Logo

11. Hukuk Dairesi2024/5911 E. 2024/8020 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacılar, davalı banka tarafından başlatılan kambiyo takibine konu bonodan dolayı borçlu olmadıklarının tespitini istemektedir.

Gerekçe ve Sonuç: Davacılar, bononun teminat senedi olduğunu ve kötü niyetle takibe konulduğunu iddia etmiş ancak bu iddialarını ispatlayamamış, davalı bankanın ise takibe konu alacağın mevcudiyetini kanıtlaması ve takibin yasal dayanağının bulunması gözetilerek, yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Konya Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2021/232 Esas, 2023/114 Karar

HÜKÜM : Esastan ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : Konya 4. Asliye Ticaret Mahkemesi

SAYISI : 2020/82 E., 2020/705 K.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacılar vekili tarafından temyiz edilmekle; temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

KARAR

I. DAVA

Davacılar vekili dava dilekçesinde; müvekkili ...'ın davalı bankadan kredi kullandığını, kullandırılan krediye ait sözleşmesini müvekkilinin okutmasına müsaade edilmeden imzalatıldığını, davalı tarafından müvekkilleri aleyhine Konya 12. İcra Müdürlüğünün 2018/9377 Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, müvekkillerinin haberi olmaksızın kredi evrakları arasında imzalatılan 1.000.000,00 TL'lik teminat senedinin icra takip dosyası incelendiğinde takibe konu olduğunun anlaşıldığını, davalı tarafın müvekkillerinden yapılandırma adı altında 75.000,00 TL ödeme almasına rağmen sözü geçen teminat senedinin işleme koyulmasının kötü niyetin göstergesi olduğunu, banka kayıtlarında müvekkilleri tarafından ödenen paranın 85.150,00 TL olarak görünmesine rağmen takibe girilirken bu miktarın teminat senedinden düşülmediğini, bu hususun dürüstlük kuralına aykırı olduğunu, teminat senedinin kambiyo takibine konu edilemeyeceğini, kredinin hesaba geçtiği tarih ile senedin düzenleme tarihinin aynı olmasının ve taraflar arasında başka bir ilişki olmamasının senedin teminat senedi olduğunu açıkça gösterdiğini, davalı bankanın kötüniyetli olarak teminat senedi aldığı gibi müvekkilinin muaccel olmayan borçları için takip yaptığını, kredi borcunun ipotekle de teminat altına alındığını, müvekkilinin kullandığı kredi 900.000,00 TL olarak hesabına geçmesine rağmen müvekkilinden 1.000.000,00 TL bedelli teminat senedi alınmasının haksız olduğunu, müvekkilleri tarafından ilgili banka aleyhine bedelsiz senedi kullanmak suçundan suç duyurusunda bulunulacağını, söz konusu kredinin Kredi Garanti Fonu tarafından temin ve garanti altına alındığından davanın KGF'ye ihbarı gerektiğini ileri sürerek müvekkillerinin Konya 12. İcra Müdürlüğünün 2018/9377 Esas sayılı dosyasından dolayı müvekkillerinin borçlu olmadıklarının tespitine, takip miktarının %20 sinden az olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacıların müvekkili bankadan genel kredi sözleşmesine istinaden kredi kullandıklarını, kullanılan kredinin geri ödemesine ilişkin olarak takip konusu bonoyu verdiklerini, borcun vadesinde ödenmemesi üzerine müvekkili tarafından davacılar aleyhine Konya 12. İcra Müdürlüğünün 2018/9377 Esas sayılı dosyasından takip başlatıldığını, davacı ...' a genel kredi sözleşmesi bilgilendirme formu sunulduğunu, davacının bu sözleşmeyi imzalamak suretiyle kabul ettiğini, davacı tarafa yapılandırma yapıldığına ilişkin banka kayıtlarında her hangi bir veri bulunmadığını savunarak davanın reddine, davacının %20 den az olmamak üzere tazminata mahkum edilmesine karar verilmesini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesince, davacılar ile davalı arasında kredi borcunun yeniden yapılandırılmasına ilişkin herhangi bir sözleşme bulunmadığı, davacılar vekilince iddialarının ispatı yönünde dosyaya her hangi bir belge sunulmadığı, ispat yükü kendisinde olan davacı tarafça yine takibe konu senedin teminat senedi olduğu yönündeki iddiasını ispatlanamadığı, celbedilen icra dosyasına göre takibin tahsilde tekerrür olmamak üzere başlatıldığı, davalı banka tarafından davacılar tarafından yapılan 75.000,00 TL lik ödemenin davacıların borcundan mahsup yapıldığı, buna rağmen takip tarihi itibarıyla davacıların davalı bankaya taksitli kredi sözleşmesinden dolayı 1.040.553,23 TL asıl alacak, 63.994,02 TL işlemiş temerrüt faizi, 3.199,70 TL BSMV olmak üzere toplam 1.107.746,95 TL lık borcu olduğu, Konya 12. İcra Müdürlüğünün 2018/9377 Esas sayılı takip dosyasında takibe geçilen alacak miktarı toplamda 1.004.291,10 TL olup, fazladan bir talebin bulunmadığı kanaatine varıldığı gerekçesiyle davanın reddine, takibin durdurulması yönünde verilmiş bir tedbir kararı bulunmadığı gerekçesiyle de davalı banka vekilinin tazminat talebinin reddine karar verilmiş, hüküm davacılar vekilince istinaf edilmiştir.

IV. BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI

Bölge Adliye Mahkemesince, davacı banka tarafından davalılar aleyhine kambiyo takibi yapılmasına kanuni bir engel bir yön olmadığı, ilk derece mahkemesince davanın reddine karar verilmesinde usul ve yasaya aykırı herhangi bir yön bulunmadığı gerekçesiyle davacılar vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş, karar davacılar vekilince temyiz edilmiştir.

V. TEMYİZ İNCELEMESİ

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, bono nedeniyle borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1.6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

2.2004 sayılı İcra İflas Kanunu'nun 72 nci maddesi.

3. Değerlendirme

Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre yapılan istinaf başvurusunun 6100 sayılı Kanun'un 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) numaralı alt bendi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.

VI. SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davacılar vekilinin temyiz isteminin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA, aynı Kanun'un 372 nci maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlere yükletilmesine, 19.11.2024 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.