"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
SAYISI : 2015/466 Esas, 2020/683 Karar
HÜKÜM : Davanın reddi
İlk Derece Mahkemesi kararı davacılar vekili tarafından temyiz edilmekle; temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
KARAR
I. DAVA
Davacılar vekili dava dilekçesinde; tarafların, davalının ısrarları üzerine davalının sahibi olduğu ... Gıda A.Ş.'den alınacak distribütörlük ile ... adlı ürünün alışveriş merkezlerinde satışı gerçekleştirilmek amacıyla 14.11.2012 tescil tarihli ... Gıda Turim San. ve Tic. A.Ş. ticaret unvanlı şirketi kurduklarını, davalının henüz tarafların hissedar oldukları şirketin kuruluş sürecinde sözde gecikmeye mahal vermemek ve aynı anda yapılacak imalatın maliyetini düşüreceği yönündeki aldatıcı beyanları ile toplam 10 adet standın bedeli olduğunu iddia ederek müvekkillerinden stant başına 15.000,00 USD olmak üzere toplam 150.000,00 USD aldığını, davalının yaptığı işin çok büyük getirisi olduğu konusunda müvekkilleri üzerinde iradelerini sakatlamakla kalmadığını aynı zamanda piyasa ederi 1.500,00 TL olan stantları 15.000,00 USD'den müvekkillerine satmayı da başardığını, müvekkillerinin davalıya olan güvenleri nedeniyle derhal davalıya 130.000,00 USD parayı elden teslim ettiklerini, fakat davalının bu parayı aldıktan sonra 10 adet stanttan sadece 5 adedinin müvekkillerine teslim edildiğini ve ne yazık ki sadece 3 adedinin kullanıldığını, davalı ile yapılan görüşmeler neticesinde 48.000,00 USD'sinin davalı tarafından kendilerine iade edildiğini, ancak 82.000,00 USD'sinin davalının uhdesinde bulunduğunu, davalının müvekkillerinin kendisine karşı olan iyiniyetlerini ve güvenlerini kullanarak müvekkillerinin iradelerini sakatladığını ve haksız kazanç elde ederek müvekkillerini dolandırdığını ileri sürerek 82.000,00 USD'nin dava tarihinden itibaren işleyecek en yüksek banka faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; ortakların kendi aralarındaki uyuşmazlıkları giderdiklerini ve şirketi tasfiyeye soktuklarını, şirketin tasfiyesi hususunda ortaklar arasında herhangi bir anlaşmazlık bulunmadığını, davacıların ihtarlarının semeresiz kaldığını, müvekkilinin davacılarla birlikte şirket kurduklarını, müvekkilinin davacılara kar veya ciro taahhüt etmesinin mümkün olmadığını, müvekkilinin mevcut düzenini bozarak kendisine ortak olan ve daha sonra ticari hayatının sona ermesine davacıların neden olduklarını, müvekkilinin davacılara herhangi bir taahhüdü olmadığı gibi stantları geri almak gibi bir mükellefiyetinin olmadığını, müvekkilinin davacılara herhangi bir borcunun bulunmadığı gibi uğradığı zararları tahsil etme hakkının saklı bulunduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
III. MAHKEME KARARI
1.Davanın açıldığı Asliye Hukuk Mahkemesince, somut uyuşmazlık bakımından asliye ticaret mahkemelerin görevli olduğundan bahisle dava dilekçesinin görev yönünden reddine karar verilmiş, karar, Dairemizin 15.01.2015 tarih 2014/17866 E., 2015/404 K. sayılı kararı ile onanmış, görevsizlik kararının bu suretle kesinleşmesi üzerine dosya İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesine tevzi edilmiştir.
2.Mahkemece, davacılar tarafından davalıya gönderilen, davacıya eksik, hatalı ve piyasa değerinin çok üzerinde satıldığı iddia olunan standların bu durumunu bildirir ihtarnamenin, taraflar arasında kurulan şirketin tescil tarihinden yaklaşık 1 yıl sonra 22.10.2013 tarihinde gönderildiği, dosya kapsamında dinlenen tanık beyanlarından da anlaşılacağı üzere, davacıların kendilerine teslim edilen dava konusu standları -standların vaad edilen özellikleri taşımadığını anlayacak süreden daha fazla bir süre kadar- kullandıkları, ayrıca dosya içerisinde mevcut 02.05.2013 tarihli, davalı tarafından davacılara gönderilen e-mail içeriğine göre ise, taraflar arasındaki uyuşmazlıkların anılan tarihte de mevcut olduğu, tarafların 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu'nun (6102 sayılı TTK) 18/2 maddesine göre basiretli bir tacir gibi hareket etmesi, riziko analizi konusunda gerekli dikkat ve özeni göstermesi gerektiği, davacıların ticari amaçlarla edinmek istediği standları satın alırken, piyasayı araştırıp standların rayiç değerini öğrenme imkanı varken, bu denetim imkanını kullanmadıkları, dosya kapsamındaki bilgi ve belgelere göre, kendilerine teslim edilen ve edilmeyen standlarla ilgili duyulan rahatsızlığı taraflar arasındaki anlaşma ve standların taraflarına tesliminden uzunca bir süre sonra karşı tarafa bildirdikleri, davacı tarafın delil olarak da dayandığı davalı taraftan sadır 02.05.2013 tarihli mail içeriğinde davalı tarafın standların bir tanesinin değerinin 15.000,00 USD olduğunu, davacı tarafın 10 adet stand bedeli olarak 150.000,00 USD ödemesi gerektiğini ancak 124.000,00 USD ödediğini, daha sonra davacıların 5 stand olarak aralarındaki anlaşmayı güncellemek istediğini ve bu kapsamda davacılara 48.000,00 USD iade edildiğini, standlar için davacıların 75.000,00 USD civarında bir para yatırdığını belirttiği, davacının dava dilekçesinde, davalının stand başına 15.000,00 USD olmak üzere davacılardan toplam 150.000,00 USD aldığını belirttiği ve dilekçenin devamında on adet stand bedeli olarak davalıya bizzat elden 130.000,00 USD verdiklerini, taraflarına on adet stand teslim edilmesi gerekirken standlardan beşinin teslim edilmediğini, bu yüzden bu paranın 48.000,00 USD'sinin iade edildiğini, teslim edilen standların kalitesi konusunda aldatıldıklarını, satışın fahiş bir rakamla gerçekleştiğini, arta kalan 82.000 USD'nin haksız olarak davalının uhdesinde bulunduğunu ve neticeten davalı tarafından dolandırıldıklarını ileri sürdükleri, mail içeriği, taraf beyan ve delilleri değerlendirildiğinde, teslim edilmeyen standlar için davalı tarafça 48.000,00 USD para iadesi yapıldığı, standların bir tanesinin değerinin taraflar arasında ortaklığın kuruluş aşamasında 15.000,00 USD olarak belirlendiği, dosya kapsamında aldırılan bilirkişi raporunda dava konusu standların bir tanesinin bedelinin tespiti için yapılan değerlendirmede, standların değerinin satın alınma tarihlerine göre ortalama 35.000,00 TL civarında olduğu, 15.000,00 USD'nin anılan tarihteki USD kuruna göre TL karşılığı ve 35.000,00 TL'nin yine anılan tarihteki USD karşılığı değerlendirildiğinde, standların davacıya satım tarihinde fahiş fiyatta olmadıklarının anlaşıldığı, davalı hakkında başlatılan ceza soruşturmasında da davalının eyleminde hile boyutunda nitelikli yalan bulunmadığı tespit olunarak davalı hakkında dolandırıcılık suçundan kovuşturmaya yer olmadığı kararı verildiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm, davacılar vekilince temyiz edilmiştir.
IV. TEMYİZ
A. Dava ve Hukuki Nitelendirme
Dava, taraflar arasındaki sözleşmeye istinaden alınan standların fahiş fiyatla davacılara satıldığı iddiasına dayalı alacak talebine ilişkindir.
B. Değerlendirme ve Gerekçe
Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, Mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davacılar vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde değildir.
V. SONUÇ: Davacılar vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA, dosyanın Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlere yükletilmesine, 05.02.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.