"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
SAYISI : 2022/806 Esas, 2023/646 Karar
HÜKÜM : Kısmen kabul
Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen davada verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Bölge Adliye Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararı davalı tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
KARAR
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili şirketin Özel ... Diyaliz Merkezini, davalı şirketin ise müvekkili şirketin yaklaşık 500 metre ilerisinde yer alan ve bünyesinde diyaliz merkezi de bulunan Özel ... Anadolu Hastanesini işlettiğini, her iki şirketin faaliyet gösterdikleri sektör ve bölge itibariyle birbirlerinin en büyük rakibi konumunda olduklarını, müvekkili şirket ortaklarından mesul müdür ve sorumlu diyaliz hekimi olarak görev yapan Dr. ...'in şirkete yazılı ya da sözlü ihbarda bulunmadan 10.03.2011 tarihinde işe gelmediğini, akabinde müvekkili şirketin rakibi olan Özel ... Anadolu Hastanesinin diyaliz merkezinde çalışmaya başladığını, 10.03.2011 tarihinden işbu dava tarihine kadar müvekkili şirketten 8 personel ve 43 hastanın ayrıldığını, şirketlerinden ayrılan personelin tamamının rakip firmada çalışmaya başladığını, hastaların da tedavilerini şirketlerinden ayrılan sağlık personelinin gözetimi altında rakip firmada devam ettirdiklerini, ... ve davalı şirketin birlikte hareket ederek başta 6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu'nun haksız rekabet hükümleri olmak üzere, İş Kanunu ve mesleki mevzuatı da ihlal etmek suretiyle müvekkili şirketi zararlara uğrattıklarını ileri sürerek haksız rekabet dolayısıyla müflis şirketin uğramış olduğu zararlardan, hasta kaybı nedeniyle uğramış olduğu maddi kayıplar için 171.007,50 TL'nin, atıl kapasiteye düşmüş olması nedeniyle uğranılan fon kaynaklı zarar için 261.372,68 TL'nin, dava dilekçesinde talep edilen maddi tazminatın dava tarihinden, ıslah edilen maddi tazminat bedellerinin ıslah tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalıdan alınarak müflis şirkete verilmesine, 10.000,00 TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalıdan alınarak müflis şirkete verilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; hastanın iki birim arasında tercih yaparken taraflarca bilinmeyen bir çok etkeni de göz önüne alabileceğini, bu iki diyaliz merkezinin birbirine yakınlığının aynı etkiyi personel üzerinde de gösterdiğini, diyaliz tedavisi konusunda uzmanlaşmış sağlık personelinin bir merkezden ayrılarak aynı bölgede bulunan diğer bir diyaliz merkezine geçebilip uzmanlığının gerektirdiği işte çalışma imkanını elde edebileceğini, bu iki merkez arasında personel ve hasta aktarımının olmasının hayatın olağan akışına uygun olduğunu, müvekkili diyaliz merkezinde süregelen tedavilerini bırakıp davacı diyaliz merkezinde tedavi olmaya başlayan 11 hastanın da olduğunu, bu hususun hastanın hekim seçme hakkı kapsamı içerisinde değerlendirilmesi gerektiğini, davacı şirketin personel ücretlerini zamanında ödemediğini, daha ağır şartlar ihtiva eden rekabet yasağına ilişkin hükümleri içeren iş sözleşmelerini imzalamaları konusunda baskı yaptığını, her yeri izleyebilen kameralar donatarak personeli huzursuz ettiğini, bunun sonucunda personelin kendi lehlerine doğan haklı ve derhal fesih hakkını kullanıp sözleşmelerini sona erdirdiklerini, ayrılan personelin de müvekkili şirkete başvurduğunu, davacı şirketle yaptıkları iş sözleşmelerini haklı sebeplerle feshettiklerini beyan ettiklerini, müvekkilinin de haklı oldukları kanaati ile 7 personeli işe aldığını, davacının kendi zarar verici politikası sonucunda zarara uğradığını savunarak davanın reddini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesince bozma ilamına uyularak yapılan yargılama neticesinde, haksız rekabet unsurlarının somut olayda gerçekleştiği, davacının mahrum
kaldığı kârın 145.356,38 TL olduğu, fon kaybı zararının hesaba dahil edilmeyeceği gerekçesiyle davacı şirket ile aynı sektörde faaliyet gösteren davalı şirketin, davacıda çalışan 8 personelin işten ayrılmasını sağlayarak kendi bünyesinde çalıştırmaya başlaması ve bu personel aracılığıyla davacıda tedavi gören 42 hastanın kendi işlettiği hastaneye geçişini sağlaması eylemlerinin haksız rekabet oluşturduğunun tespitine, 145.356,38 TL toplam maddi tazminatın, dava dilekçesinde talep edilen 2.000,00 TL'sine dava tarihinden, ıslahla talep edilen 143.356,38 TL'sine ıslah tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte, 10.000,00 TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalıdan tahsiline, kararın masrafı davalıdan alınarak ilanına karar verilmiş, hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir.
IV. TEMYİZ
A. Dava ve Hukuki Nitelendirme
Dava, haksız rekabetin tespiti ve maddi, manevi tazminat talebine ilişkindir.
B. Değerlendirme ve Gerekçe
Dosyadaki yazılara, İlk Derece Mahkemesince 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (HMK) 373/4 hükmü uyarınca uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı vekilinin bütün temyiz itirazları yerinde değildir.
V. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalının temyiz itirazlarının reddi ile İlk Derece Mahkemesince verilen kararın HMK'nın 370/1 hükmü uyarınca ONANMASINA, aynı Kanun'un 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine, 20.01.2025 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.