"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/706 Esas, 2023/250 Karar
HÜKÜM : Ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara 5. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2019/402 E., 2021/14 K.
Taraflar arasındaki davalı TÜRKPATENT kararının iptali davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili Şirketin 12.06.2018 tarihinde 2018/57096 sayılı ... koleji+şekil ibareli marka başvurusunda bulunduğunu, davalı Şirket tarafından ... ibareli markalarına dayalı olarak başvuruya itiraz edildiğini, Markalar Dairesi Başkanlığınca, 2016/60507 ve 2017/17943 sayılı markalara dayalı itirazın yerinde görüldüğünü ve başvuru kapsamından 41. sınıf hizmetlerin çıkarıldığını, bu karara hem müvekkili hem de davalı Şirket tarafından itiraz edildiğini, itirazı inceleyen Yeniden İnceleme ve Değerlendirme Kurulu'nun (YİDK) müvekkili itirazını reddettiğini, davalı Şirket itirazını ise kabul ederek 43. sınıf hizmetleri de başvuru kapsamından çıkardığını, bu kararın hukuka ve yasaya aykırı olduğunu, ... ibaresini müvekkilinin uzun süredir kullandığını, müvekkili Şirketin kurucusu ve büyük ortağı ...'ın, ... kelimesini marka olarak kullanmaya ilk olarak 01.02.1995 yılında ... İletişim ve Prodüksiyon A.Ş. ile başladığını, ... ve ortaklarının 1995 senesinde Ankara'da yayın hayatına başlamış olan ... FM'i kurduklarını, bu yayıncılığa 2005 senesinde ... TV'yi ilave ettiklerini, ... TV'nin kurucuları ... ve ortaklarının, 2015 yılında ... Koleji Eğitim Kurumları AŞ. 'yi kurduklarını, müvekkilinin ... markasını 41. ve 43. sınıfta ve bilhassa eğilim hizmetlerinde itiraz edenin marka başvurusundan çok önce kullanmaya başladığını, müvekkilinin ... Koleji adıyla ilk ruhsatını 19.08.2015 tarihinde aldığını, muteriz şirketin eğitim faaliyetinin bulunmadığını, ... kelimesinin yaygın kullanımı nedeniyle bir kişinin tekeline verilemeyeceğini, markalar arasında benzerlik bulunmadığını ileri sürerek YİDK'in 2019-M-8043 sayılı kararının iptaline, müvekkili başvurusunun 41. ve 43. sınıflar yönünden de tesciline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
1.Davalı Türk Patent ve Marka Kurumu vekili cevap dilekçesinde; Kurum kararının usul ve yasaya uygun olduğunu, dava konusu başvuru ile redde mesnet markalar arasında, başvuru kapsamından çıkarılan hizmetler yönünden karıştırılmaya yol açacak düzeyde benzerlik bulunduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
2.Davalı Şirket vekili cevap dilekçesinde; müvekkili Şirketin kendi sektörü içinde saygın bir yere sahip olup, bugüne kadar bitirmiş olduğu projeler ile ülkeye önemli değerler kazandırdığını, dava konusu YİDK kararının yerinde bulunduğunu, dava konusu marka başvurusunun, müvekkilinin ... ibareli markaları ile karıştırılma ihtimaline neden olacak derecede benzer olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile dava konusu başvuru kapsamından çıkarılan hizmetlerin, redde mesnet markaların kapsamlarındaki hizmetlerle aynı/aynı tür/benzer hizmetler oldukları, taraf markalarının görsel, işitsel ve kavramsal olarak davaya konu hizmetler bakımından iltibas tehlikesi oluşturacak derecede benzer olmadıkları, her ne kadar markalar arasında ... kelimesinin varlığından kaynaklı müştereklik bulunsa da, bu ibarenin markalar arasında iltibas tehlikesi oluşturmaya yetecek nitelikte güçlü ayırt ediciliğinin bulunmadığı, dava konusu marka başvurusunda yer alan yelkenli figürünün ayırt ediciliğe etkisinin bulunduğu, marka sahipleri arasında idari veya ekonomik bir bağlantı kurmayacağı, bu nedenle markalar arasında 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu'nun (6769 sayılı Kanun) 6 ncı maddesinin birinci fıkra koşullarının meydana gelmediği gerekçesiyle davanın kabulü ile 2019-M-8043 sayılı YİDK kararının iptaline karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuşlardır.
B. İstinaf Sebepleri
1.Davalı TÜRKPATENT vekili istinaf dilekçesinde özetle; taraf markaları arasında maddesi anlamında iltibas tehlikesi oluşturacak derecede benzerlik bulunduğunu ileri sürerek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasını ve davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
2.Davalı Şirket vekili istinaf dilekçesinde özetle; mahkemece gerekçeli kararda var olan nispi ret nedenleri hususunda yapılan değerlendirmeye iştirak edilmesinin mümkün olmadığını, dava konusu başvuru ile müvekkili markaları arasında karıştırılma ihtimaline neden olacak derecede benzerlik olduğunu, karıştırılma ihtimali bulunup bulunmadığının hukuki nitelikli bir değerlendirme olması nedeniyle bilirkişi raporunun mahkemeyi bağlayıcı olmamasına rağmen mahkemece bilirkişi raporuna atfen verilen kararın bu yönüyle de ortadan kaldırılması gerektiğini, yerel mahkemece verilen gerekçeli kararda, müvekkil Şirketin markasının ayırt ediciliğinin zayıf olması nedeniyle bu ibarenin müvekkilinin tekeline bırakılamayacağının kabul edildiğini ancak bu değerlendirmenin de doğru olmadığını, taraf markaları arasında iltibas tehlikesi oluşturacak derecede benzerlik bulunduğunu ileri sürerek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasını ve davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile dava konusu başvurunun kapsamından çıkarılan 41. ve 43. sınıf hizmetlerin, davalının redde mesnet markalarının kapsamlarında yer alan hizmetlerle benzer olduğu, dava konusu başvuruda yer alan şekil unsuru ayırt edicilikte geri planda olup, "kolej" ibaresinin de ayırt ediciliğe katkısının olmaması nedeniyle başvurunun asli unsurunun "..." ibaresi olduğu, redde mesnet markalarda yer alan "Turizm" ve "İnternational" ibarelerinin ayırt edicilikleri bulunmadığından, bu markaların asli unsurunun da "..." kelimesi olduğu, "..." ibaresinin başvuru kapsamından çıkarılan hizmetler yönünden tanımlayıcı veya tasviri bir nitelik taşımadığından ayırt edici niteliği bulunduğu, bu ibarenin, günlük dildeki anlamı ve sıklıkla kullanılması nedeniyle sahip olduğu ayırt ediciliğin çok güçlü olmadığı söylenebilirse de, dava konusu başvurunun da asli unsurunun yalnızca bu ibareden oluşması, başvuruda yer verilen diğer unsurların ayırt ediciliğe katkılarının bulunmaması karşısında, dava konusu başvuru ile redde mesnet davalı markaları arasında ortalama alıcılar nezdinde işitsel, görsel ve anlamsal olarak bıraktıkları genel izlenim itibariyle ilişkilendirilme ihtimalini de içerecek şekilde karıştırılmaya yol açacak düzeyde bir benzerlik bulunduğu, davacı tarafça, davalı markalarının eğitim sektöründe kullanılmadığı iddia edilmiş ise de, redde mesnet markaların tescil tarihleri ile dava konusu başvurunun yapıldığı tarih arasında beş yıllık sürenin bulunmaması nedeniyle bu yönden bir inceleme yapılmadığı, davacı tarafça, "..." ibaresinin davalıdan daha önce kendilerince kullanıldığı ileri sürülmüş ise de, başvuru kapsamından çıkarılan hizmetler yönünden davacıya müktesep hak sağlayacak nitelikte önceki tarihli tescilli bir markanın bulunmadığı, fiili marka kullanımının ise tescilli bir markaya rağmen fiilen kullanılan ibarenin tesciline imkan tanımadığı gerekçesiyle davalı taraf vekillerinin istinaf başvurularının kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmünün kaldırılmasına, yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına, davanın reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; müvekkili şirket markasındaki şekillerin dikkate alınmadığını, tarafların tüketici kitlelerinin farklı olduğunu, bilirkişi değerlendirmesinin dikkate alınmadığını, taraf markaları arasında iltibas riski bulunmadığını, kullanım alanı geniş olan bir ibarenin davalıya özgülenmesinin doğru olmadığını belirterek kararın bozulmasını istemiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, YİDK kararının iptali istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
2. 6769 sayılı Kanunun 6 ncı maddesi.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
10.10.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.