı ve davacı vekilince 15.02.2024 tarihli celsede müvekkilinin ödeme gücünün bulunmadığının beyan edildiği, delil avansının yatırılmaması halinde yargılamaya devam edileceği ve o delille ispatlanacağı düşünülen vakıanın ispatlanamamış sayılacağı, böyle bir durumda hakimin mevcut delil durumuna göre karar verileceği düzenlenmiş olup, yeniden bilirkişi raporu alınması yoluna gidilmeden mevcut delil durumuna göre yargılamaya devam edildiği, açıklanan gerekçelerle, bozma ilamında belirtilen yönde fesih talebi bakımından davalı şirketin feshi yerine davacı ortağın payının gerçek değerinin tespiti ile ödenmek suretiyle şirketten çıkarılmasının duruma uygun düşen kabul edilebilir bir çözüm olduğu ve yeniden bilirkişi incelemesi yapılması yönünde ara karar oluşturulmuşsa da sözkonusu bilirkişi incelemesi için gerekli olan delil avansının ispat yükü üzerinde olan davacı yanca yatırılmaması karşısında sözkonusu delilden vazgeçmiş sayılarak mevut delil durumuna göre karar verilmesi gerektiği, bozma ilamı nazara alındığında karar tarihine en yakın tarihteki şirketin değerinin ve bu arada çıkarılmasına karar verilecek olan ortağın pay değerinin belirlenmesi gerekmekteyse de bu yönde bilirkişi incelemesi yaptırılamadığından daha önce alınan 08.01.2020 tarihli bilirkişi raporunda hesaplanan bilirkişi incelemesine göre belirlenen 6.063,49 TL pay değeri üzerinden karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle davanın kabulüne, davacı ortağın davalı şirketten ayrılması suretiyle bu ortaklıktan çıkarılmasına, 6.063,49 TL ortaklık payının davalı şirketten tahsiline karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir.
IV. TEMYİZ İNCELEMESİ
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, haklı nedene dayalı olarak davalı şirketin feshi veya davacının çıkarılması istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu'nun 636 ncı maddesi.
3. Değerlendirme
Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekilinin bütün temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
V.SONUÇ: Davacı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA, dosyanın Mahkemesine gönderilmesine, temyiz harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına mahal olmadığına, 18.12.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.