Logo

11. Hukuk Dairesi2024/5792 E. 2024/8269 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Ticaret sicilden resen terkin edilen şirketin ihyası talebi üzerine, ihya kararına ek olarak tasfiye memuru atanmasının gerekliliği ve tasfiyenin kapsamı.

Gerekçe ve Sonuç: Ticaret sicilden terkin edilen şirketin ihyası talebinin kabulü ile birlikte tasfiye memuru atanmasının gerekli olduğu, ancak bu tasfiyenin alacaklının amacına ulaşmasını sağlayacak şekilde takip/dava ile ortaya çıkan hukuki ihtilafın giderilmesi amacıyla sınırlı olması gerektiği gözetilerek, Bölge Adliye Mahkemesi kararının düzeltilerek onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Konya Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2024/807 Esas, 2024/1298 Karar

DAVA TARİHİ : 30.11.2023

KARAR : Yeniden hüküm kurulmak suretiyle dava kabul

İLK DERECE MAHKEMESİ : Konya 3. Asliye Ticaret Mahkemesi

SAYISI : 2023/763 E., 2024/224 K.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve

Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

KARAR

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili banka ile ihyası istenen şirket arasında imzalanan genel kredi sözleşmesine istinaden başlatılan icra takibinde çıkarılan ödeme merinin bila tebliğ iade edildiğini, Ticaret Sicil Gazetesi'nin 04.07.2014 tarihli sayısında şirketin ticaret sicilden terkin edildiğinin tespit edildiğini, şirketin ihyasının, alacak zamanaşımına uğrayana kadar istenebileceğini, müvekkili alacağı ipoteğe bağlı olduğundan zamanaşımının da söz konusu olmadığını ileri sürerek Konya 12. İcra Müdürlüğü'nün 2021/991 sayılı dosyasında icra takibine devam edilebilmesini teminen ... Bilgisayar Dağıtım A.Ş.'nin ihyasına karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde; ihyası istenen şirketin Münfesih Olmasına veya Sayılmasına Rağmen Tasfiye Edilmemiş Anonim ve Limited Şirketler İle Kooperatiflerin Tasfiyelerine ve Ticaret Sicili Kayıtlarının silinmesine İlişkin Tebliğ ile 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu'nun (6102 sayılı Kanun) geçici 7 nci maddesi uyarınca şirkete yapılan ihtar ve ilana rağmen süresi içerisinde bildirimde bulunulmaması sebebi ile 30.06.2014 tarihinde şirketin ticaret sicilinden resen silinerek tescil ve ilan edildiğini, terkin işleminin 6102 sayılı Kanun'un geçici 7 nci maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi kapsamında olduğunu, müdürlüklerinin söz konusu işlemlerde kusurunun bulunmadığını, mevzuat gereğinin yerine getirildiğini, tasfiye işlemlerini yerine getirmek üzere tasfiye memuru atanmasını, yargılama giderlerinden sorumlu tutulamayacaklarını savunmuştur.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesince, infisah sebebinin "5174 sayılı Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği ile Odalar ve Borsalar Kanunu'nun (5174 sayılı Kanun) 10 ve 32 inci maddelerine dayandırıldığı, kanunda olmayan bir hal esas alarak 6102 sayılı Kanun'un Geçici 7 nci maddesi uygulamak sureti ile gerçekleştirilen resen terkin işleminin normlar hiyerarşisine aykırı olduğu, davacının dava dışı şirketin ihyasını talep etmekte hukuki menfaatinin olduğu, hukuka uygun olmayan terkin işleminde Ticaret Sicil Müdürlüğü kusurlu olduğundan yargılama giderlerinden sorumluluğunun bulunduğu gerekçesiyle davanın kabulüne, ihya işlemlerini yapmak üzere son yönetim kurulu üyelerinin tasfiye memuru olarak atanmalarına karar verilmiş, hüküm davalı tarafından istinaf edilmiştir.

IV. BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI

Bölge Adliye Mahkemesince, ihyası istenen şirketin davalı tarafından 5174 sayılı Kanun'un 10 ve 32 nci maddelerine istinaden adreslerinin ve durumlarının tespit edilememesi gerekçesiyle sicilden terkin edildiği, davalı tarafından terkin sebebi olarak belirtilen hususun 6102 sayılı Kanun'un Geçici 7 nci maddesinde tahdidi olarak belirtilen terkin nedenleri arasında yer almadığı, terkin uygulamasının 6102 sayılı Kanun'un geçici 7 nci maddesine uygun olmadığı, davanın açılmasına davalının sebebiyet verdiği bu nedenle mahkemece şirketin ihyasına karar verilmesinde ve davalının yargılama giderleri ve vekâlet ücreti ile sorumlu tutulmasında usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı, ancak Yargıtay 11. Hukuk Dairesi'nin 22.03.2022 tarihli ve 2020/8099 E., 2022/2190 K. sayılı bozma ilamında belirtildiği üzere şirketin ihyasına karar verilmesinin yanı sıra 6102 sayılı Kanun'un 547 nci maddesinin ikinci fıkrası uyarınca tasfiye memuru atanması gerektiği, mahkemece bu husus gözetilerek ihyasına karar verilen şirkete tasfiye memuru atanmasına karar verilmesi gerekirken şirketin son yönetim kurulu üyelerinin ihya işlemlerini yapmak üzere yetkilendirilmesine karar verilmesinin doğru olmadığı gerekçesiyle davalnın istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, davanın kabulüne, son yönetim kurulu üyelerinin tasfiye memuru olarak atanmalarına karar verilmiş, karar davalı tarafından temyiz edilmiştir.

V. TEMYİZ İNCELEMESİ

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, ticaret sicilden resen terkin olan şirket hakkında icra takip işlemlerini devam ettirmek üzere, terkin olunan şirketin ihyası talebine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1.6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

2.6102 sayılı Kanun'un 547 nci maddesinin ikinci fıkrası, Geçici 7 nci maddesi

3. Değerlendirme

1.İlk Derece Mahkemesince verilen karara yönelik olarak yapılan istinaf başvurusu üzerine 6100 sayılı Kanun'un 355 vd. maddeleri kapsamında yöntemince yapılan inceleme sonucunda Bölge Adliye Mahkemesince esastan verilen nihai kararda, dosya kapsamına göre saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kurallarına aykırı bir yön olmadığı gibi aynı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ve 371 inci maddelerinin uygulanmasını gerektirici nedenlerin de bulunmamasına göre davalının temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

2.Bölge Adliye Mahkemesince, 6102 sayılı Kanun'un Geçici 7 nci maddesinin uygulanmasıyla ticaret sicilinden terkin edilmiş olan şirketin, aynı Kanun'un 547 nci maddesi kapsamında tasfiye memuru atanmasına karar verilmişse de, alacaklının amacına ek tasfiye ile ulaşmasının mümkün olduğu hallerde şirketin ek tasfiyesinin açılan takip/dava ile ortaya çıkan hukuki ihtilafın giderilmesi amacıyla sınırlı olmalıdır. Bölge Adliye Mahkemesi kararında bu hususun belirtilmemesi doğru olmamış re'sen bozmayı gerektirmiştir.

Ne var ki bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin ikinci fıkrası hükmü uyarınca Bölge Adliye Mahkemesi kararının düzeltilerek onanması gerekir.

VI. SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalının tüm temyiz itirazlarının REDDİNE, (2) numaralı bend uyarınca Bölge Adliye Mahkemesi kararının hüküm fıkrasının (1) numaralı bendinde yer alan "... Bilgisayar Dağıtım Anonim Şirketi"nin ibaresinden sonra gelmek üzere "6102 sayılı TTK'nın 547 ve Geçici 7/15. maddeleri uyarınca Konya 12. İcra Müdürlüğü'nün 2021/991 sayılı dosyası ile sınırlı olmak üzere" ibaresi derc edilmek suretiyle kararın DÜZELTİLEREK ONANMASINA, dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, peşin alınan temyiz karar harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 25.11.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.