"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 43. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2023/1535 Esas, 2024/956 Karar
HÜKÜM : Kabul
İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul 8. Asliye Ticaret Mahkemesi
SAYISI : 2014/982 E., 2018/1242 K.
Bölge Adliye Mahkemesince bozmaya uyularak verilen karar Yargıtayca duruşma istemli olarak davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne, dava konusu meblağ 567.540,00 TL'nin altında bulunduğundan 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (HMK) 369/2 hükmü gereğince duruşma isteğinin reddine karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
KARAR
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili şirketin kalkınmada öncelikli bölgede yer alan Kahramanmaraş'ta pamuk ipliği üretimi işiyle iştigal ettiğini, Bakanlar Kurulunun 28.08.2006 tarih ve 2006/10921 sayılı "Yatırımlarda Devlet Yardımları Hakkında Karar"ın Ekim 2006 tarihinde Resmi Gazete'de yayımlanmasını müteakip, yatırım yapma kararı aldığını, bu kapsamda T.C. Ekonomi Bakanlığı Teşvik Uygulama ve Yabancı Sermaye Genel Müdürlüğü'ne müracaat ederek, yatırım teşvik belgelerini aldığını, akabinde, davalı bankanın Kahramanmaraş Şubesine müracaat ederek, 2006/10921 sayılı Karar gereğince, teşvik kapsamında yatırım kredisi talebinde bulunduğunu, talebi olumlu karşılanan müvekkiline 19.04.2007 ile 21.11.2007 tarihleri arasında, 4 ayrı itfa planı ile toplam 8.961.000,00 euro yatırım kredisi kullandırıldığını, her iki teşvik belgesinde faiz desteği olduğunu, her ne kadar Bakanlar Kurulu, 2009/15199 sayılı kararı ile 2006/10921 sayılı kararı yürürlükten kaldırmış ise de, geçici hükümle önceki teşvik kararları için Bakanlar Kurulunun 2006/10921 sayılı kararının uygulanacağının öngörüldüğünü, döviz kredilerindeki faiz desteğinin 2 puan olup, azami 1.000.000,00 TL olduğunu, kullanılan kredilerin geri ödemesinin 26.12.2007'de başlayıp, Ağustos-2014'e kadar devam ettiğini, kredi geri ödemelerinin itfa planına uygun olarak gecikme olmaksızın düzenli şekilde ödendiğini, her ne kadar kullanılan kredinin faiz desteği bütün faiz ödemelerini kapsamakta ise de, T.C. Ekonomi Bakanlığı ile Bankalar arasındaki faiz desteğine ilişkin protokolün davalı banka ile 05.05.2010 tarihinde imzaladığını, ancak davalı bankanın, protokol imzaladığını müvekkili şirkete bildirmediği gibi, protokolü imzaladıktan sonra ödenen faizlerin 2 puanlık kısmını faiz desteği kapsamında Bakanlıktan talep etmeyerek müvekkili şirketi zarara uğrattığını, çünkü 2006/10921 sayılı kararın uygulanmasına ilişkin 2006/3 sayılı Hazine Müsteşarlığı Tebliği'nin 22. maddesine göre faiz desteğine ilişkin Bakanlığa sadece bankaların müracaat edebildiğini, davalı banka Ekonomi Bakanlığına müvekkili adına faiz teşviğinden yararlanması için, süresinde müracaat etmediğinden müvekkil şirketin faizleri ödemek zorunda kaldığını ve faiz teşviğinden yararlanamadığını, davalı bankanın protokolü imzaladığı 05.05.2010 tarihinden itibaren toplam 335.970,15 euro faiz ödemesi yapıldığını, ödenen bu faizlerin Bakanlıktan alınması gereken 2 puanlık kısmının 163.697,19 euro olduğunu, davalı bankanın faiz desteği için başvurmayarak, müvekkili şirketin 163.697,19 euro zararına yol açtığını ileri sürerek, 163.697,19 euro maddi zararın dava tarihinden itibaren en yüksek avans faizi ile birlikte fiili ödeme günündeki Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası (TCMB) efektif satış kuru üzerinden davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacının yatırım teşvik belgeleri ile yurt dışında mukim ... ... Ltd.’den 2007 yılında yurt dışı kaynaklı kredi kullandığını, müvekkili bankanın davacının yurt dışından kredi kullanmasına aracılık ettiğini, davacının yatırım teşvik belgelerini ilgi tutarak 19.04.2013 tarihinde müvekkili bankadan talepte bulunduğunu, bu talebin müvekkili banka tarafından Ekonomi Bakanlığına iletildiğini, ancak bakanlığın talebe olumsuz yanıt verdiğini, yatırım teşvik belgelerindeki yatırım süresi, protokolün tanzim tarihinde sona erdiğinden davacının talebinin haksız olduğunu, müvekkili bankanın davacının ne vekili, ne ticari mümessili ya da ticari vekili olduğunu, davacının talebi olmadan kendiliğinden davacı adına böyle bir talepte bulunmasının mümkün olmadığını, davacının basiretli tacir gibi davranmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
III. BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
Bölge Adliye Mahkemesince bozma ilamına uyularak yapılan yargılama neticesinde, bankaların güven kuruluşu olduğu, sözleşmeden kaynaklanan borcun yerine getirilmemesinde kusurunun olmadığının banka tarafından ispat edilmesi gerektiği, davacının faiz talebinde haklı olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm, davalı taraf vekilince temyiz edilmiştir.
IV. TEMYİZ
A. Dava ve Hukuki Nitelendirme
Dava davacının teşvik belgesi kapsamında kullandığı kredi için devletçe karşılanan faiz desteğine ilişkin işlemlerin bankaca yapılmadığı gerekçesi ile uğradığı zararın tazmini talebine ilişkindir.
B. Değerlendirme ve Gerekçe
Dosyadaki yazılara, Bölge Adliye Mahkemesince HMK'nın 373/3 hükmü uyarınca uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı vekilinin bütün temyiz itirazları yerinde değildir.
V. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK'nın 370/1 hükmü uyarınca ONANMASINA, aynı Kanun'un 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine, 22.01.2025 tarihinde kesin olarak oy birliğiyle karar verildi.