"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2024/763 E., 2024/1192 K.
BİRLEŞEN DAVADA DAVALI : ... vekili Avukat ...
HÜKÜM : Ret
Bölge Adliye Mahkemesince bozmaya uyularak verilen karar asıl ve birleşen davada davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
KARAR
I. DAVA
Davacı vekili asıl ve birleşen davaya ilişkin dava dilekçesinde; müvekkilinin 33 yılı aşkın zamandan bu yana sağlık sektöründe faaliyet gösterdiğini, markasının 33 yılı aşkın sürede kesintisiz kullanımı ile sağlık hizmetleri alanında müvekkili ile özdeşleştiğini, en eskisi 1996 yılında olmak üzere markasının tescilli sahibi olduğunu, sözü edilen markaların 177751, 2009 30233 ve 2009 30234 numaralı markalar olduğunu, müvekkilinin markalarının 41. sınıfta yer alan hizmetler üzerinde 20 yıldır tescilli olduğunu ve 33 yılı aşkın süredir de gerçek hak sahibi olduğu markaların seri markası niteliğindeki markasının 41. sınıfta tescil ettirmek istediklerini, başvurularının daha önce tescilli olan 177751 sayılı markalarının kapsamı ile aynı hizmetlere ilişkin olduğunu, redde dayanak gösterilen markaların sahibi ile müvekkili arasında İstanbul’da görülmekte olan ve 177751 sayılı markalarından kaynaklı ihtilaf konusu nedeniyle başvurularının reddedildiğini, dava konusu (Yeniden İnceleme ve Değerlendirme Kurulu (YİDK) kararının hukuki uyuşmazlığın aslını bilmeksizin haksız ve hukuki dayanaktan yoksun farazilere dayalı olduğunu, YİDK kararında dayanak alınan yargılamada müvekkilinin 177751 sayı ile tescilli markasının 41. sınıfta yer alan bir kısım hizmetler bakımından kullanılmadığı gerekçesiyle hükümsüzlüğü talebiyle İstanbul 2. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi nezdinde açılan davada müvekkilinin markasının bir kısım hizmetler bakımından kullanılmadığı gerekçesiyle kısmen iptaline karar verildiğini, anılan kararı temyiz ettiklerini ve halen temyiz incelemesinde olduğunu, bu dosyanın incelemesinin devam etmesi nedeniyle müvekkilinin iş bu davaya konu 2016/20794 sayılı marka başvurusu bakımından herhangi bir etkisinin olmayacağını, Kurumun gerekçe olarak gösterdiği davanın 556 sayılı Markaların Korunması Hakkında Kanun Hükmünde Kararname'nin (556 sayılı KHK) 14. maddesinin Anayasa Mahkemesi kararı ile iptal edildiğini, bu nedenle gerekçe gösterilen davanın konusuz kaldığından reddedileceğini, müvekkilinin marka başvurusunun reddine dayanak gösterilen 2014/28809 ve 2014/28803 sayılı BİRUNİ marka başvurularının reddine karar verildiğini ileri sürerek davaya konu YİDK kararının iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
1.Davalı Kurum vekili asıl davaya ilişkin cevap dilekçesinde; müvekkili Kurum kararının usul ve yasaya uygun olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
2. Davalı şirket vekili birleşen davaya ilişkin cevap dilekçesinde; davacının 41. sınıfta yer alan eğitim ve öğretim hizmetlerinde BİRUNİ ibareli markasını kullanmamasına ve bu hususun bilirkişi raporu ve mahkeme kararı ile tespit edilmesine rağmen salt sicilde hak sahibi olmasına istinaden kötü niyetli bir şekilde dava konusu marka başvurusunda bulunduğunu, bu nedenle davaya konu edilen YİDK kararının bütünüyle usul ve yasaya uygun olduğunu, davacının iddialarının haksız ve hukuka aykırı olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
III. BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
Bölge Adliye Mahkemesince bozma ilamına uyularak yapılan yargılama neticesinde, davacının önceki tarihli 177751 sayılı markasıyla işbu davaya konu başvurunun esas unsurları aynı olduğu gibi başvurunun, önceki marka hakkındaki davada kullanmama nedeniyle iptal edilen hizmetleri aynen içerdiği, davacının, kullanmama nedeniyle iptal edilen markasında yer alan esas unsuru, karardan sadece beş gün sonra ve üstelik de kullanmama nedeniyle iptal edilen sınıflarda tescil ettirmek için yaptığı başvurusunun, kullanmama nedeniyle aleyhine açılan davanın sonuçlarından kurtulmak, iptal kararının kesinleşmesi durumunda kararın uygulanmasını engellemek ve yedekleme amacı taşıdığı aşikar olup bu amaçlarla yapılan bir marka başvurusunun kötü niyetle yapıldığının kabulü gerektiği, kullanmama nedeniyle iptal davasının davacının aleyhine sonuçlanmamasının, davaya konu marka başvurusunun, kullanmama nedeniyle aleyhine açılan davanın sonuçlarından kurtulmak, iptal kararının kesinleşmesi durumunda kararın uygulanmasını engellemek ve yedekleme amacıyla yapıldığı gerçeğini değiştirmediği, davacının davaya konu marka başvurusunu kötü niyetle yaptığı gerekçesiyle, asıl ve birleşen davanın reddine karar verilmiş, hüküm, davacı tarafça temyiz edilmiştir.
IV. TEMYİZ
A. Dava ve Hukuki Nitelendirme
Dava, YİDK iptali istemine ilişkindir.
B. Değerlendirme ve Gerekçe
Dosyadaki yazılara, Bölge Adliye Mahkemesince 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (HMK) 373/3 hükmü uyarınca uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına göre, davacının bütün temyiz itirazları yerinde değildir.
V. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, asıl ve birleşen davada davacının temyiz itirazlarının reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK'nın 370/1 hükmü uyarınca ONANMASINA, aynı Kanun'un 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine, 04.02.2025 tarihinde kesin olarak oy birliğiyle karar verildi.